Taa çocukluktan beri hayatının birinci önceliği futbol olan, Oynayanı ve oynatanı da dahil saha içinden dışına kadar, futbolun her yerinde bulunan..  4 ‘ü  Süper Ljg’de olmak üzere  8  sezon TFF Üst Klasman Temsilciliği yapan..

Gazetesinden, radyosuna, televizyonundan paneline kadar  nerede futbol yazılır, konuşulursa ahkam kesen birisi olarak,

Zaman zaman düşündüğüm, söylediğim bir şeyi bu sıralar çok daha sık tekrarlar oldum;

Nereden bulaştık bu işe ya…

Çünkü yense de yenilse de dört gözle bekleyip büyük keyif aldığımız Trabzonspor’un maçları artık çekilmez oldu..

Seyretsen sıkıntı,seyretmezsen sıkıntı.

Çoluk çocukla Dünya devlerine kafa tutan ..

Rakibin ismine, cismine bakmadan  90 dakika savaşıp , tekmeye kafa uzatan aslan yürekliler gitmiş ,

yerlerine ‘Vur başına al lokmayı  pısırıklar gelmiş!..

Tek yaptıkları, al sağdan ver sola..

Olmadı dön geriye..

Ara ki bulasan gideni ileriye..

İleri gitmek için  önce  yana oynayacakmışız  tamam da!..

Biz yana oynadıktan sonra da, geri geri gidiyoruz?

Yani  futbolda amacın topu karşı kaleye sokmak olduğunu, bunun için de ileri doğru oynamak gerektiğini bilmesek inanacağız..

İnanması zor ama tek  isabetli şut  çekmeden maç tamamlamak bile bizde..

Öyle ama top şu kadar zaman bizde kalmış.

Kalmış ta sen o topla ne yapmışsın?

İnşallah düzelir de, bu Trabzonspor  en çılgın fanatiği bile futboldan soğutur

Zamparalığa niyetlenip te  viagrasını  evde unutmuş yaşlı çapkınlar gibi..

Niyet var ,icraat  yok!..

Tabi  böyle olunca da  taraftar da ‘Yumurta  mı tavuktan çıkar, yoksa tavuk mu yumurtadan’ misali ikiye bölünmüş durumda..

Bir kesim; ‘Teknik direktör Abdullah Avcı’nın işi bu Trabzonspor’la zor’ diyor.

Bir kesim de tam tersi;

 ‘Asıl Trabzonspor’un in işi bu Avcı’yla zor!

Bence ikisi de haklı.

Hoca, ‘Bu takımı ben kurmadım der ki haklı..

Birileri de ‘Senin kurduğun takımı da gördük’ der ki , onlar da haklı..

‘Bu kadar çok paraya bu kadar çok hurdayı nasıl bulup ta transfer ediyoruz’ diyenler de var ki;

Onlar hepsinden haklı..

Şimdi diyenler olacaktır ki;

‘Yahu Servet Abi Fener maçından önce böyle yazılır mı?’

Yazılır ,yazılır..

Madem ‘Aslanlar ,kaplanlar ‘ diyoruz olmuyor.

Bir de böyle deneyelim..

Bakarsın ters motivasyonla  doping etkisi yapar..

Hem birileri diyor ya, ‘Avcı  ‘Trabzonspor’u  Karagümrük maçında bilerek böyle oynattı ki   Fenerbahçe  taktiğimizi öğrenmesin diye’..

Biz de Fener’i  yenince’ Sizi hırslandırmak için  bilerek böyle yazdık’ der, çıkarız işin içinden!..

Madem Fenerbahçe ile oynayacağız Sarı-Lacivertlileri 2010 yılında Urfa’da oynanan Türkiye Kupası Finalinde 3-1 mağlup ettiğimiz maçtan sonra  sevinç içinde  kupa ile  taraftarı selamlayan Colman ve  Alanzinho’dan bir foto paylaşalım da yüreğimizin şişi insin.

(Not: Bunları bile beğenmezdik şimdi kimlere kaldık)

Tut kupanın kulbunu!..

İş konuşmaya geldi mi tutana aşk olsun.

Hepsi en kral cumhuriyetçi,

Hepsi en büyük Atatürkçü.

Lakin icraata sıra gelince..

Ara ki bulasın..

Cumhuriyetin 100. Yılına denk elen bir zamanda Türkiye Süper Kupa Finali sizce nerede oynanmalı?

Bence, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Samsun’da.

Hadi bilemedin Başkent Ankara’da ..

Ya da Yunan’ın denize döküldüğü İzmir’de..

-Hayır bilemediniz..

-Niye?

TFF başka yerde oynatacak?

-Nerede?

-Arabistan’da..

-Hadi ya..

-He ya.

-Peki bu maçı oynayacak kulüplerin başkanları ne diyor bu işe..

-Orasını karıştırma..

-Yok ya…

Bizim uşaklar 2 rengin hastasıdır (H.H’dan alıntı)