Eskilerden bir demet... Bizim jenerasyon hatırlar... Fenerbahçe'nin çakarlı efsane kalecisi Yaşar vardı... Yaşar Duran... Namı diğer Kova Yaşar. Milli forma için yapmadığı delişmenlikler kalmadı. Bir İngiltere maçında yediği 8 gol nedeniyle bu lakap yapıştı kaldı formasına... Şenol Güneş'in gidişiyle Milli Takım'a hoca arayışlarında yelpazenin bir kıyısındaki isim Stefan Kuntz idi. Milli Takım'daki 'sözde' enkaz yığınını o kaldıracak, takımı rayına 'güya' o sokacaktı.

Lafügüzaf Federasyon Başkanı Mehmet Büyükekşi ve işgüzar Halil Altıntop'un torbasından yanardönerli Alman Panzeri çıktı. İlk 4 maç her şey çok güzel gitti, ta ki bir basamak atlayana kadar... A Milli Takım, Uluslar C Ligi'ndeki son maçında Faroe Adaları'na deplasmanda 2-1 mağlup oldu. Daha önce B Ligi'ne yükselmeyi garantileyen Milliler, gaflete düşüp gruptaki ilk yenilgisini aldı. 59 yaşındaki Stefan Kuntz'un son iki maçı... Önce 3-3'lük Lüksemburg beraberliği, ardından 2-1'lik Faroe Adaları mağlubiyeti...

Dünya sıralamasında 124. olan bir takıma yenilmek de insanın yüreğini acıtıyor. Rüzgârın etkisiyle savrulduk, Trabzon'un Akçaabat ilçesi kadar nüfusu olan koyun memleketinde tımar yapmaya kalkıştık. La Fontaine'den masallar dinledik. Kova Yaşar'la girizgah yaptık, milli takımın geldiği içler acısı konuma dikkat çektik. Bundan sonrası 'talakı selase'... Yani Mecelle kanunu... Artık La Fontaine de kabak tadı verdi. Meğer yıllardır biz Yaşar Duran'a haksızlık yapmışız! Gördük ki memlekette çok 'Kova' varmış.

FAROZ’UN GURURU REKORLAR PEŞİNDE

Trabzon'da balıkçılık sektörünün sayılı isimlerinden biri... Denizlerde sergilediği canhıraş çalışmayla adını duyurdu. Bu çabasıyla spor dünyasında, özellikle Trabzonspor'la da yıldızı parladı. Bordo-Mavili Kulübün yönetim kurulundaki çalışmasıyla futbol dünyasına da ıslak imzasını attı. Recep Denizer şu sıralar rekor üstüne rekorlar peşinde. Fersah fersah açıldığı denizler ötesinden getirdiği balıklarla ağını büyütme gayretinde. Faroz'un gururu Denizer Balıkçılık Arsin Organize Sanayi Bölgesi'ndeki soğuk hava deposu fabrikasını büyüttü, yetiştirdiği somon balıklarını Rusya ve Japonya'ya ihraç ediyor. 500'e yakın insana istihdam sağladı. Japonya’ya 3 bin ton Rusya ’ya 8 bin ton somonu uçakla taze bir şekilde bu ülkelere ihraç ediyor.

Ayrıca ABD ve Kanada'ya kılçığı alınmış şekilde 4 bin ton fileto şeklinde balık ihraç yapıyor. Bu ülkelere toplam 15 bin ton somon balığı ihracatı yapıyor. Bu yetmezmiş gibi Beşikdüzü Organize Sanayi'nde de bir fabrika kurdu. Keban ve Atatürk barajlarında somon yavruları yetiştirip bunların yumurtalarını da kendisi üretiyor. Karadeniz Bölgesi’nin en büyük somon ihracatını Japonya'ya yapıyor. Bunun yanında Trabzon'un Arsin, Yomra, Vakfıkebir ilçeleri ile Gümüşhane Kürtün'de somon yetiştiriciliği yapıyor. Rahmetli babası Yahya Denizer'den aldığı bayrağı daha yüksek yerlere taşıyan Recep Denizer, oğulları Tayfun ve Yahya ile birlikte gece saat 02.00'de kalkıp iş yerine gidiyor, akşam 17.00'ye kadar önce balık halinde, sonra da Arsin Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikada çalışmalarını sürdürüyor. Karadenizliye sadece avlanma sezonunda değil dört mevsim balık ikram eden Denizer, Faroz'un onursal abidesi olmayı gerçekten hak ediyor. Recep Denizer'in bu işlevsel performansı kendisini balık dünyasında zirveye taşımaya yetiyor.

KOPYACI…

Sende kabahat yok, kabahati sahiplenende yokta neyse... Hiçbir yönetim ve idari tecrübesi olmadan TFF milli takımlar sorumluluğu görevine getirilen beyefendi, Türk futbol tarihinin en kötü sonucunu aldığında utanıp sesini keseceğine elini masalara vurup “onu biliyor musunuz, bunu biliyor musunuz, şundan haberiniz var mı?” diyerek kendisini, oyunu ve oyuncular eleştirenlerden hesap sordu..!! Sanıyorum Alman ekolünden yetiştiği için biraz karıştırdı. Beyfendi orası Kaiser Gladbach değil Türk Milli takımı. Sabrederiz evet, millî takımın kabuk değiştirdiğini, jenerasyonun yenilendiğini biz de görüyoruz ama kaybettiğin takım adalar topluluğu. Trabzon amatöründe o ülkeden fazla oyuncu var… Rakibe tabii ki saygı göstereceğiz fakat oynanan oyun bize takım ortamının ciddiyetsiz ve disiplinsiz olduğunu gösteriyor. Daha dün milli takımım yanından bile geçemeyecek oyuncular maç sonu röportajlarında öyle bir konuşuyorlar ki sanki 86.milli maçından çıkmış… Tüm bu olayların ve saha içi verilerin toplamından çıkan sonuç; Milli takım oyuncu grubu ne beyefendiyi ne de takımın başındaki teknik adamı benimsememişler, sevgisiz bir ortamın olduğu aşikar.

Hamit Altıntop denen sorumlu beyefendinin oranın Almanya’da bir fabrika olmadığını öğrenmesi gerekir… Milli takımlar sorumlusu patron gibi değil, ağabey gibi olacak, öyle kameraların karşısında elini masaya vurarak hesap sorar tonda, birilerini kopyalayıp el kol hareketleri yaparak konuşamazsın, haddini bileceksin…!!!

DAVULCUDAN FUTBOLCU OLUR MU?

Trabzon futbolunun özellikle amatörün mabedi olan Yavuz Selim sahasında herkesin anıları vardır. Yavuz Selim'i millet bahçesine peşkeş çekmeselerdi buradaki anılar hiçbir zaman unutulmaz ve hafızalardan silinmezdi. Silmek isteyenlerin yüzüne de yaşanan bu anılar bir şamar gibi patlardı. Bunlardan biri Obuz Erol’dur. Obuz, Faroz mahallesinden sempatik insanlarındandır. Yalan konuşmayı hiç sevmez! Kendi ağzından dinleyelim. ‘’Yalan konuşmazsam rahat edemem!" Ama bu anlattığı yalan değil gerçek.

Biliyorsunuz 1978 yılında Türk futbolunun fırtınası olarak bilinen Ali Kemal Denizci, Fenerbahçe’ye satılacağı sırada Türkiye’de bir futbolcu için yürüyüş yapan tek mahalle Faroz'dur. Yürüyüş kortejinin önünde davul çalan kişi ise Obuz Erol’du. Obuz Erol amatör kümede futbolda oynamış bir isimdi. 1981-82 yıllarında Trabzon amatörün köklü kulüplerinden 24 Şubat takımında oynadı. O zaman maçlar Yavuz Selim sahasında toprak zeminde oynanıyordu. Zaman zamanda bu yıllarda Trabzonspor Yavuz Selim sahasında amatör maçlardan sonra gelip çalışma yapardı. 24 Şubat- Beşirli arasında oynanan maçı, Trabzonspor'un o zamanki Teknik Direktörü rahmetli Özkan Sümer ve yardımcısı Ömer Uzun’da izliyordu. Top Obuz’ un ayağına geldi. Özkan hoca, yanında oturan yardımcısı Ömer Uzun'a dönerek “Yav bu bizim Faroz mahallesinin davulcusu değil mi? Resmen topla uçuyor” der demez, Özkan hoca lafın devamını getirdi: "Ama davulcudan futbolcu olur mu?"

SUNİ TENEFÜS!

Trabzon amatör futbolu can çekişiyor. Yıllar geçtikçe eriyen, potansiyeli zayıflayan, maçlara çıkmaya dahi gücü kalmayan Trabzon amatör futbol kulüplerinin artık göstermelik, bir parmak bal misali değil ciddi desteklere ihtiyaçları var. Amatör kulüplerimiz yavaş yavaş ölüyorlar, maddi yetersizliğin yanı sıra çalışmak için saha ve malzeme sıkıntısından dolayı kapanma noktasına gelen onlarca kulüp var. Amatör kulüplerimizin sorunlarının masaya yatırılma zamanı geldi de geçiyor...

Futbol Federasyonu çözüm noktasında resmen ölü taklidi yapıyor. Sen nasıl bir federasyonsun ki kulüplere tek kuruş katkın yok??!! Transfer dönemi geldiğinde öyle zannediyorum ki TFF yetkilileri kapalı kapılar ardında davul zurna eğlenip, sevinç naraları atıyorlar, öyle ya para musluğu açılıyor. Transfer döneminde yaptığı tek iş belge onaylamak olan TFF bunun karşılığında hatırı sayılır paralar alıyor, öyle ki bazı amatör kulüplerin TFF’ye ödediği rakam 100 bin lirayı buluyor (geçeni de var). Karşılığında belgeye mühür vurup imzalıyor, (Onlarca kağıt ve zaman harcanmadan bu işlemler basit bir telefon uygulamasıyla bile halledilebilir). Maça gidecek araç kiralayamayan, giyecek malzeme bulamayan kulüpler varken TFF’nin bu işleyişi oldukça şaşırtıcı, Türkiye’de TFF işin para alma kısmında var ama verme kısmında ölü taklidi yapıyor…

Konuyla alakasız gibi görünen Emniyet Müdürlüğü ve İç İşleri Bakanlığı’nın da bir şeyler yapması, elini taşın altına koyması gerekir (Proje karşılığı ücretten ziyade direkt nakit ve malzeme yardımı olabilir. Spor yapılmayan ortamlarda suç oranı artar ve huzur bozulur, huzurun bozulmasının yanında birçok yetenekli gencimiz de yeteneğinin farkına bile varamadan kaybolur gider. Bence Bakanlığın bu noktada görevi çok hassas bir konu. Yerel yönetimlerimiz katkı yapmaya çalışıyorlar fakat yetmez. Futbol şehriysek eğer yerel yönetimlerin daha fazla destek vermeleri gerekiyor, çünkü yarın koltuklarını, makamlarını devredecekleri görevleri yapacak, şehri yönetecek ve hizmet verecek nesillerin şimdiden uygun şartlarda spor yapmaları yarın için sağlam adımlar oluşturur. Güçlü yarınlar için sağlam nesiller yetiştirmek gerekir. Trabzon’da başta ASKF olmak üzere Trabzonspor, belediyeler ve Emniyet Müdürlüğü’nün de içinde olacağı ortak bir çalışma grubu oluşturulup ölmek üzere olan amatör futbola suni teneffüs yapılması şart olmuştur yoksa yakında cenazesi olacak…

FELEĞİN SİLLESİ

Patrick Ness der ki; "Şans sizden yana değilse karşınızdadır." Tıpkı Tayyip Ebrar Cumur'da olduğu gibi... Trabzonspor'da gelecek planları yapılan bir futbolcu adayı olarak gösterildi. Yetenekli mi yetenekli bir futbolcu... Ama bir o kadar da talihsiz... 'Geleceğin yıldız adayı' diye lanse edilirken bir anda sakatlandı.

İddia bu ya, Trabzon'da yanlış tedavi uygulandı. O günden bu yana doğrulamadı. Trabzonspor Sağlık Kurulu Başkanı Yaşar Kibar Güven Hızır gibi yetişti ve bu çocuğa sahip çıktı, Ebrar'ı ikinci kez ameliyat ettirdi. Kiralık olarak İstanbulspor'a gönderildi. Bu kulüpte zaman zaman ilk on birde forma giyen 22 yaşındaki oyuncu ikinci baharını yaşamaya hazırlanırken feleğin sillesini bir kez daha yedi. Yine sakatlandı ve Yaşar Kibar Güven yeniden devreye girdi. Hastane için rota bu kez yurt dışı oldu. İsviçre'de sağ ayağından başarılı bir operasyon geçiren Ebrar'ı ameliyat eden doktor, genç oyuncunun eskisinden daha sağlam ve zinde olacağını söyledi. Futbol sahalarından çok hastane odalarında ziyan edilen bir kariyere sahip olan genç ismin şu sıralar tek ihtiyacı şans.

TAM ZAMAN’I

Son zamanlarda Trabzonspor U19 takımında dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bir futbolcu var. Mücadeleci, güçlü, sert, top tekniği üst düzeyde, her iki ayağını da kullanabilen, hem savunma, hem de orta saha oynayabilen, gol vuruşlarıyla da dikkat çeken Emirhan Zaman’dan bahsediyorum.

Geçen sezon ve bu sezon A takımla antrenmanlara çıkan Emirhan Zaman üstünde durulması gereken özel bir oyuncu. Futbola Soğuksuspor’da başlayıp 3 yıl orada oynadıktan sonra bir Soğuksupor-Trabzonspor maçında attığı 2 gol sonrası dikkatleri üzerine çekmeyi başardı ve o sezonun sonunda Trabzonspor’a transfer oldu. Trabzonspor’da U13’le başlayan, Türk Milli takımları ve Trabzonspor A takıma takımına kadar uzanan serüveni başarılarla dolu. Emirhan heba edilmemesi, üzerinde durulması gereken bir futbolcu olduğu kanaatindeyim. İzlediğim U19 Dinamo Batum hazırlık maçında mükemmel oynayıp iki de gol atan Emirhan’ın kaybedilmemesi adına Trabzonspor A takım için hazırlanması ve ara ara da olsa kadroya alınması gerektiğini düşünüyorum, bu yetenek ve kapasite onda var, yolu açık olsun (Emirhan’la ne tanışıklığım ne de konuşmuşluğum bile yoktur)..