Karadeniz müziğine bir ömür hizmet eden ve bu müziğin ülke genelinde sevilmesini ve tanınmasını sağlayan Volkan Konak, yaşarken vasiyetini dile getirmiş bir sanatçıydı. O, sosyal medyada ve birçok platformda yayımladığı vasiyetinde, doğduğu ama doy(a)madığı topraklara, Trabzon'un şirin ilçesi Maçka'ya, burada sonsuzluk uykusuna yatan sevgili babasının yanına gömülmeyi arzuluyor ve bu minvalde şunları söylüyordu:

Ölürsem Anadolu’da bir köy mezarına gömün beni.

“Nasip olur da göremezsem o günü, yani kurtuluştan önce ölürsem – ki öyle de görünüyor – beni alın, Anadolu’da bir köy mezarına gömün. Şair beni bağışlasın ama Karadeniz’de, Maçka’da, Düz Tarla'da babamın yanına gömülmeyi isterim. Mezarımın bir yanında Hasan Bey’in vurdurduğu ırgat Osman yatsın. Diğer yanımda ise kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe olsun; çavdarın dibinde ama… Türküler, şehir aydınlığında taze insanı anlatır. Yanık benzin kokusu vardır, tarlalar artık orta malı olmuş, kanallarda su akıyor. Ne jandarmadan ne de kuraklıktan korku kalmış. Ama biz belki de bu türküleri duyamayacağız. Duyacak değiliz. Toprağın altında yatan ölüler vardır. Kara dallar gibi çürürler, uzun uzun. Sağırdırlar, kördürler, dilsizdirler. Ama ben bu türküleri söyledim. Evet, henüz dizilmedi o sözler ama söyledim. Yanık benzin kokusunu duydum. Traktörlerin resmi bile daha çizilmedi. Benim sessiz ve ıssız komşularıma gelince; Irgat Osman ve Şehit Ayşe büyük hastanede çekip gittiler. Yaşarken sağlıklarının kıymetini bile bilemediler. Dostlar, yoldaşlar… Eğer nasip olmaz da göremezsem o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, beni alın ve Anadolu’da bir köy mezarına gömün. Ve son uyarıma gelince: Tepemde bir çınar olsun yeter. Taş maş da istemem ulan!”

Volkan Konak'ın bir bahar akşamı Mağusa'da öleceğini kim nereden bilebilirdi ki?

İnsanların kimilerine göre doğru, kimilerine göre de yanlış siyasî tercihleri vardır. Bunlar kişinin nerede durduğuna ve nereden baktığına göre değişir. Volkan Konak'ın da her insan gibi belli bir siyasî düşüncesi vardı. Hatta kendine göre dinî yaklaşımları da söz konusuydu. Şimdi ölü henüz musalladayken bunları konuşmanın ve irdelemenin yeri ve zamanı değil. Allah hepimizin yaptıklarını en iyi gören ve ona göre muamele edendir. Bizler Allah'ın alanına girme hakkına sahip değiliz. Sorgulayan ve gereğince yargılayan odur.  Bizler ölüye iyi dediğimiz için cennete, kötü dediğimiz için de cehenneme gitmez. Ölülerin ardından kötü konuşmak caiz değildir. Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifte Peygamberimiz (asm) "Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın." buyurmuştur. Herkes ahiret için kendi biriktirdiklerine (gönül aynasına) baksın. Demem o ki sakın ha (haşa, sümme haşa) Allahlığa soyunmayın. Allah adına karar vermeyin.

İnsanları dinden ve siyasetten bağımsız ve tarafsız olarak değerlendirmeyi bir türlü beceremiyoruz. Çıkış noktamız genelde din ve politik duruş oluyor. Oysa insanın bir de yaptıkları ve hayata katttıkları vardır. Onları bir türlü görüp değerlendiremiyoruz.

İnsanın bin bir hâli var. Hepimiz beşeriz, gün gelir elbet biz de şaşarız. Bazen günümüz günümüze uymaz. Öyle zamanlar gelir ki canımız boğazımızdadır, bu ruh hâliyle söylenip dururuz. Fakat söylediklerimiz bir gün bağlamından koparılıp yaygın düşüncemiz ve inancımız olarak gösterilmeye çalışılır ne yazık ki. Oysa sözü bağlamında anlamak gerek. Ötesi gıybet ve kul hakkıdır. Gıybet ve kul hakkının İslâm inancındaki yeri bellidir.

Kim ne derse desin, beni öncelikle ve özellikle ilgilendiren Volkan Konak'ın özel hayatı değil, sanatı ve sanatçı kişiliğidir. Şahsın özel yaşamını yargılayacak  merci bellidir. Hem bu dünyada en kolay iş, klavye kahramanlığı ve itibar cellatlığı yapmaktır.

O  meşhur ve duygu yüklü "Mağusa Limanı" türküsünü yürekten söyleyen Volkan Konak'ın bir bahar akşamı Mağusa'da öleceğini kim nereden bilebilirdi ki? Maçkalı olarak bilinen Erkan Ocaklı'nın ardından yine bir başka Maçkalı sanatçı olarak tanınan ve bilinen Volkan Konak'ın da bu dünyadan göçmesi, ülkemizin soyut kültür hazineleri olan o kıpır kıpır Karadeniz türkülerini hem öksüz hem de yetim bıraktı. Karadeniz türkülerine hayat veren ve onları adeta gönül göklerinde uçuran Volkan Konak'a amelince rahmet diliyorum.