Halk tarafından sevilen ve takdir gören bir sanatçı olan Volkan Konak, değişik zamanlarda farklı kurum ve kuruluşlardan ödüller alarak onore edilmiştir. Bu ödüllerden bazıları şunlardır:
"1997-Politika Dergisi, En İyi Müzik Sanatçısı; 2003- Kral Televizyonu, En İyi Halk Müzik Sanatçısı; 2005- Başkent Grubu, Yılın Altın Adam Ödülü; 2005- Kral Televizyonu, Yılın Halk Müziği Sanatçısı; 2005- Magazin Gazetecileri, Yılın Sanatçısı; 2005- D.M.C - Maranda Albümü, Elmas Plak; 2006- MÜ-YAP - Mora Albümü, Altın Plak; 2009- Altın Kelebek Ödülleri, Yılın Halk Müziği Sanatçısı; 2010- D.M.C - Mimoza Albümü, Platin Plak; 2010- Kral Tv, Türk Halk Müziği Özel Ödülü; 2011- TRT Müzik, En İyi Halk Müzik Sanatçısı; 2011- TRT Müzik, Yılın En İyi Televizyon Müzik Programı (Kuzeyin Oğlu - Show TV); 2011- 38. Altın Kelebek Ödülleri, Türk Halk Müziği Erkek Solist Ödülü"
Maviyle yeşilin koyun koyuna olduğu asil bir coğrafyanın hırçın çocuğuydu o...
Maviyle yeşilin koyun koyuna olduğu bu asil coğrafyanın hırçın çocuğu olan Volkan Konak, içinden çıktığı genelde Karadeniz, özelde Trabzon insanının duygu ve düşüncelerine başarıyla tercüman olmuştu. Onun içindir ki kendisine "Kuzey'in Oğlu" sıfatı verilmişti.
Volkan Konak, kıyısında doğup büyüdüğü Karadeniz gibi hırçındı. Belli ki hırçınlığını Karadeniz'in sert dalgalarından almıştı. Dalgalar sesine, sesi de masmavi dalgalara karışmıştı. Evinin karşısındaki Maçka ve biraz yukarısındaki Zigana dağları gibi heybetliydi o. İçi içine sığmayan bir adamdı o. Bu özellikler zamanla onun karakterinin kodlarını oluşturdu.
Karadeniz türkülerinin emekçisi Volkan Konak, çok iyi bir Trabzonlu ve Trabzonsporluydu. Trabzonspor'la aynı tarihte dünyaya gelmişti. (1967) O, Trabzonspor'dan beş ay büyüktü sadece. O da, İstanbul'un üç büyüklerine kafa tutan Trabzonspor gibi asiydi, başka bir tabirle söylemek gerekirse dik kafalıydı. Kimseye minneti ve eyvallahı yoktu. Her nereye gittiyse Trabzonlu ve Trabzonsporlu kimliğini büyük bir gururla ve onurla oraya taşıdı.
Volkan Konak, Karadeniz yerel müziğini evrensel formlarla birleştirdi. O, daha çok yaşanmış hikâyelerin besteleriyle tanınan bir müzisyendi. Onun, kardeşi Nuran Bahçekapılı tarafından yazılan, kendisi tarafından bestelenen "Cerrahpaşa" türküsünü bilmeyen yok gibidir. Bu türküde, kanserden ölen bir babanın ölümünden duyulan derin üzüntü anlatılıyor. Çernobil Nükleer Santrali faciası sonrası artan kanser vakalarına dikkat çekiliyor. Sözler adeta yüreğe işliyor: "Vay seni Cerrahpaşa/İçmem suyundan içmem/Bir dahaki seneye/Yolci da gelup geçmem//Yaş akar gözüm sızlar/Ne kalur gerisine?/Herkesun bir derdi var/Durur içerisinde// Doktorlar da bilir mi?/Babamin acisini/Cerrahpaşa'ya koydum/Canumun yarisini"
Şimdi türküler, kanadının biri kırılmış körpe bir serçe kuşu misalidir.
Besteci ve söz yazarı olan Volkan Konak, aynı zamanda iyi sayılabilecek bir şairdi. Konserlerinde söylediği türkülerinin arasına kendisine ait şiirlerinden serpiştirerek dinleyenlerinin gönlüne girdi. Bunun yanında konserlerinde yaşanmış hikâyelere de yer verdi.
Volkan Konak, eskilerin deyimiyle ismiyle müsemma bir adamdı. İsminin özelliklerini fazlasıyla yansıtıyordu. Demem o ki çok kere "Volkan" olan adının özelliklerini davranışlarıında da gösteriyordu o. Çabuk patlayıp tez sönüyordu bir derin tebessümle. O; hak bildiğini eğilmeden, bükülmeden ve de çekinmeden söyleyen sıra dışı bir sanatçıydı.
Trabzonlu bir şair olan Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun "Âh bu türküler/Türkülerimiz/Ana sütü gibi candan/Ana sütü gibi temiz/Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla/Köyümüz, köylümüz, memleketimiz./Âh bu türküler,/Köy türküleri/Dilimizin tuzu biberi/Memleket ahvalini onlardan sor/Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i/Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni.../Ben türkülerden aldım haberi." dediği türküler Volkan Konak'ın bir ömür üzerine titrediği ve başarıyla dillendirdiği gönül mektuplarıydı. Onun müziğe en büyük hizmeti, yaşanmışlıklarla dolu Karadeniz türkülerini yaşamak ve yaşatmak için sarfettiği gayretti.
Şimdi Karadeniz türküleri mavisini kaybetmiş gökyüzünden, yeşilini kaybetmiş yaylalardan farksızdır. Şimdi türküler kanadının biri kırılmış bir serçe kuşu misalidir.