Fatih Tekke, bu şehrin(Trabzon’un) evladı olduğu için hep takımının menfaatlerini ön planda düşündü. Bunu son transferinde de bizzat gördük. Değişik dünya takımları tarafından istenmesine rağmen takımına en büyük maddî katkı sağlayan bir Rus takımına, Zenit. St. Petersburg’a transfer oldu. Bu transfer neticesinde Trabzonspor’a yedi buçuk milyon euro(yuro) gibi astronomik bir para girdisi sağladı.

Oysa Zenit takımı dünya sıralamalarında pek de olmayan bir takımdı. Bu takım Fatih’e fazla bir değer katamazdı. Fakat o, bugüne kadar (o zaman için söylüyorum) bir Türk  futbolcusuna verilen en büyük transfer ücretini eski takımına kazandırdı. Bu para Trabzonspor’un canlanmasına ve maddî açıdan rahatlamasına sebep oldu. Kaptan Fatih yine yapacağını yaptı ve giderayak gemisini kurtardı.

Trabzonspor'da bir dönem gol kralı da olan Fatih Tekke, Rusya’da Türk futbolunu en iyi şekilde temsil etti. Avrupa futbolunun en büyük kupalarını  kaldırdı. Takım olarak Avrupa Şampiyonu oldular.  O yıllarda Tekke, Zenit St. Petersburg takımında gollerini sıralıyordu.

Trabzon'un öz evlâdı olan Fatih Tekke futbolu bıraktıktan sonra köşesine çekilmedi, futboldan  kopmadı, teknik direktörlük hayatına atıldı. Bu işi yapmak için gerekli olan UEFA Pro Lisans belgesini aldı. Türkiye A2 takımıyla başlayan teknik direktörlük serüveni sırasıyla Kayseri Erciyes, Bolu, Manisa, Denizli, İstanbul, Bursa ve Alanya takımlarında devam etti.

Kendisi de bu toprakların çocuğu olan Fatih Tekke her nereye gitse Trabzonlu ve Trabzonsporlu olduğunu büyük bir gururla dile getirdi. Hedefinin bir gün Trabzonspor'u çalıştırmak olduğunu belirtti. Fakat o gün bugündür Trabzonspor'da onlarca teknik direktör değişikliği olsa da Fatih Tekke, teknik direktörlükte yeterince olgunlaşmadığı gerekçesiyle Trabzonspor'un teknik patronluğuna getirilmedi. Bunu söyleyenler aslında Fatih Tekke'yi koruma içgüdüsüyle de hareket ettiler. Zira Fatih Tekke'nin yanlış zamanda ve takım olarak eksik bir Trabzonspor takımının başına getirilmesi onun kredisini çabuk bitirirdi.

Trabzonspor'u 38 sene sonra şampiyon yapan Abdullah Avcı'nın bu yıl Avrupa'da hiçbir varlık gösteremeden çok erken elenmesi ve bunun neticesi olarak teknik direktörlükten alınması sonrasında yine Fatih Tekke ismi ortalıkta dolaşmaya başladı. Fakat Tekke'nin Trabzonspor'un teknik direktörlüğüne getirilmesi hususunda  her zaman olduğu gibi yine taraftarlarda ve yönetim kurulunda "Getirilsin. Çünkü artık hocalıkta deneyim kazandı." ve "Getirilmesin. Henüz böyle büyük takımda hoca olmaya hazır değil." diye iki ayrı grup oluştu. Bu grupların gerekçeleri değişik platformlarda masaya yatırılarak tartışıldı.

Neticede Fatih Tekke, çocukluğundan beri hayalini kurduğu Trabzonspor Teknik Direktörlüğü koltuğuna oturtulmadı. Trabzonspor'un başına getirilseydi bir anlamda tabir caizse ateşten bir gömlek giyecekti. Öncelikle Trabzonspor'un başına geçme isteğinden ve cesaretinden dolayı kendisini tebrik ediyorum. Zira bu bir çeşit meydan okumaydı. Bu, tavan yapan bir özgüvenin dışavurumuydu. Ge(tiri)lseydi onu çok zor ve çetrefilli bir süreç bekliyor olacaktı. Çünkü bizim taraftarımız farklı coğrafyalardan ve kültürlerden gelen teknik direktörlere tahammül ettiği kadar kendi coğrafyasından ve kültüründen gelen Fatih Tekke gibi öz evlatlarına tahammül etmez. En küçük bir başarısızlıkta onu kısa zamanda itibarsızlaştırır. Bu bir hoca için sonun başlangıcıdır. Keşke'lerin başladığı yerdir.

Altyapısından, kupalar kaldırdığı A takımına kadar Trabzonspor'a büyük hizmetlerde bulunan ve bu takıma olan aidiyet duygularını her ortamda dile getiren Fatih Tekke'ye yanlış yapıldı. Önce Fatih Tekke'ye Trabzonspor Teknik Direktörlüğü için söz verildi. Bir kısım güç odakları devreye girince bu sözden bir anda cayılarak Şenol Güneş'le anlaşıldı. Bu ne insanî ne de etik bir davranıştı. Bu samimiyetsiz davranış Fatih Tekke'yi küçültmez ama hiç yakışmadı. Onun da bir gururu var, onun da bir itibarı var. Bu hiç mi hesaba katılmadı?

Şimdi gelinen son noktada kulübün efsane oyuncularından ve kalecilerinden Şenol Güneş, aldığı başarısız sonuçlar yüzünden görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Her teknik direktör değişikliğinde gündemdeki teknik direktör adaylarının başında yer alan, yine bu kulübün efsane futbolcu ve kaptanlarından Fatih Tekke bu sefer Trabzonspor'un başına hoca olarak getirildi. Daha doğrusu taraftar baskısından dolayı getirilmek mecburiyetinde kalındı. Fatih Tekke bir gün bu kulübün teknik direktörü olacaktı. Fakat zamanlaması çok da doğru olmadı. Fatih Tekke teknik direktörlük kariyerinde büyük bir risk aldı. Tabir caizse ateşten bir gömlek giydi. Ama "Takım kötü, gelemem. " de diyemezdi. Bu arada Şenol Güneş'in uyduruk bir görev tanımıyla ve sırf maddi kaygılarla Trabzonspor'da kalması anlamlı olmadı. Ortada bir başarısızlık varsa bu başarısızlığın sebebi olan kişi bir bedel ödemeliydi. Artık bunları konuşmanın fazla bir anlamı ve önemi yok. Bu noktada bize düşen şey yeni teknik direktöre, adam gibi adam olan Fatih Tekke'ye başarı dilemektir. Allah muvaffak eylesin. İnşallah kısa zaman diliminde, olmazsa uzun vadede başarılı olur. Fakat bu sabırsız taraftar çok hoca eskitir.