Bir defa ne diyor diye merak edip tıklamış olmalıyım ki; algoritma, sürekli karşıma çıkarıyor…
Kimi mi?
Gassalları! Yanlış duymadınız, ölülerimizi yıkayan kişileri…
Kadın erkek hepsi ayrı ayrı konuşuyor?
Sadece bende mi çıkıyor diye merak edip, arama motoruna yazıyorum. Bir sürü video ve ‘Gassal hikayeleri’ başlıkları görüyorum…
Anlattıklarını büyük bir merakla dinliyor, yazılanları da hikaye okur gibi okuyoruz!
Ölü yıkayan kadın ve erkelerin bazıları da imam.
Hayatını kaybeden yakınlarımızı onlara teslim ediyoruz.
Son tahlilde de kendimizi edeceğiz…
Bir nevi ahiret ebesi onlar! O kadar sıra dışı, o kadar mahrem bir o kadar da itina ile yapılması gereken zor bir meslek ki…
Ne anlatıyorlar peki? Mesleğin zorluklarını nasıl gassal olunacağını mı?
Hayır değil! Yıkadıkları ölüleri anlatıyorlar!..
İsim vermeden, bazılarının tepki verdiğini, bazılarının yamulmuş olduğunu, bazılarının ses çıkardığını, kiminin yüzünün değişmiş kiminin nurlu olduğunu vs…
Gassal hikayeleri bu anlatılardan doğmuş.
Peki bütün bunlara ölünün rızası var mı?
Haberi bile yok!
Diyeceksiniz ki ölünün kim olduğu söylenmiyor. İsmi geçmiyor bahsi geçiyor. Ruh ölümsüz değil mi? O ruh onu yıkayan gassalı bilmiyor mu?
İncinmiyor mu? Pekala inciniyor? Bununla da sınırlı değil ölünün yaşadıkları.
Gassal yıkıyor yorum yapıyor. Kefenledikten sonra taziyeye gelenler açıp yüzünü bakıyor onlar da yorum yapıyor!
Korkunç bir mahremiyet ihlali bana göre!
Bir ölünün savunmasızlığından daha büyük bir acziyet olabilir mi ?
Fatih Sultan Mehmet’in öldükten sonra unutulan cesedinin kokmuş olduğu ve elbiselerinin kesilerek üzerinden çıkarıldığının açıklanması son derece rahatsız edici değil mi?
Bana göre mahremiyet; sadece defin işlemleri değil, mezara girdikten sonra da, devam eden bir süreç.
Atatürk’ün mevtasını internette ilk gördüğümde son derece şaşkınlık yaşamıştım. Rahatsız edici bir görüntü olmamasına rağmen…
Artık kendini savunamayacak olan ölünün bu süreçte yaşadıklarının anlatılması, arkasından konuşmak kadar sevimsiz!
Kim bunu yaşamak ister ki?
Gassallarımız eksik olmasınlar ama görevlerini ifa ederken; kamera ve mikrofonlara konuşurken değil!