Nedir bu keskin metalik koku? Açık havada, denize bu kadar yakın mesafede üstelik! Camı sıkıca kapatıp içeri girmeden, gayriihtiyari  gökyüzüne bakıyor insan!

Neden gökyüzüne bakıyor?

Turgut Uyar’ın şiirindeki,  ‘göğe bakalım’ dizesi mi geliyor aklına?

Hayır!

Göğe bakma refleksinin altında,  bambaşka bir şey yatıyor.

Kokuya dair, bir ipucu, bir emare arıyor.

Topraktan gelmiyorsa bu koku,  havadan geliyordur.

Gökyüzündeki uçak izleri, yukarıda normal olmayan bir duruma işaret ediyor.

Öyle ya Chemtrail, diye bir şey var.

Türkçe okunuşu ile Kemtrails!

Uçaklarla yapılan bir püskürtme yani.

Öyle, sanıldığı gibi masum değil!

İddialara göre yeryüzüne, kimyevi ve biyolojik madde püskürtüyorlar!

Semadaki bu izler de işte o püskürtmeyi yapan uçaklara ait.

Onların izleri!

- “Oo komple teorisi!” diyor bazılarınız biliyorum!

“Ya değilse” diyorum ben de!

Komplo teorisi olmadığını iddia edenler o kadar çok ki…

Aralarında bilim adamları da var.

Alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarını, alerjileri ve daha birçok hastalığı bununla ilişkilendiriyorlar.

Bazı doktorlar, bunu doğrularcasına, “mikrobu havadan almış olabilirsin” diyor hastalarına.

Daha da ileri gidilerek, Kemtrailsin, Haarp ile ortak çalıştığı öne sürülüyor.

Bulut tohumlama ile hava durumunu değiştiriyorlar.

Doğru düzgün yağmur yağmayan ülkelere bile, dolu yağıyor, kar yağıyor!

 ***

Bizim bildiğimiz gökyüzü böyle miydi?

Çocukluk oyunlarımıza bile dahil ettiğimiz, gizemli, benzersiz bir şeydi.

“Yerde ne var? Yer boncuğu.

Gökte ne var? Gök boncuğu.

Annenin adı ne? Fatmacık.

Kaldır beni hoppacık!”

Oynayanlarınız, hatırlayanlarınız vardır!

‘Gökte ne var’ sorusunun cevabı, kimyasal püskürtme olmamalı!

Çocuklara bırakacağımız gökyüzü; mavi bir boncuk arayacakları yer olmalı.

Belki bir uçurtma, bir yıldız…

İstikbale dönük, uzay teknolojisiyle ilgili hayaller kurabilecekleri bir sonsuzluk ya da…