Türkmenistan’ın başşehri olan Aşkabat görsel açıdan çok güzel bir görüntüye sahiptir. Türkmenistan’ın 1991’de bağımsızlığını ilân etmesinden sonra Saparmurat Türkmenbaşı (Niyazov) çölün ortasında adeta bir vaha meydana getirerek Aşkabat’ı yeniden imar ve inşa ettirmiştir. Şehir çok katlı devasa binalarla çepeçevre sarılmıştır. Devletin resmî binaları son derece görkemlidir. Caddeler ve sokaklar alabildiğine geniştir. Ülkenin bu en büyük ve gösterişli şehrindeki eski ve yeni bütün evler ve işyerleri bembeyaz mermerlerle kaplanmıştır. Bu özelliğiyle Aşkabat’a, haklı olarak “ak şehir” yakıştırması yapılmaktadır. Çelik gövdeli, cam ve mermer binalar şehre modern bir görünüm kazandırsa da şehri tarihî olmaktan uzaklaştırmaktadır. Fakat bembeyaz mermerler şehre masalsı bir hava da katmaktadır.

Gönüllere bayram neşvesi katan, büyüleyici bir güzelliğe sahip olan başkent Aşkabat, ülkenin orta kısmında, Kopet dağlarının eteğinde yer almaktadır. Nüfusu yaklaşık bir milyon olan şehrin deniz seviyesinden yüksekliği 200 metredir. Şehrin kuzeyinden Karakum Kanalı geçmektedir. Aşkabat aynı zamanda önemli bir kültür, sanat ve endüstri merkezidir. Şehirde geleneksel mimarî eserler, üniversiteler, kültür merkezleri ve çok sayıda müze bulunmaktadır. Anıtlar ve müzeler bu şehrin karakteristik özelliklerinin başında gelmektedir. Aşkabat’a bir “anıtlar şehri” dersek abartmış olmayız. Zira şehirde çok sayıda anıt bulunmaktadır.

Aşkın abat olduğu büyüleyici bir şehir olan güzel Aşkabat, acıların şehridir aynı zamanda. Zira 6 Ekim 1948'de meydana gelen şiddetli depremde (yer titremesi) Aşkabat'ta 176 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Nüfusunun yaklaşık % 90'ını kaybeden şehir, neredeyse yerle bir olmuş ve yeniden inşa edilmiştir. Ülkede 6 Ekim “Yas Günü” olarak ilân edilmiştir.

Türkmenistan dünyada tarafsızlık statüsünde olan birkaç ülkeden biridir. Yani uluslararası savaşlarda ve kriz durumlarında tarafsız kalacağını taahhüt etmiştir. Bu durum Birleşmiş Milletler tarafından da kabul görmüştür. Yani bu ülke NATO’ya veya başka bir pakta üye değildir. Hatta ülkede 12 Aralık Günü “Tarafsızlık (Bîtaraplık) Bayramı” olarak kutlanmaktadır. O gün Türkmenistan bayraklarla adeta gelin gibi süslenmektedir. Bunun yanında Başkanlık Sarayı’nın da bulunduğu Türkmenistan’ın en büyük meydanına “Tarafsızlık Anıtı”, halkın deyimiyle sağlamlığı simgeleyen “Üç Ayak Anıtı” yapılmıştır.

Türkmenistan’ın bağımsızlığının 20. yılı için inşa edilen “Anayasa Anıtı” yaklaşık 129 bin metrekarelik bir alan üzerine kuruludur. Anıttaki Türkmen yıldızları bölümü 27, kulesi ise 91 metredir. Bu rakamlar bağımsızlığın ilân edildiği 27.10.1991 tarihini simgelemektedir. Anıtın toplam yüksekliği ise 185 metredir. Bu da anayasanın kabul edildiği 18.05.1992 tarihine işaret ediyor. Bunlardan da anlaşıldığı gibi Türkmenler simgelere çok önem veriyor.

Türkmenistan’ın el dokuması halıları ne kadar meşhursa, İngiliz atlarının üç soy atasından biri sayılan Ahateke atları da o kadar meşhurdur. At Türklerde çok önemli bir yoldaştır. İpeksi görünüşleriyle Ahalteke atları sevilmeyecek gibi değil. Türkmenler Ahalteke atları için de “10 Ahalteke Anıtı” adıyla bir anıt yaparak onlara olan sevgilerini göstermiştir.

Tarihî İpek Yolu güzergâhı üzerinde yer alan Merv (Mari), Türkmenistan’ın görülmesi gereken kadim şehirlerinin başında gelmektedir. Aynı zamanda bir sanayi şehri olan ve Türkmenistan’ın dördüncü büyük şehri olma özelliğini de taşıyan bu tarihî şehir, Büyük Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Selçuklu sultanlarından Sencer’in türbesi buradadır.

1991 yılında kazanılan bağımsızlığın akabinde gönderde dalgalanan Türkmenistan bayrağının zemin rengi koyu yeşildir. Bu koyu yeşil renk İslâm’ı temsil eder. Bayrağın sol tarafından yukarıdan aşağıya doğru sıralanmış beş halı motifi vardır. Bunlar Türkmenistan’ın en meşhur simgesi olan Türkmen halılarıdır. Halı sayısının beş olması da tarihteki beş Türkmen boyuna işaret etmektedir. Halı motiflerinin hemen sağ tarafında, üst kısımda da beş yıldız ve bir hilal yer almaktadır. Beş yıldız ile kastedilen şey, ülkenin beş eş bölgesidir. Bayraktaki hilâl ise dinî bir motif olarak Müslümanlığı temsil etmek için kullanılmıştır.