Bir tarafta 8 şampiyonluk ve sayısız başarıyla müzesi tıka basa kupa dolu görkemli tarihine tezat bir sezon geçiren Trabzonspor, diğer tarafta geçmişiyle olmasa da bu yıl göstermiş olduğu sportif başarıyla adından söz ettiren Samsunspor.
Transfer yasaklarına rağmen, şu oyuncu dört büyüklerde oynar diyebileceğiniz bir tek oyuncusu dahi yokken göstermiş olduğu sportif başarıyla bence Samsunspor tebriği hak etti. Futbolun bir takım oyunu olduğunu, özel yetenekli oyuncuları olmayan takımların da birlik, beraberlik ve disiplinle bazı şeyleri başarılabileceğini tüm kamuoyuna gösterdiler.
Trabzonspor ise bu sezon enteresan işlere imza atıyor. Ligin en zayıf ekiplerine karşı hiçbir varlık gösteremiyor ama Ligin en dominant takımlarına tabiri caizse sahayı dar ediyor. En yakın örnek İstanbul’da oynanan Galatasaray müsabakası.Osimhen’li,Sara’lı, Mertens’li,Yunus’lu, Barış’lı Galatasaray’ı kendi evinde mahv-ü perişan ettiler. Boks tabiriyle nakavt ediyordu ki hakemler rakibin imdadına yetişti ve Galatasaray’ı büyük bir hezimetten el birliğiyle kurtardılar
Sezon başından bu yana hakemlerin sonuçlara etki ettiği tek müsabaka bu değil tabi Trabzonspor'un temiz 12-13 puanını yediler bu da bir başka gerçek.
Trabzonspor’un kiminle oynadığından ziyade gününde olup olmadığı benim için önemliydi.Trabzonspor’da maç önü en önemli eksik sezon başından beri hemen hemen her maç sahada yer alan Mandy’nin kart cezası sebebiyle sahada olmamasıydı.
Ev sahibi Samsunspor’un maçın başlamasıyla beraber oyunu kendi birinci bölgesinde kabul ettiğini gördük.Trabzonspor’un dengesiz hücumlarında geride bıraktığı geniş alanları kullanmayı ve acemi savunma oyuncularının hatalarını kovalamayı taktik olarak benimsemiş. Bunda da ilk yarının tamamında başarılı oldu diyebiliriz.
Trabzonspor’un yediği gol ise ders kitaplarına girecek türdendi. Savunmadan topla nasıl çıkılmaz başlığı altına bu golün sekansı koyulmalı ve nesilden nesile anlatılmalı Golden sonra da ilk yarının bitiş düdüğüne kadar Trabzonsporlu oyunculardan skora bir itiraz ya da bir olumlu reaksiyon göremedik.
İkinci yarıya golle başladı Trabzonspor. Banza kornerden gelen topa güzel bir kafa vuruşu ile tabelayı eşitledi. Golden sonra oyun biraz daha seyredilesi oldu. Karşılıklı cılız ataklar maçın bu şekilde sonlanacağını anlatıyordu sanki. Trabzonspor’un uzun süredir aynı oyuncularla sahada olması, oyuncuların fiziksel olarak yıpranmasına neden oldu. Kalite olarak vasat oyuncular fiziksel olarakta yıpranınca hatalar ardarda gelmeye başladı.
Şenol Hocanın değişikliklerde geç kalması, kenarda oyunun yönünü değiştirecek oyuncu olmaması Şenol Hocanın da süreci iyi yönetemediğini gösteriyor.
Trabzonspor için artık söz bitti, sorumlular hesap vermeli diyebiliriz..