Birinci Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti’nin kaybettiği cephelerden biri de Kafkas Cephesi idi. Dramatik görüntülerin ortaya çıktığı bu cephede amaç hızlı bir şekilde Sarıkamış’ı almaktı. Oradan Kafkasya, İran’ın bir kısmı ve Türkistan’ı ele geçirilecekti.

Harekâtın hedefi durumunda olan Sarıkamış, 93 Harbinden bu yana Rusların elinde idi ve hemen yanı başına küçük ve modern bir garnizon kasabası inşa edilmişti.  Burası 1890’lı yıllarda yapılan bir demiryolu hattıyla Kars ve Gümrü üzerinden Tiflis’e, yani Kafkasya’nın merkezine bağlanmıştı.

Rusların dışarıyla bağlantısı büyük ölçüde bu demir yolu vasıtasıyla sağlanıyor; birliklerin bütün levazımı, mühimmatı, cephanesi, eşyası hep bu kasabada bulunuyordu. Bölgedeki tek telsiz istasyonu da yine buradaydı.

Tuncay Öğün’ün Sarıkamış Harekâtı adlı eserinde yer verilen bilgilere bakılırsa harekâta 9. Kolordu 25.000, 10. Kolordu 30.000 ve 11. Kolordu 35.000 olmak üzere toplam 90.000 asker katılmıştı.

Fakat unutulan bazı şeyler vardı. Türk askerinin durumu oldukça kötüydü. Zor, engebeli ve soğuk iklim şartlarına uygun giyinmeyen Türk askerinin vaziyetini Enver Paşa da görmüş ve askerlere şöyle seslenmişti:

Hepinizi ziyaret ettim ayağınızda çarığınız, sırtınızda paltonuz olmadığını da gördüm. Lâkin karşınızdaki düşman sizden korkuyor, yakın zamanda taarruz ederek Kafkasya’ya gireceksiniz. Siz, orada her türlü nân ve nimete kavuşacaksınız

Enver Paşa, işe ilk olarak harekâta inanmayan subay ve askerleri görevden alarak başlamıştı. Bu kapsamda Hasan İzzet Paşa görevden istifa etmiş onun gibi düşünenlerin de görev yerleri değiştirilmişti.

Plan gereği hızlı bir şekilde, Sarıkamış’a girilmeliydi. Zira askerin ancak 3-4 günlük yiyeceği vardı. Mehmetçik, zorlu kış şartlarına ve verilen kayıplara rağmen 25 Aralık günü gece taarruzunda belli bir oranda başarı yakaladı.  

Artık Sarıkamış’ın ışıkları görülmeye başlamıştı. Ancak sürekli olarak Enver Paşa’ya muhalefet eden İhsan Paşa burada da sahneye çıkarak yorgun askerin dinlendirilmesi için taarruzun durdurulmasını teklif etti. O zamana kadar bu fikre direnmeyi başaran Enver Paşa, bu defa teklifi kabul etmek durumunda kalmıştır.

Aslında savaş, o gece verilen kararla kaybedilmiştir. Zira Ruslar, sabaha kadar Sarıkamış’a büyük bir sevkiyat yapmıştır. 26 Aralık sabahı Sarıkamış’taki Rus kuvvetleri önceki güne göre bir kat artmıştı. 28 Aralık günü Sarıkamış’ı kuşatan iki Türk kolordusunun toplam mevcudu, ancak 5000 askerden ibaretti.

Oysa aynı gün Sarıkamış’ta Rusların 15000 kişilik bir kuvveti, 34 adet topları ve birçok makineli tüfekleri vardı. Buna rağmen Türk kuvvetleri bir ara Sarıkamış’a girmeyi başardılar. Fakat zamanla geri çekilmek zorunda kaldılar.

Mağlubiyeti artık kabul eden Enver Paşa, 3 Ocak günü cepheyi terk edip Erzurum’a hareket etti.

Böylece büyük ümitlerle başlayan Sarıkamış Harekâtı, tarihimizin en acı mağlubiyetlerinden biri olarak noktalandı. Türk askeri zor şartlara rağmen hiçbir zaman yılgınlık göstermedi. Fakat 3’ncü Ordu neredeyse yok olmuştu. Mağlubiyetin sorumlularından Hafız Hakkı Paşa’nın geri çekilme emri verirken söylediği gibi; Şereften başka her şey mahvolmuştu.”

Neticede şunu ifade etmek gerekir ki Sarıkamış Harekâtı, risk oranı yüksek bir taarruz idi. Teçhizat bakımından perişan bir vaziyette olan askerimizin canı, maalesef bu risk içinde pek hesap edilmedi.  Tepeden inme yöntemlerle kurgulanan harekât, büyük acıların ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştı.

Bu vesileyle Sarıkamış şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.