Bu yazım yayınlandığında belki de Ukrayna on günlük savaşı teslimiyet bayrağını çekerek teslim olmuş olacaktır. Büyük önderimiz M. K. Atatürk: “Ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir" demişlerdi.

Öyle ya da böyle tüm iddialarda haklılık payı gösterilebilirse de Avrupanın askeri ve ekonomik yatırımlarının yanı sıra Ruskofi anlayışının aleni öne çıkarıldığına şahit olduk.  Avrupa ve Amerika ekonomik ve askeri alanlara getirdiği yasaklara kültürel faaliyetleri eklemiş olması gerçekten akıl almaz ve düşündürücüdür. Büyük Önder Atatürk: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diyerek sanatın evrenselliğinin, milletler için önemine işaret etmişlerdir.

“İnsanoğlunun ilkel topluluktan uygar topluma dönüşme serüveni, aynı zamanda savaş olgusunun sosyal-tarihsel bağlamının kavranmasını hem de insanoğlunun ilkel topluluktan devletleşmeye değin geçirdiği deneyimlerin daha iyi anlaşılabilir olmasını sağlar”.  Bu bağlamda Avrupa ülkelerinin Çaykovski, Maykovski, Dostoyevski operalarına yasaklar getirmesi hem düşündürücü hem de komik bir durumdur. Çünkü bu yasaklanmış olan yazarlar nerede ise yüzyıldan beri savaş karşıtı tutumları ve özgürlük mücadelesiyle evrenselleşmişlerdir. Rusya'nın son bağımsız televizyon kanallarından biri olarak bilinen ve Ukrayna'daki savaşa karşı eleştirel yayınları nedeniyle hakkında kapatılma kararı alınan TV Rain (Dozhd) ekrana Çaykovski'nin “Kuğu Gölü” balesinin görüntüleri ile veda etmiş olduğu unutulmamalıdır. Filarmoni’nin Çaykovski’yi repertuardan çıkarması nasıl izah edilebilir ki? Fütürist sanatçı Vladimir Mayakovsky ise savaş karşıtı şiirleri ("Anne ve Almanlar Tarafından Öldürülen Bir Akşam", "Savaş İlan Edilir") ile savaşa ateş püskürmüştür.  Dostoyevski’nin “Ecinniler” romanı, Turgenyev’in nihilizmine, Çernişevski’nin sosyalizmine açık bir savaş olarak yazılmıştır. O hümanist bir yaklaşımla “cehennemi insan  yüreğinde sevginin bittiği yerdir” şeklinde bir tutum sergiler. Netflix’in Anna Karenina’nın uyarlama filmini iptal etmesi, Zagreb Glasgow Film Festivali’nin Rus yapımı filmleri diskalifiye etmesi dünya toplumlarının siyasal bilinçaltına “Rusların düşman olduğunun” tohumlarının ekilmek istenmesiyle ilgili. İtalya’da bir üniversitede Dostoyevski’nin dersinin kaldırılması gibi insanı hayrete düşüren bir tutum sergilenmesi nerede ise Rusya’nın savaş harekâtına karşı çıkmak “kabristanlıkta yatmakta olanları dahi savaş suçlusu” mu ilan etmeli? Georgi V. Plehanov’a göre: “Sanatın maddesi gerçekliktir” diyerek sanatın önemine işaret etmiştir.