Türkiye'nin yedi bölgesinde yer alan 81 ili, 922 ilçesi, 32254 mahallesi, 18251 köyü kalemlerin ifade etmekte güçlük çekeceği (aciz kalacağı) binlerce güzelliklere ve özelliklere sahiptir. Bu güzel yerler elin İsviçre'sinde bile yoktur. Göz ve gönül zevkimizi okşayan böyle güzel bir ülkede yaşadığımız için yüce Rabbimize ne kadar şükretsek yine de azdır.

Üç tarafı denizlerle çevrili güzel Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden biri olan Karadeniz de diğer bölgeler gibi şahsına münhasır güzellikleri içinde saklayan müstesna bir coğrafyadır. Karadeniz’imizin doğal güzellikleri bir başka ülkede olsaydı buraları turizm cennetine çevirirlerdi. Oysa biz bu tabiî dokuya sahip olmamıza rağmen neredeyse kılımızı kıpırdatmıyoruz. Sanki “Derya içredir deryayı bilmezler” mısra-ı bercestesi bizler için söylenmiştir. Gerçi son yıllarda Arapların gelmesiyle yitiğimizin farkında olmaya başladık.

           

Türkiye'miz dağlarıyla, ovalarıyla, yaylalarıyla, ormanlarıyla, nehirleriyle, gölleriyle, denizleriyle ve eşsiz bitki örtüsüyle gözlere ve gönüllere bayram ettirecek şahane bir tabiata sahiptir. Zengin halk edebiyatımızın müstesna ve özgün ismi, değerli şair Abdurrahim Karakoç “Anadolu Sevgisi adlı şiirinde bu güzellikleri bakın ne güzel dile getirmiştir: “Sen bizim dağları bilmezsin gülüm,/Hele boz dumanlar çekilsin de gör/Her haftası bayram, her günü düğün,/Hele yaylalara çıkılsın da gör// Sen bizim köyleri görmedin ki hiç,/Yolları toz, çamur, evleri kerpiç/O kirli kabukta, o en temiz iç;/Hele bir yakından bakılsın da gör.”

Karadeniz demek, özgül ağırlığıyla, küçük ama etkili oluşuyla en çok da Trabzon demektir. Trabzon; Akçaabat'tan Çaykara'ya, Maçka'dan Sürmene'ye, Beşikdüzü'nden Of'a kadar birbirinden güzel ve birbirinden şirin 18 ilçesiyle bu ülkenin gözbebeğidir.

Köprübaşı ilçesinin dokuz mahallesi, dört de köyü vardır. Köyleri Arpalı, Güneşli, Çifteköprü, Yağmurlu; mahalleleri ise Akpınar, Fidanlı, Gündoğan, Yılmazlar, Büyük Doğanlı, Küçük Doğanlı, Emirgan, Dağardı ve Konuklu'dur. İlçe merkezinde rakım 220 metredir. İlçenin yüzölçümü 132 kilometre karedir. Trabzon ilini Bayburt iline bağlayan en kısa karayolu ilçemizden geçmektedir. Bu yol bakım ve onarıma  alınırsa ilçemiz gelişir.

Şirin Karadeniz'in bir/incisi olan Trabzon’un adı pek de bilinmeyen, duyulmayan Köprübaşı ilçesi de bu güzel yörelerimizden birisidir. Burası benim doğduğum, nefes aldığım, acı tatlı hatıralarımın kaynağı  ve doyduğum dört tarafı dağlarla çevirili ata topraklarıdır. Buraların örneğine pek az rastlanan eşsiz güzelliği doğallığından kaynaklanmaktadır. Yoksa öyle insan elinden kaynaklanan bir güzelliği mevcut değildir. Buraya pek de öyle insan elinin değdiği de söylenemez. İyi ki de insan eli az değmiş bu topraklara. Zira insan elinin değdiği yerler özelliğini ve güzelliğini maalesef kaybetmektedir. Onun için insan eli değmesin buraya.

Köprübaşı; kuzeyden Sürmene ilçesiyle, güneyden Bayburt iliyle, doğusundan Çaykara, Of ve Dernekpazarı ilçeleriyle, batısından ise Sürmene ilçesine bağlı Küçükdere bucağı ile komşudur. Bu ilçelerin ortasında kalan Köprübaşı her yönüyle hoş bir diyardır.

Köprübaşı ilçemizde en önemli yükseltiler Manahoz vadisi ve Küçükdere vadisi arasında kuzeyden güneye doğru artarak yükselen sırtlardır. Bu yükseltiler sırası ile Ayluka Tepesi, Yeniyol Tepesi, Kangeller Tepesi, Harman Kayalıkları Tepesi ve güneyde yörenin ve ilçenin en yüksek yeri ve simgesi olan 2742 metre yükseklikteki Madur Dağı’dır.

Madur Dağı demişken biraz daha üzerinde durmanın faydası var, diye düşünüyorum. Zira Madur Dağı, Sürmene ve Köprübaşı ilçelerinin 2742 metre rakımlı en yüksek dağı olma özelliğini taşımaktadır. Ksenofon'un "Anabasis" adlı eserinde bu dağ Theches (Thekes) adıyla geçmektedir. Ksenofon'un aynı eserinde Yunan ordusunun denizi bu dağda gördüğü rivayet edilir. Çıkılması pek de kolay olmayan dağın zirvesinde kayalıklar bulunmaktadır. Madur Dağı'nın çevresinde birbirinden güzel Köşk, Taşlı, Sulak, Kalecik ve Kutlusu yaylaları bulunmaktadır. Bu yaylalardan dağın zirvesine varmak iki buçuk, üç saati bulmaktadır. Dağın kuzey yamacındaki Lişit Yaylası'ndan Madur Dağı'na çıkarken yol üzerinde tek mezar olarak adlandırılan sahipsiz bir mezar bulunmaktadır. Küçünoğlu yaylası denen yerde I. Dünya Savaşı'ndan kalma Türk askerinin çadır izleri ve Rus askerlerinin mezar yerleri görülmektedir. Madur Dağı'nın kuzey yamacında ise "Karasu" adlı bir de kaynak suyu vardır.