Dikkat ettiniz mi? İnsanlar, iyiden iyiye garipleşti! İncelikten uzak, nobran tavırlar… Emrivakiler… Tuhaf davranışlar biçimleri… ‘Yeni mi bunlar, hep vardı’ diyeceksiniz!
Evet vardı fakat denize, elinde sigara izmaritiyle gireni de görmemiştim doğrusu!
Denizin içinde, bir yandan top oynamaya çalışıp, bir yandan sigara içmek.
Zorlanınca da izmariti denize atmak!
Deniz kirlenirmiş, o izmarit yüzerken başka birinin yüzüne değermiş, ağzına girermiş…
Yok öyle dertler!!!
Canı ne istiyorsa o!
Eskiden, görgü kurallarına uyulmaya çalışılırdı.
Yanlış bir hareket yapıldığında, mahcup olunurdu!
Neydi görgü?
Başkasının sınırlarına saygı göstermek.
Nerede nasıl davranacağını bilmek!
***
Bir de tuhaf sorular var.
Soranın üstüne hiç vazife olmayan!
-Kaç lira maaş alıyorsun?
-Evin kira mı, neden ev almıyorsun?
-Neden boşandın?
-Niye çocuğun yok?
-Neden işten ayrıldın gibi…
İyi niyetle tatlı dille(!) söylense bile rahatsız edici motivasyon bozucu daha bir sürü şey!..
Ha bir de bunların ibadetle ilgili olanları var!
Onları, zaten biliyor, tahmin edebiliyorsunuz!
Trafikte sınırları aşmanın sonuçları ise malum…
Çoğaltabiliriz örnekleri…
Ne bileyim, bankamatik sırasında hareketlerinizin an be an takip edilmesi!
Tepki gösterince de ‘O (şifre) benim aklımda kalmaz’ cevabını alıyor olmak!
Alışveriş yaparken kıyafetleri, kabinde ters yüz bırakıp çıkmak!
‘Eline sağlık’ ‘teşekkür ederim’ demeyi bilmemek!
‘Özür dilemeyi’ zül saymak!
***
Emrivakiler dedik:
Bir konuda ille de ısrarcı olmak!
Ev ziyaretlerinde nezaket kurallarına, örf ve adetlere uygun hareket etmemek!
Sınırlarını bilmemek, başkasının alanına müdahale etmek!
Sizin bir konuda istekli, ısrarcı olmanızın, karşı tarafın da istekli olduğu anlamına gelmediğini kavrayamamak!
Ne diyordu şair (Nazım Hikmet):
“Sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?”
Elmanın sevmesi şart değil de adab-ı muaşeret şart!