Merhum Çalık'ın İttihatçılığı aşikârdı. Kendisini İttihatçı geleneğin devamı sayıyordu. Her fırsatta ve platformda bunu dile getiriyordu. Onun dostlarıyla Türkiye Günlüğü dergisinde cuma geceleri bir İttihatçı geleneği olan kuru fasulyeli sofralar eşliğinde sohbetler etmesi bunun bariz yansımalarından biridir. Aynı zamanda onun İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin son dönemde yanlış tanınmalarını engellemeye yönelik çabaları dikkat çekiyordu.

Merhum Çalık, Enver Paşa'yı idealist bir kahraman, askerî bir deha olarak görüyor ve çok seviyordu. Enver Bey'in bazı çevreler tarafından bilinçli ve ısmarlama bir mantıkla haksızca eleştirildiğini iddia ediyordu. O, Enver Paşa'nın bizim müdafaamıza ve himmetimize ihtiyacı olmadığını belirtiyor, onunla ilgili olarak farklı mecralarla şunları söylüyordu:

           

"Enver Bey'in ismini ilk defa Sultan Abdülhamid'e zorla, isyanla Kanun-i Esasî'nin yürürlüğe girmesini, Meclis-i Mebusan'ın açılarak meşrutî idareye geçilmesini kabul ettirmek için yaptığı çalışmalarla görüyoruz. Enver Paşa Makedonya Dağları'nda çete vuruşmalarında emrindeki bölükle, daha sonra taburla olağanüstü muvaffak olmuş, ordu içinde bilinen bir isimdi. O, gözünü budaktan sakınmaz bir komutandı. Ataklığına, cesaretine kimsenin bir ölçü bulamadığı, son derece gözü pek, çok disiplinli bir askerdi. Yakın tarih onun kadar yiğit, delikanlı, idealist bir adam görmüş müdür? Enver'in duygusal olduğu tek konu, Paşa'mız bir hayli kılıbıktır. Ben çok severim kendisini. Naciye Hanım konusunda inanılmaz bir duygusallığı vardır.... Enver Paşa alaylıları gerçekte hak ettikleri rütbelere döndürerek (bir anlamda tasfiye ederek) genç subayların önünü açmıştır. Enver'in askerlik yeteneği, liderliği, teşkilatçılığı, ataklığı, kahramanlığı ve ıslahatçılığı devrindeki hiçbir subayla mukayese edilemez. Enver Paşa cepheden cepheye dolaşan, kabına sığmaz bir adamdı. Enver Paşa'nın hayatında hiç hiddetle bağırdığı, çağırdığı ve münakaşa ettiği yoktur. Ömründe kaba bir söz bile ağzından çıkmamıştır. Siyasî fikirleri bakımından Enver daha muhafazakâr ve dindar bir adamdır. Enver Paşa tarihte geldiği tüm makamlara liderlik vasıflarının hakkıyla gelmiştir.

           

Düşünce göğümüzün parlak yıldızlarından biri olan Mustafa Çalık'ın ömrünün son dönemleri amansız hastalıkla mücadele etmekle geçti. Hastalığı yüzünden, yapmayı planladığı birçok  fikir projesini ne yazık ki gerçekleştiremedi. Hastaneler zorunlu mekânı oldu. Fakat bundan dolayı hiçbir zaman şekva etmedi. Allah'tan gelen her şeye rıza gösterdi. Zira o, inanmış bir adamdı. Bu dünya gurbetinde çetin bir imtihana tabi tutulduğunun farkındaydı.

           

Türk kültür ve düşünce dünyasının en sıra dışı ve vakur isimlerinden biri olan Dr. Mustafa Çalık, sosyal medya hesabından 26 Eylül tarihli paylaşımında "Muhtemelen bu sizlerle son hasbihâlim ve muhaberem olmuş olabilir; zira, 2022'nin Kasım ayı ortalarında hastalığımın (kanser) nüksetmesinden sonra her ne kadar inişli çıkışlı bir süreç yaşadıysam da şu an itibariyle malûm illetin 4. safhasında bulunuyorum. Umûmî vaziyetim eskilerin tâbiriyle "hızla vahâmete doğru seyrediyor" değil; hekimlerimiz de henüz ümitlerini kesmiş değiller, ama mevcut hâlimin çok kritik olduğunu onlar da söylüyorlar. Elbette ki, İmam Ma'türîdî'nin ifâdesiyle insanı ölümden koruyan tedbir değil, esasen "ecel"idir. Buna da inanıyorum; "Yatan ölmez yeten ölür" darbımeselinin doğruluğu ve hikmetine de; lâkin bütün bunları son âna kadar mükellef tutulduğumuz "tedbir" ve modern tıbba duyduğum saygının karşısına da koyamıyorum." ifadelerini kullanmıştı. Netice gerçekten de dediği gibi oldu.

           

Türkiye Günlüğü Dergisi ve Cedit Neşriyat Genel Yayın Müdürü Dr. Mustafa Çalık’ın cenaze namazı 8 Aralık Cuma günü Gümüşhane Kemaliye (Merkez) Camii'nde Cuma namazına müteakip kılındıktan sonra cenazesi Gümüşhane'nin Çalık Köyü'nde, çok sevdiği annesinin yanına defnedildi. O şimdi annesinin yanı başında sonsuzluk uykusunu uyumakta, kıyamet sabahını beklemektedir. "Tekrar mülâki oluruz bezm-i ezelde/Evvel giden ahbâba selâm olsun erenler" demişti Türk şiirinin gür sesli şairi Yahya Kemal haklı olarak.  Görüşmek ötelere kaldı elbet. Allah kendisine rahmet eylesin. Mekânı cennet, ruhu şâd olsun.