Eskiden güce dayalı bir sömürgecilik anlayışı vardı dünyada. Büyük devletler gözlerine kestirdikleri zayıf ülkeleri kaba kuvvetle ve silahlarla korkutarak işgal ederlerdi. Bu durum yüzyıllarca devam etti. Fakat günümüzde top ve tüfekten daha etkili sömürgeleştirme araçları var. Onların başında bütün dünyayı tek bir kuşakta toplayan internet geliyor. Günümüzde sınırlarınıza ne kadar güçlü ordular ve askerler konuşlandırırsanız konuşlandırın internetin ülkenize girmesini engelleyemediğiniz müddetçe koca bir mâziyi ve sizi siz yapan değerleri içselleştiren beyinlerinizin işgal edilmesinin önüne geçilmesinde bu askerî gücün çok fazla bir etkisi olmayacaktır.
           
Yirmi birinci yüzyılın yaşamakta olduğumuz bu ilk çeyreğinde iletişim araçları ve sosyal medya hayatımıza tamamen egemen olmuş durumdadır. Bireyleri esaret altına alan iletişim araçları ve sosyal medya platformları iletişim kurmanın dışında kamuoyu oluşturma, bilgi edinme, sosyalleşme ve eğlence gibi birçok alanda hayatımıza yön vermektedir. Günümüzde Facebook, Twitter, Instagram, Messenger, WhatsApp, Snapchat, Skype, Tumblr, YouTube, Wikipedia gibi sanal ortamlar hayatın olmazsa olmazları konumuna getirilmiştir. Ellerimizden düşürmediğimiz cep telefonları ve tabletler bu süreci hızlandırmıştır.
           
Sosyal medya deyip de geçmeyin. Bu mecra her geçen gün güç kazanıyor. Günümüzde hemen bütün dünyada gerçek iktidar sosyal medyanın elindedir. Zira sosyal medya, insanların belli konularda örgütlenmesini de kolaylaştırıyor. Bu yolla bir araya gelen insanlar birçok konuda tepkilerini ortaya koyabilmektedir. Hatta iktidarları değiştirmede ve onlara gözdağı vermede sosyal medyanın etkisi inkâr edilemeyecek kadar ileri boyuttadır. 
           
Sosyal medya bugün bir tehdit vasıtasına dönüştürülmüştür. Dünyanın jandarmalığına soyunan malum devletler, istemedikleri ve söz geçiremedikleri yöneticileri değiştirmek veya hizaya getirmek için sosyal medyayı etkin olarak kullanmaktadır. Öncelikle Tunus'ta başlayan ve Ortadoğu'yu kasıp kavuran Arap Baharı buna örnektir. Zengin petrol ve doğalgaz rezervleriyle tüm dünyanın ilgi odağı hâline gelen ve iştahları kabartan Ortadoğu coğrafyası sanal medya marifetiyle ve sosyal medyanın gücüyle hızla ve kolayca dönüştürülmüştür.
           
Mısır'da halkın seçtiği Muhammed Mursî tarafından kurulan meşru hükümetin düşürülmesinde ve yerine Abdülfettah  el Sisi öncülüğündeki askerî yönetimin getirilmesinde ABD'nin kışkırttığı sosyal medya ve onun aktif kullanıcıları etkin roller oynamışlardır. Daha doğrusu ABD'nin kurnaz yöneticileri ateşe elle dokunmak yerine sosyal medya maşasını kullanmışlardır. Böylelikle ne elleri yanmış ne de sıcak çatışma riski almışlardır.
 
Martin Heidegger'in Teşhisi: “Kamera, İzleyiciye Yöneltilmiş Bir Silahtır.”
 
İletişim araçlarının baş döndürücü bir hızla geliştiği ve çoğaldığı, bilişimin hayatımızı çepeçevre kuşattığı dijital bir dünyada yaşıyoruz.  Hayatımız cep telefonu ve bilgisayar merkezinde sürüp gidiyor. Onlar artık gözümüz kulağımız, elimiz kolumuz oldu. Onların olmadığı bir dünyayı düşünemiyoruz.  Günümüzde aile çevresinden çok, sosyal medya hayatımıza yön veriyor. Ailedeki o geleneksel eğitim hayata yön veremiyor. Ebeveynlerin çocukları üzerindeki etkisi her geçen gün azalıyor. Aile, okul ve arkadaş çevresi, yerini gerçek hayatta pek de karşılığı olmayan sosyal medyaya, buradaki sanal ilişkilere bırakmaktadır.
 
Günümüzde modernizmin meyvesi olan dijital hayat, yaşamın her alanına sirayet etmiş bulunmaktadır. Bundan en çok da bilişim sektörü pay almıştır. Artık istesek de istemesek de hayatımızın her safhası kayıt altına alınmaktadır. Varoluşçu felsefenin ünlü isimlerinden Alman filozof Martin Heidegger'in “Kamera, izleyiciye yöneltilmiş bir silahtır.” sözü görsel medyanın gücünü göstermesi bakımından önemlidir. Geçen zaman görsel ve işitsel medyanın  gücünü ve etkisini daha da artırmaktadır.