Ankaragücü Kulüp Başkanının uzatma dakikalarında yedikleri golle 1-1 sonuçlanan Çaykur Rizespor maçının bitiminden sonra sahaya girerek karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler’i yumruklayıp gözünü şişirip hastanelik etmesi, yetmezmiş gibi başkanın adamlarının yere düşen Meler’i  tekmelemesi  insan vasfı taşıyan hiç kimsenin kabullenemeyeceği, vahşi, çirkin, yakışıksız  hele de spor alanlarında olmaması gereken çok üzücü bir durumdur.

UEFA’nın Elit Hakem listesinde bulunup Şampiyonlar Ligi’nde maç yöneten Meler’e geçmiş olsun diyor biran önce hem fiziksel hem de ruhsal olarak sağlığına kavuşmasını arzuluyoruz.

Ek-1

Ve de lafı  bu elim olaydan sonra acilen toplanan TFF Yönetim Kurulu adına açıklama yapan başkan Mehmet Büyükekşi’nin sözlerine getiriyoruz.

Neymiş;  ’Şimdiye kadar hakemleri eleştiren kulüp yöneticileri, başkanları, gazete yazarları, TV yorumcularının hepsinin bu işte payı varmış, hepsi suç ortaklarıymış’

Ey gidi sayın başkan..

Bu yaptığınız topu taca atmak, olaya alakasız bir pencereden bakmaktır.  

Merhum Özkan Sümer  büyüğümüzün dediği gibi ‘ Ağaç dururken gölgesini sulamaktır’                                                                    

Bu dediklerinizin  ‘Şu okullar olmasaydı, bu maarifi idare etmek ne kadar kolay olurdu’ diyen muhteremden ne farkı var sayın başkan?

Futbol gibi bir olay eleştirisiz olur mu?..

Siz  topu o eleştiri yapanlara atacağınıza   eleştirdikleri konuları  halletseydiniz ya.

Türk futbolunun başta hakemlerden kaynaklanan sorunlarını halının altına süpüre süpüre halı neredeyse uçacak hale geldi!

Dana dün 9 maç ceza verip ‘devre arasında klasman düşüreceğiz’ dediğiniz bir hakemi 3 maç sonra görevlendiren sizler değil misiniz?

Üstelik bu şahıs şimdi bir kahraman edasıyla hakemler adına açıklama yapıyor.

Ve de birileri fırsat bu fırsat deyip işi  kenarından köşesinden  başta Trabzonspor olmak üzere başka takımlara bulaştırmaya  çalışıyor.

Kaç sene önce Trabzon’da ne olmuş, başkan 5 gün önce nasıl bir açıklama yapmışta falan filan..

Yazacak çok şey var ama burada keselim.

Olay çok üzücüdür lakin  sebep değil bir sonuçtur.

Ve de sorunlar halının altına süpürülmeye devam edipte gerektiği zaman da gereken yerlere neşter vurulmadıkça bu tür sonuçlar futbolumuzdan hiç eksik olmayacaktır.

Şu da bir gerçek ki, bu kafayla giderseniz bu lig bitmez.

Türk futbolu da bu mantıkla bir adım ileri gitmez..

Bak-6

Hem bırakın o ‘Ligleri süresiz erteledik’ fiyakasını..

En fazla bir maç oynanmaz..

Sonra kaldığı yerden devam..

Üstelik ne sorunlar çözülür ne de olaylar biter..

Bu kafayla

Böyle gelmiş böyle gider..

Hadi iyi tıraşlar!..

K A D R O

FIRTINA’NIN ŞAHİNLERİ

(Coşkun Abi’de gitti)

Trabzonspor’da forma giymiş kardeş futbolcular bir hayli fazladır.

Şenol-Bahattin Güneş, Ali Kemal-Osman Denizci, Mehmet Cemil- Sebahittin Altın, İlyas-Cengiz Akçay, Hüsnü-Raci  Özkara , Ali –Osman Yılmaz, yabancılardan Arçil-Şota  Arveladze , Brozek ‘ler gibi  kardeşlerin bazıları birlikte bazıları da  ayrı dönemlerde Bordo-Mavili formayı  gururla terletip zaferlerinde pay sahibi olmuşlardır.

Ancak benim ‘Fırtına’nın Şahinleri’ olarak yorumladığım Coşkun, Bülent, Güngör kardeşler Trabzonspor’da forma giymiş ilk ve tek 3 kardeş futbolcudur.

Bunlardan Coşkun ile Bülent aynı dönemde ve  ikinci ligde iken Bordo- Mavili formayı terletmiş,  Güngör ise alt yapısından geldiği Trabzonspor A takımında 6 sı lig şampiyonluğu olmak üzere 15 kupayı havaya kaldırma gururunu yaşamıştı.

Saçlarını sürekli kısa kestirdikleri için ‘Gabak’ lakabıyla anılan kardeşlerden ilk olarak zamansız bir şekilde Bülent aramızdan ayrılmıştı.

Şimdi ise Gabak’ların en namlı futbolcusu Coşkun terk etti sevenlerini, ardında binlerce anı ve gözü yaşlı insanlar bırakarak.

Ankaragücü ve Ordu Milli takımının efsane futbolcusuyken geldiği Trabzonspor’da 3 yol top koşturmuş, bizleri de Kabak Coşkun’u izleme fırsatı bulan şanslılar arasına katmıştı.

Çok yağmurlu ve  ayakların bileklere kadar  çamura gömüldüğü bir  Avni Aker’de   7-1 kazanılan Malatyaspor maçında Sanat Okulu tarafındaki kaleye Maraton tribününün önünden, 30-35   metre çaprazdan  sol ayağının üstüyle attığı gol, 10’ lu yaşlarda bir çocukken kazındığı hafızamda dün gibi taze duruyor.

Rahmetin bol mekanın cennet olsun Coşkun Abi.

Başta Güngör kardeşim olmak üzere Şahinkaya ailesinin, yakınlarının, sevenlerinin acısını yürekten paylaşır, sabırlar dilerim.

KANATLAR ÇALIŞINCA..

Bir hafta önce evinde oynadığı maçta Kayserispor’a 1-0 mağlup olurken rakip kaleye neredeyse tek şut bile çekemeyen, tek bir gol pozisyonu dahi bulamayan Trabzonspor şimdiye dek en iyi zamanında bile kazanamadığı Gaziantep’de bu kez şov yaparak uzandı 3 puana.

3 gol attı,  bir o kadarını da kaçırdı, daha da fazlasını Gaziantep’in Romen kalecisi Nita kurtardı.

Peki, 5 günde ne oldu bu takımı, sihirli değnek mi değdi?

Yo..

Yana, geriye, olmadı kaleciye gibi genleriyle uyuşmayan fuzuli işleri bıraktı,

Daha çoğu Visca  tarafından olmak üzere  kanatları kullandı,   sağlı ,sollu rakibe çullandı.

Bu  hengamede 3 gol de Gaziantep filelerine yollandı.

Hem de beklerin katkısı olmadan.

Demek ki neymiş..

Onuachu gibi bir  kafacın varken boş yere oyalanma  yana , geriye

Kullan kanatları rakip dönsün deliye!..