Bu bağlamda Rus araştırmacı M. Şükürov’un esaslı tespitleri oldukça önemlidir.

O’nun ifadesiyle “her türden Pontus yazılı kaynakları, askeri alanda, Büyük Komnenos İmparatorluk sarayında, köy ve şehirlerin günlük hayatında eski Grekçe kelimelerin yerini alan büyük sayıda Türkçeden alınma kelimeler içermektedir. Bu Türkçeden alınma kelimelerin yazılı bir metne geçmeden önce konuşma dilinde ortaya çıkmış olduğu varsayılabilir. Sonuç olarak, Pontus’ta oldukça büyük sayıda ve dilbilimsel acıdan etkili bir grup ‘Türkofon’ ya da Türkçe konuşan Bizanslı var olmuştur. (Şükürov 2016:211-212). Şükürov ifadelerine devamla “Yunanlılar önce doğu kökleri kalkan, çukal, ocak, furunciyi almışlardı ve daha sonra Yunanca son ekleriyle bu kelimeleri türetmişlerdir. Bu yüzden hala Büyük Komnenosların hâkimiyetlerinin ilk dönemlerinde Bizanslı Yunanlıların kalkan, furunci (“fırıncı”), ocak/cak ve çukal (“çömlekçi”) gibi Türkçe sözcükleri kullandıklarını kabul etmeliyiz. Bu türden birkaç sözcük daha vardır. “Çadır, hayvan ağılı” için τζεργα [çerga] sözcüğünün kullanıldığını Panaretos da doğrulamaktadır. Trabzon’un doğu kısmında hala bulunan merkezi alanı işaret eden Trabzon yer adı μαιτανιν [maitanin] (

XIII. yüzyıldan İtibaren Trabzon yöresinde yoğun olarak Ortodoks Kıpçaklar görülmeye başlar. “Özellikle başkente komşu olan ve Ortadoks Hristiyanlaşmanın en güçlü olduğu MaçukabandonundakiZavulon Manastırı’nın dönem kayıtları, üst ve orta sınıf yerel feodallerin kiliseye sadakatlerini yansıtır.  Çoğunun kökeni, Rumlaşmış yerli Tzan kökenli klanlara dayanan ailelerin, bu manastıra yaptıkları hibe ve bağışlar, Mukapa, Murmu, Çertebi, Kuği, Kamaşi, Çarhal, Kurçeri, Kastel(it), Zigan(it), Çabal(it), Kanzik ve Karpet” (Uspenski 1927/36:8,11,12,15…vd.) Kameşona, Kançami gibi soyadları kaydedilmiştir.

XIII-XIV yüzyıllarda Anadol’unun Oğuz ve Kıpçak unsurlarını da içine alan son derece karmaşık etnik oluşumu sebebiyle, buraya herhangi bir dil sınırı koymak güç olur (Şükürov 2016:106).
XIII-XIV. yüzyıllarda Anadolu’nun Oğuz ve Kıpçak unsurlarını da içine alan son derece karmaşık etnik oluşumu sebebiyle, buraya herhangi bir dil sınırı koymak güçtür.

XIV. yüzyıla ait olan çağdaş Konstantiopolis kayıtlarında da Türk adlarını görmekteyiz: Φεοδωρα η επονομαζομενη ‘Αραχαντλουν [Theodora i eponomazomeniArahantlyn] diye birini biliyoruz”. (Şükürov 2016:107,403,404). Hasbuk (Hazar kraliçesinin soyadından olanlar için kullanılan bir unvan), Kapatzis (Kapetci / Kaputcuoğlu), VασιBasi / Bazi (Kıpçak mensubu), Hazaros (Hazaroğlu), Kounoukas (Kunuk / kınık, Kıpçak asıllı aşiret), Kumanu (Kuman / Kıpçak), Moucanoğlu (Mucanoğlu / Kıpçak), Sakaris / Sakaros (Sakaoğlu / İskit), Sabulon / Zabolon (Hazar), Τζανιχή [Tzanit / Sanian / San / Can] (Sannioğlu) Makron],