TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Trabzonspor’un eski bir başkanı olarak bu koltuğa oturduğunda, nedense (!) bordo-mavi camiada bir umut ışığı yakmıştı. Ancak, görev süresi boyunca sergilediği tutum, aynı çevrelerde hayal kırıklığı ve öfkeye yol açtı. Hacıosmanoğlu’nun Trabzonspor’a yaklaşımı, adalet terazisinin dengesini sorgulatan bir tablo çiziyor.

Hacıosmanoğlu’nun Trabzonspor başkanlığı döneminde, kulübün haklarını savunma adına attığı adımlar, zaman zaman tartışmalı olsa da, taraftarlar tarafından bir mücadele ruhu olarak görülüyordu. Özellikle 2010-2011 sezonu şampiyonluk kupası için verdiği sözler ve sert çıkışlar, Trabzonsporluların gönlünde yer edinmesine yol açmıştı. Gerçi bunların hepsinin sadece laftan ibaret olduğu zamanla kendini göstermişti ya; neyse!..

Şimdi de Hacıosmanoğlu’nun TFF Başkanı sıfatıyla ortaya koyduğu tavır, yine söylem ve eylem bütünlüğü içerisinde taban tabana zıt bir görüntü  çiziyor. “Kesseniz bordo-mavi kan akar” gibi duygusal söylemler, sahada yaşanan hakem hataları ve adaletsizlikler karşısında, Trabzonspor’un yanında durmayan yönetim anlayışıyla birleşince, samimiyet yine sorgulanır hale geldi.

*      *      *

Trabzonspor, bu sezon haftalarca hakem hatalarının kurbanı oldu. Aleyhte verilen kararlar, puan kayıpları ve göz ardı edilen bariz pozisyonlar, sabırları taşırdı. Peki, Hacıosmanoğlu bu süreçte nasıl davrandı? Adaletli duruş sergilemek yerine, “Trabzonspor küme düşme hattının bir tık üstünde, bu bizim tarafsızlığımızın kanıtı” gibi ifadelerle, kulübün yaşadığı mağduriyeti adeta kendine kalkan yaptı. Bu sözler, Trabzonspor’un hakkını aramak bir yana, sanki kulübün zor durumunu başarı gibi sunma çabası olarak algılandı.

Bir zamanlar “şike sürecinde” kulübün hakkını savunur gibi davranan Hacıosmanoğlu’nun, TFF koltuğunda da bu tutumu sergilemesi, aslında O’nun yönetim ve koltuğu koruma yaklaşımını bilenler tarafından çok da şaşırtıcı gelmiyor.

Dahası, Hacıosmanoğlu’nun bazı kulüplere yönelik söylemleri ve eylemleri, Trabzonspor’a karşı gösterdiği sözde (!) mesafeli duruşla da çelişiyor. TFF Başkanı’nın, bazı İstanbul kulüplerinin maçlarıyla ilgili hakem kararlarına dair daha net ve koruyucu ifadeler kullanırken, Trabzonspor’un uğradığı haksızlıklar karşısında sessiz kalması, “tarafsızlık” kisvesi altında çifte standart izlenimi yaratıyor. Bu tablo ister istemez, “Hacıosmanoğlu, Trabzonspor’u kollamamak adına bilinçli bir şekilde mi geri duruyor?” sorusunu akıllara getiriyor. Eğer öyleyse, pek ala bu tutum, tarafsızlıktan çok, Trabzonspor’a karşı tavır olarak değerlendirilebilir.

*      *      *

Trabzonspor camiası, tarih boyunca ayrıcalık değil, sadece adalet istedi. Hacıosmanoğlu’nun TFF Başkanı olarak bu adaleti sağlayamaması, hatta kulübün mağduriyetini görmezden gelmesi, bordo-mavi renklere gönül verenlerde derin yaralar açmaya devam ediyor

Bir zamanlar, hakemleri odaya kilitleyecek kadar kulübün haklarını savunan bir lider figürüyken, şimdi “fabrika ayarlarından” uzaklaştığı eleştirileriyle karşı karşıya kalan Hacıosmanoğlu, güven ortamını iyice baltalıyor.

Sonuç olarak, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Trabzonspor’a yaklaşımı, ne beklentileri karşılıyor ne de adaletin terazisini dengede tutuyor.

Trabzonspor’un eski başkanı olarak onun görevi, bu kulübe karşı daha duyarlı olmak değilse bile, en azından eşit mesafede durarak haksızlıklara göz yummamaktı. Fakat şu anki tablo, “tarafsızlık” kisvesi altında Trabzonspor’u yalnız bırakan bir TFF Başkanı’nı işaret ediyor.

Kendisini bilmeyiz ama bu durum ne Trabzonspor’a ne de Türk futboluna yakışıyor...