Halı Türkmen kültürünün sembolüdür. Her boyun halılarında kendine has, kendine özgü çizgi ve motifler mevcuttur. Türkmen boylarının motifleri Türkmen bayrağına da yansıyan bir semboldür. Dünyadaki en büyük halı 1996 yılında Türkmenistan’da dokunmuş, halı müzesinin sergi salonundadır. 285 metre kare büyüklüğünde olan bu dev halının ağırlığı bir tondur. Türkmen halısı bilindiği üzere dünyaca ünlüdür. Türkmen halılarında bir incelik, bir zarafet, bir sıcaklık, el emeği ve göz nuru vardır. Kök boyal

Yüz yıllardır medeniyetlerin kesişim noktası olan Türkmenistan, kadim Türk tarihinin önemli noktalarını barındıran bir ülkedir. Bu bağlamda Orta Asya'daki en eski vaha şehirlerinden biri olan Merv (Mari) Türk halkları ve toplulukları için önemli olduğu kadar İslâm dünyası için de çok önemlidir. Merv, tarihî İpek Yolu üzerinde bulunmaktadır.

Türkmenistan’ın tarihî Merv şehrinde kadim zamanlarda Hoca Yusuf Hemedanî, Büreyde es-Eslemî ile Hakem el-Gifarî gibi büyük sahabeler ve Harezmî gibi pek çok büyük âlimler yetişmiştir. Bu tarihî şehirde mimar Muhammed bin Atsız tarafından yapılmış Büyük Selçuklu Devleti'nin son parlak döneminin hükümdarı Sultan Sencer’in türbesi ile tamamen tuğladan inşa edilen Kızlar Kalesi'ndeki tarihî eserler bulunmaktadır.

Türkmenistan'ın en önemli tarihî şehirlerinden biri de Daşoğuz'dur. Bu şehrin Rus dönemindeki ismi taş ve havuz kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşan ve taştan yapılma havuz anlamına gelen Daşhowuz idi. Oysa Daşoğuz "Dış Oğuzlar" demekti. Bu ismin taşla ve havuzla hiçbir ilgisi yoktu. Fakat Ruslar Türkmenleri geçmişinden koparmak için böyle çirkin kelime oyunlarına tevessül etmişlerdir. Burası aynı zamanda Daşoğuz vilâyetinin başkentidir.

Tarihî ve tabii güzellikleri bakımından son derece mühim bir ülke olan Türkmenistan, her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yapmaktadır. Şüphesiz bu turistlerin çoğunluğu komşu Türk cumhuriyetleri ve ülkemizden gitmektedir. Özellikle tarihî bakımından önemli bir coğrafyada bulunması Türkmenistan’ı önemli kılan sebeplerden birisi, belki en önemlisidir. 

Birçok kadim medeniyetin merkezi olan Türkmenistan, sınırları içerisinde bulunan anıtlar, eski şehir kalıntıları, kaleler ve çeşitli su yapılarının izleri ile geçmişe ışık tutmaktadır. Bu tarihî eserlerden biri de antik Nisa Kalesi'dir. Part İmparatorluğu’nun başkenti olan Nisa, Aşkabat şehrinin 18 km güneybatısında yer alan Bağır Köyü'nün yakınında kurulmuş antik bir kenttir. Tarihî kaynaklara göre Nisa Kaleleri, dünyanın en güçlü devletleri arasında gösterilen Part İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Bu kalelerin inşası üzerinden binlerce yıl geçmiş olmasına rağmen, Antik Yunan ve Roma sanatının sentezi olarak ortaya çıkan medeniyetin izlerini günümüze kadar saklamayı başarmıştır.

Eski Nisa, saray ve tapınak binalarının yoğunlaştığı önemli bir merkezdi. Yapılan arkeolojik kazılarda burada Part İmparatorluğu'nun hazinesi ve belgelerin saklandığı depo ortaya çıkartılmıştır. Mermer, altın, gümüş ve fildişinden yapılmış eserler bulunmuştur. Arkeolojik kazılarda Eski Nisa Kalesi'nde bir tapınak da ortaya çıkartılmıştır. Eski Nisa Kalesi'nde bulunan nadir bir fresk parçası, Part resim mimarisinin başyapıtı olarak kabul edilmiştir. Partlılar bu kaleye “Mitridatkirt” ( Kral Mitridat tarafından inşa edilen kale) adını vermişlerdir. Nisa Kalesi, 2007'de UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilân edilmiştir.

Bugünkü Türkmenistan, dinî yapı itibariyle İslâm'ın hâkim olduğu bir Türk cumhuriyetidir. Türkmenistan, Sovyet Hükümetinin boyunduruğu altına girmesiyle beraber, 1911’lerde sayısı 481’e ulaşan camilerin hemen hepsi yerle bir edilmiş, din ve vicdan hürriyeti yok edilmişti. Genç nesiller yetmiş yılı aşkın bir süre zarfında komünizm öğretilerini okumak ve yaşamak zorunda kalmışlardı. Buna rağmen Türkmenistan'ın bugünkü dinî yapısına baktığımızda %93'ünün Müslüman, %6'sının Hristiyan, %1'inin de diğer dinlere mensup olduğunu görürüz. En büyük sınır komşusu İran olmasına rağmen, Türkmenistan'da Şii mezhebi mensupları çok az sayıda olup, onlar da İran’dan gelen Perslerdir.