Havalı, pahalı ve de etkili transferlerle taraftarını ayağa kaldıran Trabzonspor, şampiyonluk parolasıyla girdiği sezonun ilk maçında kendisine sürekli ters gelen Malatyaspor’u deplasmanda 5-1 gibi farklı bir skorla geçerek şov yaptı..
Bu muhteşem başlangıçla şunu gördük ki, Trabzonspor için bu sezon gol atmak hiç sorun olmayacak.
3-5 ve hatta daha gollü maçlara sürekli tanıklık edeceğiz.
Ancak şunu da gördük ki, takım savunmasında bir an önce giderilmesi gereken zaaflar var..
Bu zaaflar normal maçlarda bir sorun yaratmaz.
Çünkü Trabzonspor bir yerse 2,iki yerse 3, üç yerde 4 golü çok rahat atar, 3 puanı kapar.
Lakin şampiyonluk yolundaki rakipleriyle oynadığı derbi denen maçlarda sıkıntı yaratır, toto yatar!
Nitekim Abdullah Avcı da maç sonunda yaptığı açıklamada bunu dile getirdi.
Dedi ki; Oyunun başında skoru ele almak, bazı bölümlerde iyi olmak güzel ,harika şeyler ama , bu oyun sadece hücum oyunu değil, bir de savunma yöne var. Hücumda nasıl iştahlıysak savunmada da aynı iştahlı olmamız gerekiyor.
**
Şimdi Hoca bunları söylemese, bizim dediklerimiz üzerine birileri hemen atılıp, ‘ Bunlar da bişe beğenmiyor ya. Takım 5 gol atmış hala ne diyorlar’ diyebilir..
Desinler.
Bizim gibi tekerlek kırılmadan yol gösterenler için ,asıl bir şeyler söylemek zamanıdır şimdi.
Ancak bu sorun sadece defans oyuncularından kaynaklanmamaktadır.
Bunda Trabzonspor’un değişin oyuncu profilinin de katkısı çoktur..
Yani orta saha ve forvetteki oyuncuların asker değil general olmasıdır..
Şöyle ya da böyle bu soruna bir çözüm bulmak gerekir.
Kaldı ki Abdullah Hoca’nın takımlarının en büyük özelliği zor gol yemesidir.
Artık Hoca generallerin rütbesini mi bir parça indirir, askerlere biraz daha fazla mı bindirir bilemem, lakin bu kolay gol yeme işi biran önce rafa kaldırılmalı, Trabzonspor oyunu iki yönüyle de sağlıklı oynayan bir kimliğe kavuşmalı.
Herkesin de dediği gibi, başlangıç çok iyidir..
Bu senenin o sene olmaması için artılar çok, eksiler çok azdır
Ha gayret..
BİR BAŞKADIR AVURUPA MAÇLARI
Ülke insanımızın Trabzonspor’u bu denli sevmesinde şampiyonluğu İstanbul dışına çıkarıp bunu defalarca gerçekleştirmesinin rolü elbette vardır ancak, bence asıl nedeni Bordo-Mavili gençlerin halkımızı eziklikten kurtarıp, göğsünü kabartan, gurur duyduran Avrupa zaferleridir.
Kulüp takımlarımızın daha isimlerini duyduklarında tir –tir titrediği..
Milli takımımızın az farklı yenilgilerde bayram yapıp ‘Şerefli mağlubiyet ‘ diyerek teselli bulduğu.. Bir gol attığında neredeyse kazanmış gibi sevindiği dönemlerde,
Liverpool’ları, Barcelona’ları, İnter’leri, Aston Villa’ları ve nicelerini Hüseyin Avni Aker’in çimlerine gömmesidir.
Bu yüzden Trabzonspor için Avrupa maçlarının ayrı bir yeri vardır.
Yarın yine böyle bir maç oynayacak Bordo-Mavililer..
Dünyaca ünlü teknik adam Mourinho’nun çalıştırdığı, İtalyanların ünlü takımı Roma karşısında..
UEFA Intertoto Kupası'nda 1999-2000 sezonunda Perugia ile karşılaşıp sahasında 2-1 kaybettiği maçın rövanşında son dakikalarda 3-1 öndeyken çıkan olaylar yüzünden maçı 3-0 kazanarak Türk futbol tarihinde bir İtalyan takımını eleyen ilk takım olarak kayıtlara geçen Trabzonspor’a Roma karşısında başarılar diliyoruz..
Sonuçta eler, elenir çok da önemli değil..
Farkını fark ettirsin yeter..
Haydi Trabzonspor..
GÜZEL VE ÇİRKİN..
Sosyal medyada gördüm. Olimpiyat Şampiyonu boksör kızımız Busenaz Sürmeneli Trabzon’da bir pide salonunda kıymalı yemiş ya da almış. Sıra para ödemeye gelince uzatılan hesap pusulasında yazanlar şöyle: Sen hesabı Tokyo’da vurduğun son yumrukla ödedin..
Bir yumruk daha var..
G.Saray’lı Malcao’nun ,Giresunspor maçında takım arkadaşı genç Kerem’e attığı .
Yumrukla da yetinmemiş bir de darbeli kafa vurmuş..
Göreceğiz..
İlkeli olmakta iddialı olanların icraatını!..