Çarçabuk randevu aldım desem yalan olur!  182 operatörüne bağlanmam bile epey zamanımı aldı.  Muayene olmak istediğim doktorun boşluğunu yakalayabilmek için de ayrıca çaba sarf etmem gerekti! Bütün bu aşamaları geçmiş olmamın, doktora görünmek için yetmediğini öğrendiğimde ‘ha gayret’ dedim!

Önümde bir de onay basamağı vardı çünkü!

Onu da randevudan iki gün önce hallettim.

Dünyanın en şanslı insanı benmişim gibi hissettim!

Şimdi kendi seçtiğim doktora, rahatlıkla görünebilirdim!

Randevu saatim olan 13. 30’dan yarım önce Fatih Devlet Hastanesi’ndeydim.

Uzmanlığını, Deri ve Zührevi Hastalıklar, alanında yapmış, Dr. Deniz Sarıalioğlu’nun muayene odasının kapısının önünde!

Diğer hastalarla birlikte beklemeye koyuluyoruz.

Göz ucuyla bakıyorum.

Kaç kişiyiz acaba diye?

Bir hayli kalabalık; muayene vaktine kadar da artar bu sayı.

Düşündüğüm gibi oluyor.

Yetmişe yakın hasta sayıyorum üstünkörü.

Bir kısmı, hemen yan kapıdaki doktora gelmiş olmalı!

Yoksa, öğleden sonra bu kadar hasta olur mu?!

Bir de sabırsız tavırlar!

Bazıları, hemen kapının ağzına dayanmış duruyor!

Kapının, azıcık aralanmasını bekliyor, içeri dalmak için.

Odaya, girip çıkan da var.

Bir şey soruyorlar sanırım.

Sıramı bekliyorum ben!

O da ne?

Panoda benim ismim, bir de sesli anons...

Hadi bakalım gazamız mübarek olsun!

Giriyorum içeriye.

Ayaküstü kısa bir konuşma, kısa bir muayene, ilaçların belirlenmesi, teşekkür faslı…

Benim işim bu kadar!

Beş dakika!

Bu beş dakika içinde, kapıyı zorlayanlar, içeri girmeye çalışanlar

‘Aman Allah’ım buradan çabucak çıkmalıyım!’ diyor insan!

Öyle de yapıyorum.

***

Hasta yoğunluğu, kurallara uygun davranılmaması, ısrarlı tavırlar…

Zor iş doktorluk!

Bir de buna, şiddeti ekleyin!!!

Söyleyecek çok şey var.

Koca hastanede, bu branşta, tek doktorunun olması!..

Hastalara düşen muayene süresinin kısalığı…

Bu durumun yaratacağı muhtemel hasta -hekim hatta hasta- personel gerginliği!

Bir garip sistemin içindeyiz ki herkes çok zorlanıyor.

Hekimler de hastalar da…

Sağlık sisteminin içindeki herkes esasında!