8 transfer gerçekleştirmiş bir takımın sadece 3 yeni oyuncuyla maça başlayabilmesi neresinden bakarsanız bakın planlamanın düzgün yapılmadığına işaret eder. Nwakaeme’nin kilo fazlası, Barisiç’in sakatlığı, Pedro ve Saviç’in birkaç gün önce takımla buluşmuş olması derken geçen yılın kadrosuna yakın bir kadro ile maça çıktık.

Kadro aynı olunca oyunda farklı olmuyor.

Maç boyunca rakip oyunculara karşı Uğurcan’ın tek başına mücadelesine izledik. 7-8 net kurtarıştan sonrasını saymadım. Kenar ortadan pozisyon verdik, savunma arkasına atılan toptan pozisyon verdik, geçiş oyunundan pozisyon verdik, yerleşik savunmada pozisyon verdik…

Velhasıl tüm savunma aksiyonlarımızın defolu olduğunu gördük.

Takım savunmasında yaşanan bu kusurlar ciddi canımı sıktı diyebilirim.

Trabzonspor’da ise Visca’nın taşıdığı toplarda Trezeguet’in bir adım geride kaldığı pozisyonlara ah vah ettik.

Hele ki maçın sonlarına doğru hop oturup hop kalktık dersek abartmış olmam. Direkten dönen toplar, Uğurcan’ın insanüstü kurtarışları, savunma oyuncularının müdahaleleri derken futbol şansının yanımızda olduğunu söyleyebilirim…

Maçın uzatma dakikalarında Trabzonspor aşkıyla yanıp tutuşan, Trabzonspor’dan başka Türk takımında oynamam diyen, duruşuyla, takım sevgisiyle gelmeden taraftarın sevgilisi haline gelen gurbetçi genç oyuncumuz, bizim oğlan Cihan Çanak’ın olağanüstü golünü büyük bir keyifle izledik…

Böyle devam Cihan, böyle devam!

Galip gelmenin, Trabzon’a avantajlı dönmenin önemli olduğu bir akşamda zor da olsa beklentiler gerçekleşti. İki farkla turun kapılarının ardına kadar açıldığını da ekleyelim.

Yeni oyuncuların kadroya dahil olmasıyla hem oyunun hem de sonuçların daha güzel olacağı aşikâr.

Tebrikler çocuklar!