Galatasaray’ın puan kaybetmesi, Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında rakibine 2 puan daha yaklaşması, Beşiktaş’ın galibiyet serisini altıya çıkarması, Trabzonspor'un kupa müsabakasında aldığı görkemli galibiyet takımların form seviyelerinin birbirlerine yaklaştığının bir işaretiydi.
Tüm bu veriler bu maçın güzel geçeceğinin habercisi gibi görünse de kafamda bazı soru işaretleri yoktu da diyemem..
Fırtına iç sahadaki görkemli oyunu deplasmana taşıyabilecek miydi? Sakatlar kervanına Zubkov’un eklenmesi takım oyununu etkileyecek miydi?
Tüm bu sorular kafamda geçtim televizyonun karşısına.
Kadrolar açıklandığında kupa maçını kazanan kadrodan sadece Zubkov’un olmadığını, Trabzonspor’un ideale yakın bir kadroyla sahada olduğunu gördük.
İlk 15 dakika itibariyle Trabzonspor’un topa daha çok sahip olduğunu, oyunu kontrol ettiğini ama pozisyon zenginliği yaratamadığını gördük. İlk 15 dakika hiç hücumu düşünmeyen Konyaspor ilk etkili atağını 18’de gerçekleştirdi ve bu pozisyonda top direkten sahaya geri döndü.
Bu pozisyon sonrası, yani ikinci onbeş dakika oyunun tüm kontrolü ev sahibi Konyaspor'un eline geçti. Hem topla daha fazla oynayan hem de gol arayan taraf Konyaspor oldu. İlk yarının son çeyreğinde ise karşılıklı ataklar ve tipik bir orta saha oyunu izledik. İlk yarı iki takımda özel işler yapmadı, savunma güvenliğini ön planda tuttu.
İlk yarı nasıl oynandıysa ikinci yarıda da benzer bir oyunla başladı. Sağlı sollu Konyaspor atakları ve gol arayışları ile bir saati doldurduk. Şenol Hocanın bu dakikada yaptığı 3 değişiklik sonrası Ozan Tufan ile gole yaklaşsak da bir türlü oyun üstünlüğünü ele alamadık.
Şenol Hocanın müdahaleleri oyuncuların fizik kalitesinin ne denli yetersiz olduğunu anlatır türdendi. Önce Saviç, sonra Muhammed Cham, sonra Simon Banza takımın tüm yıldızlarını dışarı aldı.Oyuncuların fiziksel olarak sakatlanma riski taşımaması dışında bu 3 oyuncunun dışarı alınmasının sağlıklı bir açıklaması olamaz.
Yıldızların kenara alınması sonrası zaten kadro kalitesi olarak sıkıntılı Trabzonspor’da oyuncu kalitesinin iyice yerle bir olduğunu söylemek lazım. Şenol Hoca yaptığı kritik değişikliklerle 3 puanı hediye ettiğini söylersek abartmış olmayız..
Sonuç olarak deplasman fobisi devam ediyor, bir oyuncunun dahi yokluğu hissediliyor. Kadro planlaması ve alınan oyuncuların yetersizliği, sezon başından beri alçalan, yükselen oyuncu performansları ve daha birçok problem devam ediyor.
Geçmiş olsun Fırtına