İnsan bu. Ömrü boyunca hatırladıkları tüm dikkatlere rağmen geriye fazla da bir şey kalmıyor. Halbuki canlı varlık geride mutlaka bir şey bırakmalı ki, yaratılışın gayesine ermiş olabilsin. Yoksa “ot gelip saman” gitmek deyimi bunun içindir. Bu tür örnekler literatürümüzde çok olsa da bunları teker teker sıralayacak yerimiz yoktur.
Her yıl tekrar ettiğimiz şeyleri bu yıl da tekrar eyliyoruz. Tarım, fındık, yaşama dair her şey yer yerinde dönüp durur. Ancak farkında olmadan yaptığımız ufak tefek değişikler ile yeni yılda farklı şeyler yaptığımıza önce kendimizi inandırıyoruz. Sonra ise başkalarını inandırmak kolay iş. Amma temel ürünler geniş ölçekli bir alana ekilmek zorunda olduğunda bu o kadar da kolay gözükmüyor.
Yöremizin şimdilik en popüler ürünü fındık ise bu anlayışın dışında bir konumda. Yeri, mekanı, ölçüm miktarı pek değişmiyor. Bu nedenle sabit üretim olarak nitelendirilebilir. Bir cenaze nedeniyle Yeşilova Köyü’nde bulundum. Gözüm etraftaki fındık ağaçlarına ilişti. Gerçekten maşallah! Fındık dediğin böyle olmalı. Mübalağasız yapraktan çok fındık olduğuna ilk defa tanık oldum. Eğer bir hava felaketine kurban edilmezse bundan daha bol bir ürün elde etmek olası değil.
Ne yaptılar, nasıl ettiler? Amma bir de bizim köydeki fındık bahçelerine bakıverdim bir şey yok. O zaman kendi kendime sordum, hemen hemen aynı kodda olan bu arazi nasıl böyle verimli olabildi. Meyve ağaçları küsmüş gibi birisinde ilaçlık bir tane yok. Sonunu gerçekten merak ediyorum. Ancak gördüğüm kadarıyla vatandaş seyrekleme, kenar, kuru dallarını alıyor, otunu biçiyor, ilaçlıyor, gübreliyoruz amma sonuç değişmiyor. Hani atalarımız “bakarsan bağ, bakmaz isen dağ” olur derler ya onun misali. Arazinin gittikçe azalması, yeni yapılaşma gerçi her geçen gün biraz daha bahçelere olan ilgiyi azaltmakta. Birkaç yıldır bahçelere tadanmış olan vampir böceği ile uğraşmak ise ayrı bir iş. Kısacası eskinin bereketli toprakları şimdi boş teselli bile yapmıyor. Biraz toprak götürüp tahlile verdim. Bakalım sonuç ne olacak? Eğer olumlu bir sonuç alır isem bunu sizler ile paylaşacağım.