DOKTOR NİHAT BEY AMELİYATHANEYE
 
Dünyada önü bir türlü alınamayan koronavirüs can almaya devam ediyor. Her geçen gün artan ölümler, salgın felaketleri bir türlü durdurulamıyor. Hal böyleyken bütün kurumlar artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyor ve koronavirüs sonrasını planlamaya çalışıyor.
 
Dünyada spora ait ne varsa bitti. Olimpiyatlar bir yıl ertelendi hatta daha ileri taşınabilir. Futbola nokta koyuldu. Belçika ligleri bu haliyle tescil etti. Diğer ülkeler peşi sıra geliyor. Koronavirüsün vurduğu başta İtalya ve İspanya’da kimse futbolu konuşmuyor. Herkes can derdine düşmüş.
 
Türkiye’de ise çan eğrisi bir türlü istenilen eşik seviyesine gelmediği için ölümler her geçen gün artıyor. Ölümlerin ne zaman duracağı belli değil.
 
Tüm bu olaylar yaşanırken Dr. Nihat Özdemir, Bilim Kurulu’ndan habersiz açıklama yapıyor, “Ligler Haziran ve Temmuz aylarında tamamlanacak.” Bilim Kurulu şok yaşıyor. Bu açıklamanın hangi bilimsel veriler içererek yapıldığını merak ediyor. Çünkü Bilim Kurulu’nun ortak kanısı bunun en az bir yıl sürebileceğidir. Yoksa bu doktor kimsenin bulamadığı koronavirüs aşısını mı buldu?
 
Birden Dünya Sağlık Örgütü pardon Avrupa Futbol Birliği UEFA devreye giriyor. Başkan Aleksander Ceferin “Eğer ligler devam etmezse her ligin şampiyonunu açıklaması uygun olur. Şampiyonlar ligi olması gerektiği gibi sona erecek. Bu pandemiye bağlı ama her iki senaryoya da hazırız” açıklaması yapıyor. Türkçesi gameti uzatmayın artık. Bu işe nokta koyun. Henüz koronavirüs aşısı bulunmadı. Daha çok kimsenin canı yanmasın. Hele bu futbol sahalarında yaşanmasın demek istiyor.
 
Hani hastanede bulunurken bir anons gelir ya!!! Doktor Nihat Bey lütfen ameliyathaneye…
Hemen bu anonstan şu anlaşılır. Demek ki ameliyathanede acil bekleyen ve ameliyat olması gereken bir hasta var. Bir de bakarsınız ki önünüzden hızla beyaz yerine yeşil giymiş biri koşarak geçer. İşte o zaman anlarsınız ki bu adam ameliyatı yapacak olan Dr. Nihat beydir. O zaman siz de hasta için dua edersiniz. Allah doktora kuvvet versin de hasta kurtulsun dersiniz.
 
Evet Doktor Nihat Bey ameliyathaneye!!! Türk futbolunu kurtarmak için. Tüm tarafsızlığınızla hipokrat yemininizi yerine getirmek için. Yoksa Allah rahmet eylesin… Cenazesine nasıl olsa bu salgında kimse katılamayacak…
 
İÇİN KALAYLI KAZAN
 
Binlerce yıl Karadeniz’in en önemli limanı idi. Argonotlar uğrak yeri, Persler peşinde kaybolan Atina "onbinler" ordusu, 4 yıl sonra Zigana tepesinden "Thalasa - Deniz" diye bağırdığı, "Xhenafon - Zafanos" ta kamp kuranlara yurt Trabzon.
 
Yakın tarihe kadar: İstanbul’a ancak gemi, Ankara’ya Erzincan üzerinden tren ile gidilebilen, asırlarca savaşlar, seferberlikler, muhacirliklere şahit, Rize, Artvin, Erzurum, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Tokat ve bir zamanlar Türk Kafkaslara, Acem diyarı İran’a, bölgede daha nicelerine, aş - iş kapısı ve onlara "Dünyaya açılan pencere" olmuştur Trabzon.
 
Kıt toprağı ve Osmanlı dönemi unutulmuşluk, Cumhuriyet dönemi kıtlık yüzünden, İstanbul, Ankara, İzmir, Malatya, İskenderun, Van, Samsun, Sinop gibi, Zonguldak, Karabük, Kuzey Kıbrıs ve Yurt dışına en fazla göç veren şehir "Trabzon" olmuştur.
Kafkasların, Doğu Karadeniz ve Kuzey Anadolu’nun el emeği "geçiş" noktasıydı. İstanbul’u bilmeyenler: yurt dışına ihraç ettiği: Tütün, fındık, bakır, keten bezi... ve herbiri "ilim yuvası Liseleri ve ülkenin her tarafına dağılmış yetiştirdiği çok sayıda, bilim adamı, sanatçısı, kabadayısı, politikacısı, nakliyecisi, otelcisi, lokantacısı, yatırımcısı ve Futbolu... ile Trabzon’u tanırdı.
 
Cumhuriyet döneminde bölgenin medeniyet merkezi idi. 1950, 60’lı yıllarda, Boztepe’de USA Radar, GMC - Cemse kamyonlar, Chevrolet ve Willys jeep "jhonny - coni" askerleri ve onlarla birlikte "batı !" ile tanışan Trabzon, köylerden gelenlerin istilası ile değerlerini kaybetti. Bölgedeki üstünlüğünü daha çağdaş, aydın göçmeni bol, bir zamanların köyü, fakat şimdi bizden defalarca büyük Samsun'a yönlendirdi.
Oysa: 1904’te Filarmonik orkestrası, 1908 yılında "Opera" binasına sahip bu kadim şehir, kara cahil Yobazların eline geçene dek üniversitesi, yatılı okulları ile çok açık fikirli - farklı, deniz ve hava limanları, ülke geneline yaygın karayolu yolcu ve İran’a transit nakliye üssü olarak potansiyeli büyük, batılı bir yerleşim merkezi idi.
 
Öyle ki: Konak Sineması 18.30 film gösterimi öncesi bayanlar "kuaför Emine’ye" gider, beyler sinekkaydı traş olurdu. Herkes, balo gibi hazırlıklar yapardı. Gümüşhane, Torul, Bayburt, Şiran, Kelkit, Rize, Pazar, İspir, Görele, Tirebolu başka iller kökenli, farklı düşünceden Trabzon’a yerleşmişlerle, aynı semt, sokak ve binada hoşgörü saygı, sevgi içinde, bugünün hiçbir tarikat, cemaat ortaklığı ve politik tahrik ve kışkırtmalara kapılmadan beraber yaşarlardı. Çünkü onlar medeniyetler mirası Trabzon, tarih boyu dış dünya ile ilişkili "Çağdaş" bir kent oluştururdu.
 
Şayet çocukluğunda: Sinemada gazoz içine leblebi atmadıysan, çıkışta uzun sokakta bol köpüklü ayran içmediysen, kız arkadaşınla Piknik'te buluşmadıysan, Kale Askeri Gazino veya Emperyal'de dans etmediysen, Kalkanoğlu’nda pilav, Rüştü’de yumurtalı kıymalı pide, Akçaabat Nihat Usta’da köfte, Selim’de dondurma, Beton'da helva yeyip - şıra içmediysen, pazar "matinee - sabah" Sümer sineması önünde kiralık: Texas, Tommix, Kinova Redkit... okumadıysan, tükürük köfteden tatmadıysan, Meydan Lezzet Lokantası’nda "Tandır" yemediysen, Çimento Fabrikası lokalinde, Yeşilyurt, Şehir ve Karadeniz kulüplerine götürülmemişsen, Ganita "Memet Sali" ve Uzunkum’da denize girmemişsen, hafta sonları, Soğuksu, Kisarna, Maçka: Cevizli, Sümela, Hamsiköy, Zafanos, Uzungöl’e gitmemişsen, Kabak Coşkun, Akrep Celal, Mesci'leri... tanımamış, Trabzonspor kuruluşuna şahit olmamışsan "ey onbeşli onbeşli" 60 Tokat misali, bizim gibi yaşı "61" üstü "oy Trabzon Trabzon... " şarkısını belki de bilemezsin (Kader utansın demeli !).
 
Belki bize, sözde din adına! kutuplaştırılıp, mahvolmuş ülkemde kaybolmuş değerleri, dostluğu hatırlatan Corona sayesinde tekrar EV'li olanlara.. Sonra Demadidema Dema… (Kemal ULUSOY'DAN Alıntıdır)
 
'KORONA' İLE MÜCADELEDE ÖRNEK HİZMET
 
Koronavirüs salgını, hepimize temizliğin önemini hatırlattı. Aslında günlük yaşantımızda zaten dikkat etmemiz gereken hijyen kurallarını koronavirüs salgını ile çok daha iyi anladık. Elleri yıkamak, bulunduğumuz ortamı havalandırmak, alışveriş merkezi- hastane – okul gibi toplu kullanım alanlarında sanitasyon ve hijyen uygulamaları yapmak, zaten her durumda olması gerekeni ifade ediyorken biz, bunları bugün koronavirüs ile önemser olduk. Yeni Koronavirüs endişesiyle ev temizliği, kişisel hijyen konularına daha fazla önem veriyoruz. Peki, arabamız yeterince temiz mi? Arabadaki bakteriler ya da arabadaki virüsler ne olacak? Aracımızı bakterilerden, virüslerden nasıl temizleriz? Araç içinde halı, koltuk gibi kumaş malzemeler, bakterilerin içinde yaşayabileceği çok elverişli alanlardır. Bu nedenle hem evde hem de arabada en fazla virüs ve bakteri içeren yerler buralarıdır. Araç içinde her noktaya elimiz temas eder.

Ancak kapı kolu, direksiyon simidi ve bagaj kapağı en yoğun temas ettiğimiz alanlardır..Öncelikle aracınız için de tam olarak bakteri, virüs, mikrop temizliği ancak hijyen ve sanitasyon prosedürü ile mümkün olabilir. Bunun için de bazı cihazlar ve malzemeler gereklidir. Başka bir değişle virüs temizliği, profesyonel bir iştir. İşte tam bu  noktada Trabzon'da Değirmendere'de bulunan Gürdoğan Petrol  gündemde bulunan korona virüse karşı bir ilke imza atarak örnek bir hizmeti uygulamaya koydu..
 
Firma gerek özel araçları gerekse her gün binlerce insanımızın kullandığı dolmuşlara çok cüzi bir rakam karşılığında dezenfektasyon işlemi uyguluyor. Geliştirdiği 'hijyen matik'leri araç dezenfektasyonunda  vatandaşların kullanımına sunan firma, petrolden yakıt alanlara ise bu hizmeti ücretsiz sunuyor.

Firma sahibi Murat Gürdoğan, koronovirüsten toplum olarak herkesin etkilendiğini, bu nedenle de kendilerince gerekli önlemleri almaya çalıştıklarını belirterek, “Biz de firma olarak toplum sağlığı için araçların dezenfektesi konusunda Trabzon'da öncülük etmek istedik ve bu uygulamayı Trabzonluların hizmetine sunduk.
 
Değirmendere’de bulunan petrol istasyonumuzda araçlara yönelik gerekli dezenfektasyon işlemlerini yapmaktayız. Hijyenmatik adı altında ünite kurduk. Kendi kişisel sağlığımız kadar araçların bakımı da oldukça önemli. Bunlar tamamen kamusal yarar için yapılmış önlemlerdir. Biz firma olarak vatandaşlarımızın sağlığına çok önem veriyoruz” dedi.