İnsanoğlu fantezileri ile yaratılmış bir canlıdır. Fantezi için ise önemli şey kuralsızlıktır. Çoğu zaman bu seçenek kendi elimizdedir, neyi nasıl seçip pratiğe dökeceğimize kendimiz karar veririz. Bir anlamda alışkanlık gibi bir şey. İsteseniz de terk edemezsiniz. Bu zihnin kontrolünden dışarı çıkmak herkesten farklılaşmaktır.

İnsan fantezileriyle yaşamını renklendirir. Böylece kendini daha mutlu hisseder. Yapılmamış, ya da yapmadığını yapmak bu kabilden bir hamle ya da reflekstir. Yapamadıklarını yapmak, yapmaya kalkışmak. Hele de işiniz yoğun ise soluk almak adına bir günlük hatta bir saatlik bir molayı kendiniz için istemek arzu mu, fantezi midir sorusu ortaya çıktığında saatlerimizi harcayacağımız bir tartışma ortamı kendiliğinden doğar.

Fantezilerimiz çoğu zaman bizleri sükûtu hayale uğratır. Ancak insan değişken bir varlıktır. Hiçbir şey yapmazsa çılgın deniz suları gibi kendini kayalara çarpar. “Aykırılık” diyoruz buna. Bastırılmış egoların tatmini de bu bağlamda kendisine yer buluyor. “Ben farklıyım, üstünüm” gibisinden. Sorumluluklarımızı hiçbir şartta zihnimizden uzakta tutmamalıyız. Zira bireysel kayıplar sürekli hale gelirse toplumsal zarar kendiliğinden oluşmaya başlar.

Sonlanmak üzere olan bir tatil sürecindeyiz. Ancak “AVM’ler küçükler için eğlence, büyükler için değişik amaçlar için tercih edilir. Üç yıldan fazladır beşerin belini büken virüs vakalarının en sevdiği, kolayca yayıldığı mekanlar ise buralardır. Tüm uyarılara rağmen hiçbir şey yokmuş, tehlike tamamen bertaraf edilmiş, normal bir yaşamdaymışçasına AVM’ler, oteller, tatil yerleri tıklım tıklım.

İnsan özgürdür, istediği gibi yaşar yeter ki kanuna aykırı bir şey olmasın şeklindeki karşı savunma anlamsızdır. Çünkü burada işin ucunda toplumsal bir sorumluluk ortaya çıkıyor. Neticede toplumun içinde yaşıyoruz. Bu durumda durup, düşünmemiz gerekiyor. Ancak kalabalık ve tehlikeli yerlerde iğne atsan yere düşmüyor. Sokaklardan kullanılıp atılmış maskelerden geçilmiyor. Bu işi asmak anlamına geliyor. Virüse karşı kesin zafer kazanamamış olsak da önce kollarımıza ve sonra da çene altlarımıza maske takmayı fantezi edindik, şükürler olsun! Cehalet çok kötü bir fantezi diyesim geliyor.