Fransa denince akla Paris geliyor, Monaco geliyor, Moda geliyor, aşk geliyor. Futbolun bu denklemde yeri yok gibi. Avrupa futbolu denince akla İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya geliyor. Yani ölüm grubunda Fransa’nın yeri yok. Biraz zorlamayla başaltı dediğimizi grupta sayabiliriz.
Velhasıl kelam Futbol dendiğinde akla Fransa çok fazla gelmez. Buna rağmen son yıllarda özellikle Arap ve Rus sermayesinin Fransız kulüplerine göz kırpması ile birlikte Paris saint Germain ve Monaco’nun Avrupa futbolunda isimlerinden fazlasıyla söz ettirmeye başladığından bahsedebiliriz.
Kuralar çekildiğinde favori diyebileceğimiz hem Trabzonspor, hem de Monaco’nun Avrupa kupasında şanslarının yaver gitmediğini söylemek ile beraber puan cetvelindeki yerlerinin hak ettikleri seviye olmadığını da eklemeliyiz.
Hem Trabzonspor’un, hem de Monaco’nun Ferencvaros’a yenildikleri maç hemen hemen birbirinin kopyası 10-0 kazanabilecekleri müsabakayı basit goller yiyip kaybetmişler. Velhasıl hem Trabzonspor hem de Monaco tabiri caizse bir maçlık kötü oynama istihkaklarını Ferencvaros maçlarında tüketmişler.
İki ekibinde zerre puan kaybına tahammülleri yoktu maç öncesinde.
Oyun aslında ortada başladı. Top bir o tarafa bir tarafa gidip gelirken bir tarafın üstünlüğünden söz etmek mümkün değildi. Bu istenen bir durumdu lakin aynı dakikada yaşanan iki şanssızlık oyunun seyrini değiştirdi. Önce yılların tecrübesi Maxi Gomez kırmızı gördü sonra da Fırtına 1-0 yenik duruma düştü.
Skor olarak geri düşmenin psikolojik kırılmasına sayısal olarak eksik kalmanın fiziksel travması da eklenince ilk yarı boyunca ortada bir Trabzonspor göremedik.
Hücumsal anlamda ortada gözükmeyen Fırtına bu sürede basit hatalarla rakibe ikramda bulunmayı da ihmal etmedi ve 2-0 geride soyunma odasının yolunu tuttu.
İkinci yarıda ilk yarıdan farksız başladı. 10 dakika yeni doluyordu ki paylaşılamayan top korner oldu, kornerde gol. Korku filmi bitmek bilmiyordu sanki. Gol üretmek bir yana her dakika daha da çöküyordu Fırtına.
BizimIe birlikte hocada seyrediyordu sanki maçı. Neyse ki hoca bir ara uyandı da Bakasetas'ı oyuna oldu, Bakasetas da skora dokundu (3-1).
Bu değişiklikler sonrası en azından oyuna ortak olduk diyebiliriz.
Sonuç olarak futbola Fransız bir gecede Fırtına ağır bir yenilgiyle ülkeye döndü.
Yakışıksız oyun, ağır skor, geçmiş olsun fırtına.