Beslenme uzmanlarından sıkça duyduğumuz insan vücuduna zararlı olduğu noktasında bilim insanlarının birleştiği trans yağlar belli bir miktara kadar vücut tarafından emilime edilebilse de fazla miktarda alındığında kalp ve damar sağlığı açısından ciddi zararlar yarattığı hepimizin malumudur.
İnsan vücudu için trans yağ ne ise bir futbol kulübü için de transfer hemen hemen aynı şeydir. Belli bir miktar transferin kadro kalitesini artırma anlamında faydası vardır ama transfer araç olmaktan çıkıp amaç olmaya evrildiğinde yarattığı tahribat trans yağların insan vücudunda yarattığı tahribattan farksızdır.
Birçok futbol kulübünün bu alışveriş çılgınlığı yüzünden tarihin tozlu raflarında kaybolup gittiğini yakın tarihte bu kötü sürprizle yüzleşmiş Bursaspor, Eskişehirspor gibi kulüpler ile örnekleyebiliriz.
Transfer denilen şey; Kurulu bir kadro üzerindeki eksikleri gidermek amacıyla yapılmalıdır. Kurulu bir kadronuz vardır, hedefiniz şampiyonluktur, konjonktür müsaittir 3-4 net transfer ile takımın sağını solunu toparlar yarışmacı bir takım haline getirirsiniz. Oysa Trabzonspor’da transferler takviye amacıyla değil, her sezon sil baştan tekrar tekrar yapılmaktadır. Geçen yıl şampiyon olan takıma 17 transfer, bu yıl daha henüz transfer sezonu kapanmamış olmasına rağmen 15 transfer gerçekleşmiş ve hala oyuncu alımları “al-al” çığlıkları eşliğinde devam etmektedir.
Ek olarak şunuda belirtmek isterim ki; Kulüplerin sadece aldığı oyuncuları gider kalemine yazması bütçeye olan yükünü görmek anlamında gerçeği yansıtmaz. Gerekli gereksiz alınan oyuncuların bazı bölgelerde aşırı şişkinliğe sebep olması, yeni alınacak yabancı oyuncuların kontenjana takılması da kulüplerin elini kolunu bağlamaktadır. Kulüplerin yabancı kontenjanında yer açmak amacıyla göndermek istediği oyunculara da ciddi miktarda para verdiği, lütfen git diye yalvardığı gerçeği ortadadır.
Sürekli tekrar ettiğim üzere yönetimlerin uzun vade planları, transfer stratejileri olmalı ve bu stratejiye ölümüne sadık kalmaları gerekmektedir.Taraftar baskısı ile sürekli değişen transfer politikaları ile başarıyı sürekli kılmak, mali yapıyı sürdürülebilir hale getirmek mümkün değildir.
Transfer sezonu başında Trabzonspor yönetiminin kadroya dahil ettiği düşük profilli, düşük bütçeli oyuncu grubu ile başarı hedefini mali disiplin ve ekonomik başarı olarak belirlediği, son günlerde kadroya dahil edilen yüksek profilli, yüksek bütçeli transferlerle ise yönetimin dümeni mali başarıdan, sportif başarıya çevirdiğini gözlemlemekteyiz.
Sn. Başkan Ertuğrul Doğan'ın bir spor yazarına “transfer sezonu başında yaptığımız iki transfer hatalıydı” sözünden de kulübün transfer politikasının çok kısa bir sürede 180 derece değiştiğini anlayabiliyoruz..
Velhasıl kelam yine yarı yolda hedef değiştirdik vesselam.İki ay önce başka, şimdi başka, iki ay sonra belki de yine başka olacak..
Çok iyi biliyorum ki zaman yine beni haklı çıkaracak. Bu günü kurtarmaya yönelik hamleler yine Trabzonspor’un aleyhine sonuçlanacak. Ben doğru bildiğimi söylemeye Trabzonspor’u yönetenler de kendi doğrusunu yapmaya devam edecek bunu da biliyorum. İnşallah ben yanılırım diyerek, tarihe bu kısa notu düşerek makaleme burada son veriyorum..
Bir sonraki makalemde görüşmek üzere