Cemreler düştü, havalar ısındı, tabiat kış uykusundan uyandı. Tabiat ne zaman ki uyanmaya başlar, bizde de turizm ufaktan başlar. Öncesinde yaprak kıpırdamazken eylül ayında da biter.

Bu döngü bildim bileli Karadeniz’de, Trabzon’da böyledir. Yaz turizmi için de, kış turizmi için de elle tutulur gözle görülür kimselerin bir şeyler yaptığını ne duydum ne gördüm. Belki münferit birkaç kişi vardır bu işe kendini adamış, onun da sayısı bir elin parmağını geçmez.  

Hakkını da yemeyelim, son birkaç yıldır Trabzon Büyükşehir ve Ortahisar Belediyesinin turizm ile ilgili bu şehre güzel yatırımları da olmuştur.

Fakat turizmi rutinin dışına yaymak için yeterli mi? Bence yeterli değil. Ne zaman ki Trabzon’da dört mevsim turizm hareketliliği olur, işte o zaman bu döngü değişti diyebiliriz.

Yıllardır yapılan açıklamaları, haberleri bir bir takip ederim. Hep aynı kalıptan yazılmış cümleler, aynı sorunlar ve söylemler. Elbette artan turizm girdilerine bu açıklama ve haberlerin katkısı var. Fakat genele baktığımız zaman değişen bir şeyin olmadığını görürsünüz.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Ankara’da Trabzon Günleri yapıldı, İstanbul’da da yapıldı. Açık söyleyeyim oralarda yapılan etkinliklerin ancak oralarda yaşayanlara bir katkısı oluyor, anlık memleket hasreti gideriyorlar. Trabzon turizmine hiçbir katkısı yok bu etkinliklerin.

Ankara’ya giden yetkililere, belediye başkanlarına, milletvekillerimize bir tavsiyem var. Turizm Bakanlığının sitesini bir açıp kontrol edin lütfen, bakın bakalım sitede Trabzon’un adı var mı? Ben söyleyeyim, yok!

Turizm Bakanlığının sitesini kim nasıl yaptıysa sanırsam Karadeniz’e, Trabzon’a bir garezleri var ki Trabzon’a hiç yer vermemişler. Sitenin açılış fotoğraflarında hep ören yerleri fotoğrafları varken oraya Sümela Manastırı fotoğrafı koyulamaz mıydı?

Hadi onu da geçtim, sitenin içeriğinde turizm başlığı altında her ilin tanıtım broşürleri bölümü var. Hemen hemen her ilin orada tanıtım broşürü varken Trabzon’un niye yok? Trabzon’dan Ankara’ya Trabzon’u tanıtım için gidenler, hazır gitmişken orada bakanlığa da uğrayıp bir sorsunlar zahmet olmazsa!

Elimizde başta Uzungöl ve Sümela Manastırı gibi daha birçok destinasyonlarımız varken, kalkıp Ankara’da Trabzon Günleri adı altında sadece yöresel lezzetleri pazarlamak ve orada horon oynamak Trabzon turizmine bir katkı sağlamıyor, bilesiniz. Ufkumuzu da, hedeflerimizi de artık daha büyük tutalım.

Turizm, Ulaşım ve daha birçok alanda diğer şehirlerin çok çok gerisinde kaldık. Trabzon’un belki her yıl kutlanan günü var ama bazı alanlarda adı yok! Ankara’ya gidenler; Trabzon’un adını hak ettiği yerlere artık getirin lütfen! Sezonluk değil, dört mevsim turizm için artık farklı şeyler yapın.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.