Su ve havaya her geçen gün daha fazla kıymet verildiği zamandan geçiyoruz. “Su” ve “Hava” deyip de geçmeyelim. Artık petrol yerine su savaşlarının olacağı günlere doğru yaklaştık, az kaldı.

Türkiye’de “Su ve hava” deyince de akla ilk Cennet Karadeniz gelir. Korona virüs illetinden sonra köyündeki ıssız evini açıp oturanların bir kısmı yaşadıkları şehre dönmedi. O günlerden beri köyler ve yaylalar yaz kış şenlik neredeyse.

Okullar da tatil olduktan sonra esas hareketlenme bölgemizde başladı. Kurban Bayramıyla başlayan hareketliliğin, turizm mevsimi ve şehrimizde yapılan festivallerle birlikte yine okullar kapanana kadar sürmesi bekleniyor.

Turizm hareketliliğini her yıl Uzungöl ve Sümela yolunda mutlaka gözlemlerim. Her geçen yıl Uzungöl’e giden trafik kuyruğu uzuyor. Bu arada o trafik kuyruğu, Of’tan yukarı Uzungöl’e kadar olan yolun ne derece önemli olduğunu da gösteriyor.

Gösteriyor göstermesine de, bakan yok. Bölgemize gelen üst düzey misafirleri o yollardan Uzungöl’e götüren yöneticilerimiz, milletvekillerimiz, bakan ve bürokratlarımız acaba ne düşünüyor? Tam olarak o yol, o çile ne zaman biter? Net bir bilgi de tarih de veren yok. Sanırım havadan değil de karadan o yoldan Cumhurbaşkanı Uzungöl’e çıkarsa belki bir şeyler olur.

Maalesef şehrimize gelen turistler de ekonomik krizden nasibini alıyor. Konuştuğum bir turizmci arkadaşım şunları söyledi. “Arap turistler artık eskisi gibi bol keseden harcamıyor. Eskiden alacakları ürünün fiyatını sormazken şimdi pazarlık bile yapıyorlar” dedi.

Turizmde esas hareketlenme havaların daha da ısınmasıyla zirve yapacak. Güneyden, İç Anadolu’dan bu yıl Karadeniz’de tatil yapacakların sayısında artış bekleniyor. Bunun yanında şehrimizde Turizm Bakanlığı bu yıl da Kültür Yolu Festivali düzenliyor.

Tasarruf tedbirleri genelgelerinin havada uçuştuğu, Maliye Bakanının moto kuryelerin gelirlerinden ve garsonların bahşişinden bile vergi düzenlemesinin konuşulduğu şu günlerde, ismini bile duymadığım bazı genç nesle hitap eden sanatçılarının da aralarında bulunduğu festival, gerçekten gerekli miydi tartışması yaşattı.

Daha önce de yazdım. Turizm Bakanlığı Trabzon’a bir güzellik, iyilik yapacaksa önce bakanlığın sitesinde Trabzon’a yer versin. Bakanlığın sitesinde Trabzon’un adı yok! İnternet sitesinde Turizm bölümü altında tanıtım broşürleri içerisinde Trabzon iline yer vermeyen, sitesinde görsellerinde ne Uzungöl ne de Sümela’ya yer vermeyen bakanlık önce burada Trabzon’a yer versin!

Ne yazarsak yazalım sonu ekonomiye yani paraya dayanıyor. Piyasalar canlansa da nakitte sıkıntı var. Belli başlı bazı sektörler dışında ticaret eski hacminde değil, olacağı da yok. Karadenizliyi turizm dışında çay ve fındık ayakta tutuyor. Çaya verilen fiyat beklentilerin altında kaldı. Bu yıl fındık bol, inşallah fındığa beklenen fiyat verilir.

Bayram sonrası durumlar böyle. Sıcaktan ve ekonomik buhrandan bunalanlara yaylaları tavsiye ediyorum. Şehirdeki festival şöyle dursun, çıkın yayla şenliklerine katılın. Bizim esas kültürümüz de festivalimiz de oralardadır.    

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.