Günümüz dünyasında pek çok insan, sahip olduğu eşyaların miktarıyla övünür hale geldi. Büyük evler, dolup taşan dolaplar, devasa depolar... Ancak, sahip olduklarımızın kontrolünü kaybetmek, ciddi bir ruh sağlığı problemi olan biriktiricilik bozukluğuna yol açabilir. Peki, biriktiricilik bozukluğu nedir ve nasıl anlaşılır?

Biriktiricilik bozukluğu, kişinin gereksiz ve kullanışsız eşyaları aşırı bir şekilde biriktirmesi ve bu eşyaları atmakta büyük zorluk çekmesiyle karakterize edilen bir ruh sağlığı sorunudur. Bu bozukluk, kişinin yaşam alanını işgal eder, günlük işlevlerini olumsuz etkiler ve genellikle ciddi duygusal ve fiziksel sorunlara yol açar.

 Kişi, ihtiyaç duymadığı halde sürekli olarak eşyalar biriktirir. Bu eşyalar gazeteler, kıyafetler, elektronik eşyalar veya hatta çöp bile olabilir.
Eşyaları Atamama: Kullanışsız ve değersiz eşyaları atmakta büyük zorluk yaşanır. Bu, kişide yoğun kaygı ve stres yaratır. Biriktirilen eşyalar, yaşam alanlarını doldurur ve kullanımı zorlaştırır. Odalar, koridorlar ve hatta mutfak gibi temel alanlar bile kullanılamaz hale gelebilir. Biriktiricilik bozukluğu olan kişiler, sosyal ilişkilerinde ve günlük işlevlerinde sorunlar yaşarlar. Temizlik, yemek yapma gibi temel aktiviteler zorlaşır.

Biriktiricilik bozukluğunun kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, birkaç faktörün rol oynayabileceği düşünülmektedir:

Ailede benzer davranışlar gösteren bireylerin varlığı, biriktiricilik bozukluğuna yatkınlığı artırabilir.Yaşanmış travmalar, kayıplar veya yoğun stres, kişilerin biriktirme davranışını tetikleyebilir.Karar verme süreçlerinde yaşanan zorluklar, eşyaların değerini belirleme konusundaki yanlış algılar da bu bozukluğa katkıda bulunabilir.