Ya arkadaş iki karış toprak değil mi girilecek yer? Bu kadar sivil toplum kuruluşları, eğitimciler, akademisyenler ve öğreticiler boşuna mı yazıp çizip anlatıyorlar?

Çok çeşitli insan topluluğu ile aynı güneşin altında güneşlenen dünyalılar olarak olan bitene her geçen gün daha da hayretle bakar olduk! Anlamlandıramadığımız onlarca konu ve konuklar! Anlatmaya çalışırken ise yorulan nefes ve bedenler! Gördük işte geçmişte yaşadığımız pandemi sürecinde neyin ne olduğunu, görmedik mi?

Çok iyi gördük!

Özlememiş miydik dostlarımızı sevdiklerimizi?

Çok özlemiştik!

İki metrekarelik balkonlarda insana hasret kalmamış mıydık?

Ziyadesiyle kalmıştık!

Hani her şey çok başka olacaktı?

Ne yazık ki daha da kötü oldu!

Dünya kurulduğundan bu yana elbette yer edinme mücadelesi içinde tüm toplum insanları lakin dönen döngüyü bozmak nedendir? Nedendir iç dünyanızın kötüleşen kısmını iyileştirememek?

Gerçek manada gerçekten bitti mi dostluk?

Gerçekten gitti mi iyi niyetimiz sevimli duygularımız? 

Bitti gitti demek içimi acıtıyor ama sanırım son virajdayız hepimiz!

Her doğan günün iyiliklere doğmasına gebe kalmak ne kadar yorucu, ne kadar yorucu kendini anlatmaya çalışmak ve çözüme ulaşamamak !

Peki diyelim ki bize kimse lazım değil, bunu pandemide  yaşadık!

İlk zamanlar köşemizde kalmak iyiydi ama kısa zaman sonra boğulduk dostlarımızla sohbet edememekten, özleştik ve derslerimizi aldığımızı düşünerek yeni bir devir başlattık ama bu başlayan yeni devir hepimizi yuttu!  Herkes kral!

Herkes kraliçe!

Herkes en iyi bilen!

Herkes sevecen!

Herkes haklı!

Herkes mükemmel!

Peki hal böyle ise kim bu döngüyü bozguna uğratan? Bir tek ben mi şapkamı önüme alıyorum?

Tek suçlu ben miyim yani? Lütfen herkes şapkasını önüne alsın çünkü ömürler biterken dünyanın da süresinin bittiğini unutmamak gerekiyor! Yasminkorkut