Peygamberimizin göğe yükselişini ve oradan Allah katına çıkışını ifade eden olaylara miraç denilmiştir. Arapça olan miraç kelimesinin “yukarı çıkma âleti” “merdiven” anlamları bulunmaktadır. Yine bu kelimenin “göğe çıkma”, “uruç” anlamları yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
İsrâ suresinde Peygamberimizin Mescid-i Harem’den Mescid-i Aksa’ya götürüldüğü anlatılmaktadır. Yine Kuranıkerim’de Necm suresinde de Miraç olayından bahsedilmektedir.
Miraç olayı İslam dünyasında birçok yönü ile tartışılmış, üzerinde yorumlar yapılmıştır. Tasavvufla ilgilenenler, miracın bâtınî (iç) manaları üzerinde durmuş, miracın ruhun cismânî kayıtlardan kurtularak Allah’a yükselmesinin örneği olduğunu iddia etmişlerdir. Tasavvufta nefsi bilip hakikate ermek için insanların her şeyden evvel nefsin yedi ruhani yükselişi gerçekleştirmesi gerektiğine inanılmış, insanın nefsin tabakaları olan nefsi emmare, levvame, mülheme, mutmainne, raziye, marziyye ve kâmile mertebelerini geçmesi gerektiği ifade edilmiş, bu aşamalar da peygamberimizin gökyüzüne yükselişine benzetilmiştir. Tasavvuf erbabı, Peygamberimizin Allah’a ulaşmak için gökyüzüne yükseliş sürecini, onlar nefsin iç yolculuğu sürecine adapte ederek bu aşamaları gerçekleştirdiklerinde Allah’a ulaşacaklarına inanmışlardır.
Miraç meselesi sadece İslamiyet’e ve peygamberimize mahsus bir durum değildir. Her peygamberden mucize göstermesi beklenmiş, onlardan gökyüzüne uruç ederek kendilerinin hak peygamber olduğunu ispat etmesi istenmiştir.
Miraç olayı, Tevrat’ta yedi sefer olarak gösterilmiş, ilk yükselişin İlya’ya ait olduğu iddia edilmiştir. Yakup Peygamber’in rüyası geniş şekilde miraç olayı olarak anlatılmıştır.
İncil’de de miraç bahsi geçmektedir. Hristiyanlar Hz. İsa’nın öldürüldükten sonra dirildiğine ve gökyüzüne uruç ettiğine inanmaktadırlar. Yine onlar, Hz. Meryem’in de gökyüzüne çıktığı inancını taşımaktadırlar.
Yine İranlılar, İranî Zerdüşt dini ulularından Ardaviraf’ın iki büyük melekle birlikte gökyüzüne çıktığını, orada “cennet”. “cehennem” ve “araf”ı gezdiğini, iyilik ve kötülüklerin öbür dünyadaki karşılıklarını müşahede ettiğini ve en sonunda Ahura Mazda (Zerdüştlerin Tanrısı) ile görüştüğünü ve dönüşünde gördüklerini bir kâtibe yazdırdığını dile getirmekte ve ona inanmakta bu esere “Ardavirafnâme” demektedirler. Bu kitap piyasada satılmaktadır.
Dante İlahi Komedya eserini de bu mantık üzerine şekillendirmiştir.
Yine mitolojilerde kahramanların gökyüzüne çıkma figürü fazlaca kullanılmıştır. Yunan mitolojisinde Herkül’ün Zeus tarafından göğe çıkarıldığı anlatılmakta, Babil mitolojisinde de benzer olaylar dile getirilmektedir.
Miraca çıkma hadisesi insanların hayal dünyasını genişletmiş, halk çok sevdiği kişilerin öldüğüne inanmayarak o kişilerin Tanrı tarafından gökyüzüne çağırdığı inancını taşımışlardır.
Kosova Savaşı’ında ağır bir yenilgi alan Sırp komutan Lazar ölmüş, onun ölümünden sonra da Sırbistan Osmanlı topraklarına geçmiştir. Fakat Sırp halkı, savaştan bir gün önce Kral Lazar’ı ziyaret eden bir meleğin ona dünyevi krallığı sağlayacak askeri zafer ile cennetin kapılarını açacak bozgun arasında tercih yapmasını söylediğini, Lazar’in hiç duraksamadan İsa örneğine uygun bir şekilde, göksel krallığı tercih ettiğini ve göklere gittiğini söyleyerek ona manevi bir anlam yüklemişlerdir.
Türkçede cennete “uçmak” denilmektedir. Yine ölenler için “kuş gibi uçtu gitti” tanımlamalarının yapılması kişinin öldükten sonra gökyüzüne doğru Rabbine gittiği inancını işaret etmektedir.
Bizim kültürümüzde miraç olayına çok büyük önem verilmiş, miraç olayını anlatan onlarca Miraçname (Miraciyeler) yazılmıştır. Yine bu miraciyeler mevlit gibi bestelenerek camilerde okunmuştur. Günümüzde bu bestelenme işi biraz azalmış olmasına rağmen bu tarz miraciyelerin okunuşuna rastlamak mümkündür.
Tüm okuyucularımızın Miraç Kandil’ini kutluyorum.