Birileri yine kızacak.

Belki o kişiler telefonlara sarılacak, "Nasıl yazarsın bunu?" diye tepki gösterecek.

Ama kimse kusura bakmasın.

Biz kimsenin gönlünü hoş tutmak için gazetecilik yapmıyoruz, yapacak da değiliz.

Biz bu mesleği, milletin vicdanı olmak için yapıyoruz.

Ve vicdan, rüzgâra göre yön değiştirmez.

Bizim olmazsa olmazlarımız vardır.

Bazı değerlerimiz var ki, üzerine laf etmek bile ihanet sayılır.

Nokta.

Ama bugün karşımızda öyle bir siyasi iklim var ki, herkes rol kesiyor.

Herkes sözde mağdur, herkes sözde demokrat.

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’in tüketim boykotu çağrısı vardı ya bir türlü içime sindiremediğim.

Özel yaptığı boykot çağrılarına da "demokratik hak" diyormuş.

Elbette demokratik hakkı kullanmak herkesin en doğal hakkı ama halkı boykota çağırmak bir hak değildir.

O zaman soralım Sayın Özgür Özel’e

7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 51 bin 201 Filistinli çocuğun, kadının, gencin cansız bedenini görürken demokratik hak hiç mi aklınıza gelmedi.

İsrail Gazze’yi yerle bir ederken, hastane bombalarken, kadınları katlederken sesiniz neredeydi, bir demokratik çağrınız olmuş muydu?

Ben duymadım.

Türkiye’de insanları tüketim boykotuna çağırıp, ülkenin ekonomisini sıkıştırma, esnafın yazar kasa fırlatmasına çağrınız varken neden İsrail mallarına karşı tek bir boykot çağrınız olmadı? Türkiye’de neredeyse her markette satılan 50’den fazla İsrail bağlantılı ürün varken, neden tek bir kelime etmediniz?

Çünkü kolay hedef kaos ortamı yaratıp iktidara gideceğini saydığınız yolu açmak, o yol doğru bir yol değildir ve o yol öyle açılmaz.

Neden kendi hükümetimize vurmak işinize geliyor.

Neden ülkemizi güçsüzleştirmeye çalışıyoruz.

Ama gerçek haine ve zalime söz söylemek cesaret ister, neden o cesareti gösteremediniz.

Demokratik hak olarak gördüğünüz tüketim boykotu çağırınıza keşke Türkiye’de 16 satılan içecek markası, 15 kozmetik ürünü, 11 teknoloji devi, giyimden temizliğe kadar ürünün satıldığı İsrail malları için de yapsaydınız.

İsrail mallarını boykot edin çağrısını duyamadık sizden.

Maalesef onu göremedik.

Ya o Medyaya ne demeli?

O zaten apayrı bir trajedi.

Sözde bağımsız, ama aslında yönlendirilmiş, satır aralarında hizaya girmiş kalemler.

Gezi olaylarında “kahraman gazeteci” olanlar, bugün İsrail zulmüne karşı ağzını bile açamıyor. Çünkü destekledikleri çevre rahatsız olur.

Çünkü fonları kesilir.

Çünkü Avrupa’daki “liberal” efendileri kaşlarını çatar.

“Tarafsızız” diye yutturmaya çalışan medya organları, Gazze'de çocuklar ölürken üç maymunu oynuyor.

Ama Türkiye'de bir bakan yanlış cümle kursa anında manşetlere çekiliyor.

Çünkü onların “özgür basın” anlayışı, sadece kendi ajandalarına hizmet ettiği sürece var. Çünkü onlar için özgürlük, sadece kendi ideolojik çerçevelerine uyan seslere tanınması gereken bir lüks.

Ya toplumumuzun bazı kesimlerine ne demeli.

Her ne kadar boykot çağrısı amacına ulaşamasa da maalesef kısmen de olsa acı bir tabloyu görmüyor değiliz.

Twitter'da, Instagram'da boykot naraları atanlar, bir gün sonra Starbucks kuyruğunda selfie atıyor.

Gazze için timsah gözyaşı dökenler, ertesi gün İsrail markası telefonla “özgürlük” tweet’i atıyor.

Bu mudur sizin vicdanınız?

Bu mudur duruşunuz?

Sözüm ona hak, hukuk, adalet diyenler bu mudur?

Peki, vicdan nerede?

Nerede tutarlılık?

Nerede ilkeli duruş?

Siyaseti bir kenara bırakın.

Bu insanlık meselesidir.

Filistinli çocuk ağlarken susan, ama sokakta slogan atmaya gelince en önde yürüyen insan tipine artık bu ülke prim vermemeli.

Zafer Şahin’in dediği gibi, İstiklal Caddesi’nde toplanıp “birdirbir” oynar gibi protesto etmek sadece bir şovdur.

Gerçek mücadele, samimiyet ister.

İlkesizlikle, çifte standartla, seçici hassasiyetle ne adalet olur ne de demokrasi.

Bu ülke sokakta kurulmadı, sokakta da yıkılmaz.

Sandıkla gelen sandıkla gider, ama sokakta ülke karıştırmaya çalışanlar, sadece başkalarının taşeronu olur ancak.

Türkiye'yi içeriden zayıflatmak, sosyal fay hatlarını tetiklemek isteyenlerin maşalığını yapmayın.

Biz bu topraklarda sadece bir siyasi görüşü değil, her türlü çifte standarda karşı durmalıyız.

Bu vesile ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlar, bu ülkeyi yoktan var ederek bizlere emanet eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz.

Biz buradayız Atam.