Bu günlerde şehrimiz Trabzon, çok önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinde gerçekleştirilen festivallerden biri olan Kültür Yolu Festivalinin bir tanesi de Trabzon’da yapılmaktadır.

Basına yansıyan bilgilere göre 22-30 Haziran tarihleri arasında devam edecek olan festival kapsamında, konserler, sergiler, atölyeler, söyleşiler, gastronomi deneyimleri ve her yaşa uygun etkinlikler düzenlenecek, ayrıca festival boyunca 40’tan fazla noktada 500’den fazla etkinlik halkla buluşacaktır.

Büyük bir merakla beklediğimiz festivalin akışı ilan edilip, programlara bakıldığında ise farklı bir durumla karşılaşılmıştır. Zira son derece kapsamlı etkinliklerin yapılacağı festivalde çok önemli birkaç nokta unutulmuş ya da ihmal edilmiştir. Bu hususlardan ilki Trabzon’dur.

Evet, yanlış okumadınız, Kültür Yolu Festivali’nde en fazla öne çıkarılması gereken husus Trabzon olması gerekirken maalesef bu durum göz ardı edilmiştir.

Devletimizin tasarruf tedbirlerini yürürlüğe koymaya çalıştığı bu günlerde oldukça büyük masraflara girişilerek düzenlendiği anlaşılan bu festivalde 4 bin yıllık mazisiyle birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Trabzon şehrinin kadim kültürü ile ilgili neredeyse hiçbir etkinlik yapılmamaktadır.

Buna ek olarak tarihsel süreçte birçok devlete ev sahipliği yapmış Trabzon şehrinin geçmişi ile ilgili ne bir konferans ne de bir söyleşi bu festival programına dâhil edilmemiştir.

Tarih boyunca bulunduğu bölgede her açıdan merkez olan, kültürlerin geçiş noktasında bulunan, tarihi İpek Yolu’nun denize çıkış kapısı durumunda olmuş, Komnenos Hanedanlığının başkenti, Osmanlı’nın en önemli vilayetlerinden biri olan Trabzon’un tarihi geçmişinin yok sayıldığını görmek başta bir tarihçi olarak şahsımı çok üzmüştür.

Oysa festivali düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın web sitesinde kültürün tanımı şu şekilde yapılmaktadır: “Kültür, bir toplumu diğer toplumlardan farklı kılan, geçmişten beri değişerek devam eden, kendine özgü, sanatı, inançları, örf ve adetleri, anlayış ve davranışları ile onun kimliğini oluşturan yaşayış ve düşünüş tarzıdır”.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere kültür ve tarih iç içe geçmiş kavramlardır. Ayrıca kültürü canlı tutan en önemli unsur tarihsel geçmiştir. Kültür, eğer geçmişle bağını koparırsa canlı kalamaz. Bu nedenle kültürünü korumak veya yaşatmak isteyen her birey mutlaka tarihini bilmeli, geçmiş yaşantılardan haberdar olmalıdır.

Tüm bu gerçekler ortada iken Kültür Yolu Festivali’nde tarih neden ihmal edilmiştir? Ünlü felsefeci ve ilim adamı Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, “Akıllı Türk Makul Tarih” adlı kıymetli eserinde kullandığı ifadeler içinde bulunduğumuz durumu özetlemektedir: “Bir milletin geçmişi, yani tarihi üzerinde operasyon yapmak için ilk şart o milletin tarihinin yok sayılması bu mümkün değil ise değersizleştirilmesidir”.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, dünya üzerinde en şerefli tarihe sahip olan Türk Milleti’nin bu köklü tarihini gelecek nesillere aktarmak gibi bir sorumluluğu vardır. Esasen bu festivaller de bu aktarım için bulunmaz birer fırsattır. Oysa Trabzon Kültür Yolu Festivalinde maalesef her şey düşünülmüş fakat tarih veya yerel tarih kavramları unutulmuştur.

Umuyoruz, kapsamlı içeriği ile dikkat çeken Kültür Yolu Festivalinin bundan sonraki organizasyonlarında milletimizin geçmişini öğrenebilmesi için uygun bir zemin oluşturularak tarih alanında söyleşi, konferans gibi etkinlikler de düzenlenerek bu alanda yaşanan boşluk doldurulur.