Trabzon ile ilgili herhangi bir kitap ya da yayın organı çıktığında mutlakla Trabzon ile ilgili kütüphanemdeki yerini alır.
Trabzon ile ilgili herhangi bir kitap ya da yayın organı çıktığında mutlakla Trabzon ile ilgili kütüphanemdeki yerini alır. Bu nedenle bugüne kadar Trabzon ile yurt içi ve yurt dışında çıkmış olan basılı materyal ve kitapların hemen hemen hepsine yakını orijinal, fotokopi ya da dijital şeklinde kütüphanemde mevcuttur. Yerel tarihle ilgileniyor olmamın semeresidir bu kütüphane.
Nitekim kütüphanemin yeni misafirleri her gün artmaya devam etmektedir. Hepimizin Yeşilçam’ın jönlerinden birisi olarak tanıdığı Akçaabatlı Osman Baş, Trabzon basın hayatına hızlı bir giriş yaptı. Önce “Türk Sineması 312s”, “Mazideki Akçaabat 168s” ve son olarak “Memleketim Pulathane 312s” adlı birbirinden değerli üç çalışmanın ikisi Trabzon ve Akçaabat’ın sosyo-kültürel yaşamına ışık tutan değerli çalışmalardır.
Osman Başın bu günler ışık yüzü gören Memleketim Pulathane adlı çalışması Trabzon Yazarlar Derneğince Mayıs ayında büyük boy olarak yayınlanmış. Çalışma öncelikli olarak Akçaabat’ın yakın tarihi ile alakalı olup,71 başlık altında sosyo-kültürel yaşam ve folklor ve tarihi şahsiyet gibi farklı konulara değinilerek fotoğraflar ile resimli bir Akçaabat monografyası oluşturulmuş.
H. Baş, birgün güzellikler saçmak üzere gönlünün derinliklerinde tecrübe ve şahidi olduğu vesır gibi sakladığı bilgi birikimlerini yaz mevsimini beklermiş gibi etrafa saçıverdi. Böylece Akçaabat tarihi yeni güzellikler, belgeler, şahitliklerden oluşan bir tecrübe zenginliğine kavuştu. Monografyada aynı zamanda Akçaabat’ın kültürüne hizmet etmiş olan değerli kültür adamlarına da ahde vefa gereği yer vermeyi unutmamış. Onca geniş zamana serpilmiş hatıratları bir gergef ustası titizliğinde sağlam zihinsel gücün yardımıyla sabır ve inatla işlemiş olmanın tecrübelerini cömertçe paylaşıyor.
Her biri bin emek tecrübesinin ürünü olan topluda yakın geçmişimize doğru zorunlu bir yolculuğa çıkıyor, bu yolculukta bazen bilmediklerinizi yeniden öğrenmenin zevkini yaşarken, içinizde neleri kaybettiğimizin acı-tatlı hatıralardan oluşan melankolik bir duygunun gizemli labirentlerinde dolanıyorsunuz. Kısaca kitapta geçmişinizi, baktığınız bir sihirli aynada Akçaabat’ın kaybedilmişliklerini tüm çıplaklığı ile görüyorsunuz. Biliyorum ki,O’nun gönül dağarcığındagün ışığını bekleyen daha pek çok şey vardır. Bekleyip göreceğiz. Tebrikler Osman hocam, emeğinize sağlık.