Genel olarak Rasathane, yıldızların gözlendiği yer, gözlemevi manasına gelmektedir. Daha geniş anlamda ise özel bir binaya sahip olup rasat faaliyetine (yıldızların hareketlerinin gözlenmesine) ve astronomik çalışmalara sahne olan ve sadece bu tür işlerin gerçekleştirildiği bir kurumdur. İşte bu anlamıyla rasathane, İslâm medeniyetinin meydana getirdiği ve dünya medeniyetine, insanlığa sunduğu bir kurumdur.

Bu konuda önemli çalışmalar yapan Prof. Dr. Ali Bakkal’ın eserlerinde verdiği bilgilere baktığımızda  İslâm tarihinde ilk rasathanenin Emevîler döneminde Şam’da kurulduğuna dair bazı bilgiler varsa da, genel olarak araştırmacılar ilk rasathanenin Me’mun tarafından Bağdat’ta açılan Şemmâsiye Rasathanesi olduğunu kabul ederler. Me’mun bir yıl sonra burada yapılan gözlemlerin doğruluğunu teyit etmek için Şam’da Kâsiyûn dağında ikinci bir rasathane daha kurdurmuştur.

Bundan sonra rasathane kurmak İslâm devletlerinin geleneği haline gelmiş olup, Osmanlıların sonuna kadar İslâm dünyasında elliye yakın rasathane kurulmuştur. İslâm tarihinde kurulan rasathanelerin en önemlileri Fahrüddevle (Rey) (994), Melikşâh (İsfahan) (1075), Merâga (1259), Semerkant (1408-1424 arası) ve İstanbul (1575-1580) rasathaneleridir. İslâm bilimi bu müesseselerde yapılan gözlemler sonucunda gelişmiş ve Batı’da Rönesans’ın temellerini oluşturmuştur.

Osmanlı Devleti Döneminde ilk rasathane Sultan II. Beyazıd Döneminde (1447-1512) İstanbul’da kurulan ve kurucusu belli olmayan küçük çaplı bir rasathanedir. Osmanlı’da kurulan ikinci rasathane ise şehrimiz Trabzon’da faaliyete geçmiştir.

Osmanlı Devleti’nin en önemli eyaletlerinden biri olan Trabzon’da faaliyete geçen bu rasathanenin açılış öyküsü ise şu şekildedir:  Osmanlı Devleti’nde açılan ikinci rasathane olan Trabzon Rasathanesi’ni İran’dan kaçarak Trabzon’a gelen Bircendi isimli âlim kurmuştur. Bircendi, Şah İsmail’in Safevi Devletini kurmasının ve Şiiliği resmi mezhep ilan etmesinin ardından Sünni âlimlerin pasifize edilmesi ve devamında öldürülmesi nedeniyle 1501 yılında İran’dan kaçarak Anadolu’ya gelmiş ve Trabzon’a geçmiştir.

Şah İsmâil’in emriyle öldürülen hocası Herat müftüsü Seyfeddin et-Teftâzânî’nin âkıbetine uğramamak için hayatının son yıllarında Osmanlı ülkesine kaçan Bircendi, şehzade iken görüştüğü Yavuz Sultan Selim’e Tufe-i Selîmî adlı astronomi ile ilgili eserini tamamlayarak takdim etmiştir.

Bircendi, Trabzon’da bulunduğu sıralarda bir de gözlemevi kurmuş ve buranın adı da Trabzon Rasathanesi ismiyle anılmıştır. Bu rasathanenin tam olarak nerede kurulduğu veya akıbetinin ne olduğu ile ilgili yeterli ve güvenilir bilgilere maalesef sahip değiliz.

İran’dan kaçarak Trabzon’a gelen ve burada bir rasathane kuran Bircendi,  bir süre Trabzon’da kaldıktan sonra 1525 yılı civarında İstanbul’a gitmiştir.

Prof. Dr. Ali Bakkal’ın ilk kez ele aldığı Trabzon Rasathanesi’nde kullanılan âletlerin neler olduğu ise yine Bircendî tarafından kaleme alınan, Risâle fî Âlâti’r-Rasad (Rasat Âletleri Hakkında Risale) adlı eserinde ifade edilmiştir.

Bircendî tarafından kurulan ve Osmanlı tarihindeki ilk rasathanelerden biri olan Trabzon Rasathanesi’nin varlığı, Trabzon’un kültür tarihi açısından çok önemli bir gelişmedir. Umarız Bircendi’nin kurdurduğu Trabzon Rasathanesi’nin bilinmeyen yönleri de açıklığa kavuşturulur ve bu kurum kültür tarihimiz içinde yerini alır.