Cumhuriyetin ilk yıllarında Trabzon’un en önemli sorunlarından biri de şehrin modern bir içme suyu şebekesine sahip olmayışıydı. Zira kente gelen sular, açıkta ve gayrı sıhhi şartlarda geliyor ve çeşmeler vasıtasıyla halka ulaşıyordu.

Trabzon şehrinin su ihtiyacını karşılayan belli başlı suyolları Karlıktepe, Soğuksu, İmaret, Zülmera ve Değirmendere’den gelen suyollarıydı. Bunlar haricinde Karlıktepe ve Soğuksu’dan gelen suyolları şehrin batı mahallelerine, İmaret’ten gelen suyolu kale ve civarına, Zülmera’dan gelen suyolu Boztepe ve civarına, Değirmendere’den gelen suyolu ise şehrin doğu mahalleleri ve Meydan’a ulaşıyordu.

Fakat burada belirtilen suyollarının tamamının üstü açıktı. Şehir halkının ihtiyacını karşıladığı bu suların her türlü müdahaleye açık bir şekilde hatta bazen kanalizasyon şebekelerine karışarak çeşmelere ulaşması Trabzon’da sık sık bulaşıcı hastalıkların görülmesine neden oluyordu.

Trabzon’un temiz ve sağlıklı bir su şebekesine kavuşması için ilk önemli adım 1936’da atılmıştır. O dönemde kurulan Umum Müfettişlik Mıntıkaları içinde yer alan Trabzon’a gelen Üçüncü Umum Müfettiş Tahsin Uzer, hemen bu meseleyi gündemine almıştır.

Geniş yetkilerle adeta “Süper Vali” olarak göreve başlayan ve Ağrı, Erzincan, Erzurum, Gümüşhane, Kars ve Trabzon vilayetlerinin idari olarak sorumlusu olan Tahsin Uzer, şehrin su meselesinin çözümü için bazı arayışlara girmiştir.

1937 yılına gelindiğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve o günkü Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Doğu vilayetlerinin durumunu yerinde görmek amacıyla geziye çıkmıştı. Bu kapsamda çoktandır davet aldığı ama ertelediği Trabzon seyahatini yapmak isteyen Gazi Paşa 1937 yazında Trabzon’a gelmiştir.

8-10 Haziran 1937’de Trabzon’u son kez ziyaret eden Gazi, burada yaptığı temaslarda Trabzon halkının temiz su ihtiyacı içinde olduğunu görmüştür. Dönemin kaynaklarına yansıyan bilgilere göre ziyareti sırasında Atatürk “Trabzonlular olarak benden bir dileğiniz var mı?” diye sorunca toplantıda bulunanlardan birisi “Paşam Trabzon’un doğru dürüst içme suyu yoktur.” cevabını vermişti. Bu önemli meselenin gündeme getirilmesi üzerine Belediye Başkanı Cemal Turfan, konu hakkında bazı ayrıntıları Atatürk’e anlatmıştır.

Trabzon’un su sorununa el atan Gazi Paşa “Suyunuz mu yok. Susuz hayat olmaz, en iyisi suyun gelmesi için projeler yapılsın.” diyerek gerekenin yapılmasını istemiştir. Atatürk’ün talimatı üzerine kalabalık bir uzman heyeti Trabzon’a gelmiştir. Nafıa Vekâleti Su İşleri Umum Müdürü Selahattin Bey başkanlığındaki heyette, Doktor Grumer, Erzincan Şubesi Şefi Mühendis Memduh, Mühendis Nedim, Nafıa Vekâleti mühendislerinden Bay Walter gibi kişiler bulunuyordu. Heyet 13 Temmuz 1938’de Soğuksu, Kıroğlu, Zülmera, Kisarna, Galyan, Değirmendere sularını inceleyerek gerekli raporları çıkarmıştır.

O dönemin parasıyla 500 bin liranın üzerinde bir meblağa yapılan yeni su tesisatı projesini Alman Hochtieff (Hohtif ) Şirketi kazandı. Trabzon Belediyesi 1 Nisan 1938 tarihli meclis toplantısında, Trabzon’a getirilecek suya “Atatürk Suyu” adı verilmesini teklif etmişti.

1941 yılına gelindiğinde su projesinin sonuna gelinmiş ve su aboneliği için kayıtlara başlanmıştı. Bu arada içme suyuna “Atasu” adı verilmesine dair Belediye Başkanlığının önerisi de kabul edilmişti.

Neticede Atatürk’ün direktifi ile halledildiği için adına Atasu adı verilen projeyle Trabzonlular temiz içme suyu kullanmaya başlamıştır.