HZ. YAKUP’UN HİKAYESİ VE MOLDE MAÇI

Siz Hz. Yakup ile Azrail'in hikayesini bilir misiniz?
Bilmeyenler olabilir ben anlatayım..

Vaktin birinde Azrail, Hz. Yakup'u ziyaret eder. Hz.Yakup (a.s) biraz korku ile sorar "ziyaret mi?, Yoksa canımı almaya mı geldin?". Azrail'in misafirliğe geldim demesi ile rahatlar. Hazır Azrail’i yakalamışken "bir ricam daha olacak" der. Azrail de iyi gününde olacak ki "tamam" der. 

Hz. Yakup; "Canımı almaya gelmeden önce bana haber ver" der. Gel zaman git zaman yine bir gün Azrail çıkagelir. Hz. Yakup şaşırır, "hani gelmeden önce haber verecektin" der hışımla, çıkışır Azrail'e..
Azrail, HZ. Yakup'a dönerek; "Dişlerin döküldü, saçların döküldü, sakalına ak düştü, belin büküldü" bunlardan ala haber mi olur der.

Gelelim maçımıza;

Trabzonspor oyunu rakip alana yıkarak, önde pas yaparak maça başladı. Topa daha çok sahip olan, oyunu domine eden tarafın Trabzonspor olduğunu söyleyebiliriz. 

Tabiri caizse ilk maçta fragmanını izlediğimiz bir filmi izliyormuş gibi hissettim kendimi. 

Rakip Molde bile birebir ilk maçın kopyası bir oyunla sahaya yayıldı. İlk maçta olduğu gibi önde oynayan Trabzonspor defansının arkasına yapılan koşullarla gol aradılar.

Daha maçta hiç gol olmamışken ilk maçtan doğru kazanımlar elde eden tarafın, ilk maçta yaptığı hataları tekrar etmeyen tarafın kazanacağı belli oldu. 

Buna rağmen Trabzonspor'un Bakasetas ile bulduğu gol de Molde'nin uzatmanın son dakikasında kazandığı gol de ilk maçta atılan gollerin kopyası gibiydi.

Sonuç olarak ilk maçtan doğru çıkarımlar elde eden tarafın, aynı hataları tekrar etmeyen tarafın bir adım öne çıkacağı aşikar bir rövanş maçında tabiri caizse Azrail'in gönderdiği işaretleri her iki taraf da doğru okuyamayınca aynı hataları tekrar etti ve maç berabere bitti, penaltılara gitti.
Penaltıları kazanan Fırtına bir üst turda Roma'nın rakibi oldu.
Tebrikler fırtına…