Bundan 100 yıl yani bir asır önce Trabzon’u ziyaret eden bir yazar, kentin durumu hakkında bir yazı kaleme almıştır. Söz konusu yazıda verilen bilgileri bir araya getirdiğimizde 100 yıl öncenin Trabzon’u hakkında önemli bilgiler elde etmekteyiz.
Trabzon’a gelen yazar, ilk olarak kentin genel görünümü hakkında bilgiler vermiştir. Buna göre 1920’lerin başında Trabzon’da 8.000 hane, 19 cami, 10 kilise,1 Sultani ve diğer çeşitli mektepler, 3 matbaa, 4 kitaphane, hastane, belediye bahçesi, 10 kadar güzel otel, kışla ve askeri hastane, 1 tiyatro, güzel ve muntazam 1 sinema binası, müteaddit güzel gazino ve lokantalar olduğunu belirtmiştir. Hamamları gayet vasi ve güzel olan Trabzon’da 50.000 nüfus yaşıyordu. Bunun 32.000’i Türk, 13.000’i Rum, 5.000’i Ermeni ve 84’ü Yahudi’ydi. Bunların dışında az sayıda İranlı vardı.
Yazara göre Trabzon’un en fena yeri Çarşı Mahallesi’nin Kuzgun Deresi civarıyla İmaret Deresi’nin geçtiği Mağara Mahallesi’ydi.
Buna karşın şehre yarım saat mesafede bulunan Soğuksu ve Zefanos mevkilerinde güzel köşkler, çam ormanları mevcut olduğundan buralar çok güzel sayfiye yerleri olarak biliniyorlardı.
1920’lerin Trabzon’u hakkında bilgi veren yazara göre kentin içi ve yolları oldukça bozuk ve düzensizdi. Zira Kavak Meydanı-Ortahisar-Millet Bahçesi- Arafilboyu-Değirmendere’ye uzanan ve “Uzun Yol” (Uzun Sokak) denilen caddeden başka mahallerde araba pek güçlükle geçmekteydi. Şehirde birçok fayton mevcut olup daima Soğuksu mesiresine, Değirmendere’ye, Cevizlik (Maçka) ve Polathane’ye (Akçaabat) gidip gelirlerdi.
Trabzon evlerinin bir kısmı ahşap, bazıları kerpiç dolma ve kireç sıvalı, eski tarzda ise de, bir kısmı ve özellikle Boztepe’dekiler muntazam ve kargirdi. Evlerin çoğunun, bilhassa Kavak Meydanı tarafındaki hanelerin önlerinde bahçeleri vardı.
Yazara göre eski Trabzon’un suları bol ve güzeldi. Havası pek mutedildi. Kış mevsimi Ocak ayından başlar ve Mart nihayetine (sonuna) kadar yağmur yağardı. Kar, ender olarak düşerdi. İlkbaharda ise çok sis olurdu.
Trabzon’da nezle eksik olmazdı. Felç, ihtinak-ı rahim (kadın hastalıkları) romatizma, emraz-ı asabiye (sinir hastalıkları)görülmekte ise de beledi ve salgın hastalıklar çok uzun devam etmezdi. Buna karşın son zamanlarda verem ve frengi artmıştı. Şehirde 14 doktor çalışıyordu. Bunların bir kısmı memur, bir kısmı ise özel doktordu. Ayrıca 3 dişçi ve 10 eczane mevcuttu.
Yazara göre Trabzon ahalisi çok çalışkan ve faal idi. Burada pek çok ve büyük Müslüman tüccar ve sermayedarları bulunuyordu. Kuyumculuk, debbağlık, doğramacılık, demircilik, dokumacılık hayli gelişmiş ise de, büyük bir demirhane ile kayık ve gemi tezgâhlarından başka mühim fabrika bulunmuyordu.
Liman hakkında bilgi veren yazar, Değirmendere civarındaki liman düzenli ve yeterli olmadığından büyük vapurların limana giremediğini, Trabzon Limanı’nda devamlı surette 400 kadar sandal, kayık ve mavna ile 15-20 motorlu gemi ve 100 kadar küçük büyük yelkenli mevcut olduğunu ifade etmiştir.
Bundan 100 yıl öncenin Trabzon’una bakıp günümüzde yaşadığımız şehirle kıyasladığımızda kimi noktalarda büyük değişiklikler olduğunu görmekle birlikte bazı hususlarda kronik hale gelen sorunların devam ettiğini müşahede etmekteyiz.