Yıllarca ara verdiği profesyonel liglere dönen Trabzonspor, ilk sezonunda Trabzon şehrine şampiyonluk yaşatarak “artık ben de vardım” dedi.

Bugünkü yazımda maç değerlendirmesi, teknik konular, oyuncu performansları, istatistiki bilgiler, eleştiri ve gelecekle ilgili planlar gibi mevzulara girmeden konuya farklı bir pencereden bakarak geçmişten günümüze bir köprü kuracağım.

Bundan tam 10 yıl önce, 26 Nisan 2015 tarihide Trabzon’da oynanan Eurochallenge Final Four karşılaşmalarında final oynayıp, son salisede Avrupa kupasını kaçırmıştı Trabzonspor.

O günlerde basketbol kaynaklı olağanüstü hareketli günler yaşamıştık.

Şehir adeta kaynıyordu.

Maçtan birkaç saat önce A Spor’un salonda yaptığı canlı yayınına çağrılarak yaşanan bu heyecanın yansımalarını yorumlamam istenmişti.

Meydandan salona gittiğimde Eurochallenge şampiyonluk kupasını parkenin ortasına koymuşlar ve canlı yayın için beni bekliyorlardı.

Canlı yayına geçince ne düşündüğümü ve bir futbol şehri olan Trabzon’da bu tribünlerin dolup dolmayacağını filan sordular önce.

Ben bir kupaya baktım, sonra da boş tribünlere dönerek “Bu salon 7.500 kişilik ve bugün bu salonda en az 9 bin kişi olacak” demiştim.

Hatta bana “Trabzon’da böyle bir şey olabilir mi?” diye pek inanmamışlardı.

Sonra devam edip, yıllarca basketbolumuz adına mücadele veren biri olarak ömrü boyumca hiç unutamayacağım ve gelecekte Trabzon basketboluna rehber olması gereken bir cümle kurarak “Bugün burada oynanacak olan final, basketbolumuzun gelecek adına sigortası, şu önümüzde gördüğünüz kupa da kaskosu olacak” demiştim.

O gün kaskoyu yaptıramadık ama sigortasını sağlam yaptırmıştık.

Basketbol Dengedi̇r

Aradan yıllar geçti ve bugün Trabzonspor’un TBL şampiyonluğunu kutladık.

İşte Pazar günü sırf bu maç için Trabzon’a gelen Elchin İbadov ile şampiyonluğu kutlarken geçmişte kurduğum o cümleler geldi aklıma.

Çünkü Eurochallenge finali sonrası şehrimize kabus gibi çöken zifiri karanlığı gelecekte aydınlatabilmek için çok mücadele vermiştik.

Bu siyahla beyaz gibi iki farklı tarih aralığında 10 yıl, bu 10 yıllık arada da halen daha çıkaramadığım ama en yakın zamanda toparlamayı düşündüğüm birkaç kitap dolusu hikaye, bu hikayenin sonunda da şampiyonluk coşkusuyla aydınlığa çıkan ve gelecekte sağlam adımlarla ilerlemesini beklediğimiz bir basketbol serüveni var.

Ve bu serüvenin başlamasının fitilini yakan başta Başkanımız Ertuğrul Doğan olmak üzere; Baş Antrenörümüz Faruk Beşok, Yardımcı Antrenörümüz Trabzonlu Osman Ekici, tüm teknik ekibi, oyuncularımızı ve kulüpte çalışan emekçilerimizi kutluyorum.

Büyük iş başardınız; hepinize kocaman teşekkürler.

TEBRİKLER KOÇ

Ligin başlamasına 15 gün kala kolları sıvadı.

Hızlıca kadrosunu şekillendirip neredeyse hazırlık dönemini bile yapamadan sezona başladı.

İlk 8 hafta 3 galibiyet alırken, 5 mağlubiyet ile üstelik sezona 2 mağlubiyetle başlayıp camiada “başarısız” yakıştırması yapılarak değişmesi gerektiği dillendirilmeye başlandı.

Bocaladı, yeri geldi parkedeki duruşuyla çaresizlik, hatta kariyerli oyuncularının takım oyunundan uzaklaşıp bireysele yönelmelerine çözüm ararken yaşadığı ümitsizlik bizlere kadar yansıdı ama pes etmedi.

Creek takviyesi ile nokta transfere imza atarak bir anlamda önünü açtı.

Faruk Beşok-3

Ve devamında gelen seri galibiyetlerle hızla tırmanarak işi play-off’lara bırakmadan mutlu sona ulaştı.

Bu başarının teknik anlamdaki baş mimarı Faruk Beşok’tur.

Yalova’yı çıkarmıştı doğru ama “mutlak başarı” bekleyen Trabzonspor gibi bir camia takımında görev yaparak bu başarıya imza atmak kolay değildi.

Son yazımda “Faruk Beşok, sancılı başladığı Trabzonspor macerasını şampiyonluk ile taçlandırarak kendi kariyerine Trabzonspor gibi bir markayı da eklemiş olacak” demiştim, yanılmadım.

Kendisini tebrik ederken, şahsım ve Trabzonspor basketbola gönül verenler adına da yürekten teşekkür ediyorum.

BASKETBOL DENGEDİR

Önceki yazılarımın birinde “Basketbolda gelen başarılar, futbolun yükünü de bir anlamda hafifleterek bu şehre nefes aldıracaktır. Bunu da ileride yaşayarak göreceğiz” diyerek bu günlere işaret etmiştim.

Trabzonspor’un Eurochallenge finalini oynadığı dönemde Hayri Gür’ü dolduran taraftar, aradan geçen onca yıl sonra TBL şampiyonluğu için parkeye çıktığında da aynı salonu doldurmayı başardı.

Ancak 2 saat sonra Akyazı’da oynanan futbol maçında ise aynı taraftar ve aynı heyecanı göremedik.

Bir tarafta sahiplenme, heyecan, başarı ve coşkunun yanında basketbola yatırım yapan yönetime övgü varken, diğer tarafta ise hüzün, hayal kırıklığı ve aynı yönetime eleştiri hakim.

Basket-29

Bu karşıtlık, muazzam ve aynı zamanda başarı odaklı yatırımın sonuçları adına oldukça düşünülmesi gereken sosyolojik bir olaydır.

Yıllardır aynı noktaya vurgu yaparım ve yapmaya da devam edeceğim.

Başarı geldikçe taraftarın sahiplendiği Basketbol, Trabzonspor’un futbol başarısızlıklarını dengeleme görevi de görüyor aynı zamanda.

Özetle bir oyun olmayan basketbol, Trabzon spor kültürü içinde önemli bir bağlam sunarken, aynı zamanda şehir kimliğinin de bir parçasıdır.

Kısaca basketbol hayat, Trabzonspor için de bir dengedir.

SÖZ VERMİŞTİ

Gelen şampiyonlukta yönetimin, koçun, Küce’nin ve oyuncuların, kısaca bir sürü insanın emeği var elbette.

Hepsine tekrardan teşekkür ediyoruz.

Ancak göründüğü üzere Cömert Küce’nin öne çıkarılıp Ertuğrul Doğan’ın görmezden gelindiği bir süreç yaşıyoruz.

Yatırımı yapıp basketbol gibi bir kültür sporunu bu şehre tekrardan kazandırana bir teşekkürü çok görenler, Doğan’ın getirdiğini Doğan’ın önüne koyuyorlar.

Futbol başarısızlığı eleştirilirken, basketbol başarısı görmezden geliniyor.

Elbette Küce’nin de katkısı var ancak bu başarının asıl mimarının Küceyi de Trabzon’a getiren Ertuğrul Doğan olduğunu kimse gözden kaçırmasın.

Bilenler bilir, bilmeyenlerin de bilmesinde fayda var.

Ertuğrul Doğan-19

Basketbolun kapanış sürecinden sonra tekrardan profesyonel liglerde olması gerektiğine inanan isimdir Ertuğrul Doğan.

Çünkü bu 7-8 yıllık süreçte konuyu kendisisiyle sürekli konuşup sıcak tuttuğumuzu biliyorum.

Trabzon’da basketbol unutulmaya yüz tuttuğu anlarda bile Ertuğrul Doğan’ın gündeminden hiç düşmedi.

Kısmet bu günlere imiş.

Bu başarısından dolayı Ertuğrul Doğan’ı tebrik ederken, bize söz verdiği gibi basketbolumuzu tekrardan bu şehre kazandırıp bizlere şampiyonluk ve tekrardan süper lig sevinci yaşattığı için de kendisine teşekkür ediyorum.

Ve şampiyonluk sonrası kendisini kutladığımda bana verdiği tek cümlelik cevabı da buradan sizlerle paylaşmak istiyorum: “SÖZ VERMİŞTİM”

BAŞARININ ARKASINDAKİ EMEK

Bu gelen başarının görünmeyen bir ayağı daha var; altyapı.

Kapanış sürecinden sonra küllerin tamamen soğuyup yok olmadan ileride tekrardan alevlenebilmesi adına mücadele edilen altyapı.

Alt Yapı

Zaman zaman eleştiririz, hatta çok eleştirdiğimiz bile oldu ama Osman Arz, Engin Kanber ve Osman Ekici’nin özverileri ile sıcak tutularak; geçtiğimiz sezon Zeyyat Kafkas, Ceyhun Eskici, Derviş Köz gibi isimlerin de destekleri ile 4 milyon TL’lik cüzi bir bütçe ile TB2L’ye çıkma başarısını gösteren altyapı.

Bu altyapı var olduğu ve geçtiğimiz sezon Engin Kanber’in organizasyon becerisi ve Osman Ekici’nin koçluk birikimi ile TB2L’ye çıkıldığı için bugün bu şampiyonluğu yaşadık biz.

Günün başarısına giden yolun, arka plandaki emek ve alın terinin varlığı olduğunun da bilinmesinde fayda var.

BU PROFİLİ İYİ DEĞERLENDİRİN

Fenerbahçe’nin kolej takımı ile oynanan şampiyonluk maçına resmi açıklamalara göre 6.813 biletli taraftar gelmiş.

Protokol ve biletsiz girişleri de hesapladığımızda en az 7 bin taraftar vardı.

Avrupa kupasında oynadığımız final maçından sonra bir kez daha Hayri Gür’ü bu derece dolu gördüm.

Hayri Gür Taraftar

Süper ligin bir altı olan TBL için muazzam bir rakam ve yanılmıyorsam bu lig için Türkiye rekoru.

Basketbol maçlarında tribünleri iyi gözlemlerim. Gelenlerin büyük bölümü kadınlar, çocuklar ve aileler.

Her ne kadar arada basketbolsuz geçen 7 yıl gibi bir boşluk olsa da basketbolun bu derece sahiplenilmesi çok değerli.

Futbola boğulmuş olan Trabzon’un spor kültürünün basketbol gibi branşlarla çeşitlendirilip, çocuklarımızın sağlıklı bireyler olarak gelişimlerinin sağlanması adına bu profilin çok iyi değerlendirilerek sahip çıkılması gerekiyor.