Bir hafta öncesine kadar maç gününü iple çektiğimiz, uğruna üç bin, dört bin kilometre yol yaptığımız Trabzonspor’umuz dün gece önemli bir müsabakaya çıktı. Çıktı çıkmasına lakin ne yönetim, ne taraftar, nede oyuncu grubu maç iptal edilse zerre üzülmezdi diyebiliriz..
Yazımı kaleme aldığım saatlerde 50 bine yakın insanımızın hayatına mal olmuş bir o kadar daha insanın belki de molozların arasında çıkarılmayı beklediği mini mahşer günler yaşadığımız bu günlerde kim nasıl maça motive olabilirdi.
Maça saatler kala başlayan yoğun kar yağışı, kan donduran soğuk hava maç oynamak zorunda olan futbolculara Bunu bir daha düşünün der gibiydi.
Onbirler açıklandığında hocanın merkezde yalnızları oynayan Siopis’in yanına Doğucan Haspolat’ı monte ettiğini gördük.
Maça Trabzonspor’un tutuk başladığını söyleyebiliriz. Yaşanan olumsuzlukların stresi, uzun süredir liglere ara verilmesinin olumsuz etkileri çok net belli oldu. İlk 15 dakika ne yapacağımdan bi haber, idman eksiği aleni bir takım gördük diyebiliriz..
İlk 15 dakikanın geçilmesi ile Trabzonspor üzerindeki tutukluğu bir kenara bırakıp oyunun kontrolünü ele almayı başardı.
Her dakika baskısını artıran Bordo Mavili ekip sağlı sollu rakip kaleyi bunalttığı bu dakikalarda Eren Elmalı ve Trezeguet ile iki net pozisyonu değerlendiremedi. Daha sonra Maxi Gomez'in tekmelendiği pozisyonda hakem net penaltıda yanlış bir karara imza attığını da eklemeliyim.
İkinci yarıya mecburi bir değişiklikle başladı Fırtına. İlk yarının son dakikalarında sakatlanan Eren yerini Larsen’e bıraktı.
Gole kadar rakibe tek pozisyon vermeden, doğru ön alan baskısına örnek gösterilecek kadar güzel bir oyun vardı sahada. Gol bir nevi geliyorum diyordu..
Golden sonra da gole yakın taraf Trabzonspor’du diyebiliriz. Maxi Gomez’in ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golü içimizi yakmadı dersek abartmış olmayız..
Bu dakikadan maç sonuna kadar birçok pozisyonu kaçıran taraf yine Trabzonspor oldu.
Bu zor günlerde bir soluk, küçük bir tebessüm..
Teşekkürler Fırtına