Ben Solaklı’yım
Ben Karadere’yim
Ben Coşandere’yim
Ben İyidere’yim
Ben Fırtına’yım
Ben Manahoz deresiyim
Ben Melen çayıyım
Ben Değirmendere’yim
Ben Düzköy deresiyim
Ben Fol deresiyim
Ben Şalpazarı deresiyim
Ben Çoruh’um
Ben Çayeli deresiyim
Ben Salarha deresiyim
Ben Harşit Çayıyım
Ben Kızılırmak’ım
Ben Yeşilırmak’ım
Ben Büyük Menderes’im
Ben Gediz nehriyim
Ben Sakarya’yım
Ben Ceyhan’ım
Ben Dicle’yim Fırat’ım
Ben Meriç’im, Tuna nehriyim
Ben Aras’ım
Ben Munzur çayıyım
Doğum yerim Dağlardır
Haldızendir, Ziganadır, Taşköprüdür
Ovit’tir, Kaçkar’dır, Haçka’dır, Maçka’dır benim doğum yerim
Kadırga’dır, Sis dağıdır doğduğum topraklar.
Toroslar’dır, Canik dağlarıdır, Ilgaz dağıdır
Akarım size doğru asırlardır,
Gürül gürül, berrak berrak, saf ve temiz
Size dağların zirvelerinden, eteklerinden oksijen getiririm, nefes getiririm, soluk aldırırım
Serinletirim
Kırmızı benekli alabalık, sazan taşıdım size yıllardır, asırlardır.
Ben size hep hayat verdim
Nefes verdim
Hep iyi baktım,
İki sevgili gibi, aşk ile baktım size
Dedim ya hayat oldum hayatınıza
Peki, siz ne yaptınız?
İtip kakıştınız hep,
Hor davrandınız, acımasız davrandınız bana
Önüme setler çektiniz,
Yolumun üzerine binalar diktiniz,
HES’lerle boğazımı sıktınız
Nefesimi kestiniz
Soluk aldırmadınız.
Can verdim siz canımı aldınız
Yıllarca sıkıştırdınız bir gün yatağıma geri döneceğimi hiç düşünmediniz mi?
Bir gün sizin de canınızı yakacağımı hiç düşünmediniz mi?
Evet bugün kabuğuma sığmıyorsam, taşıyorsam, sel olup akıyorsam, evleri temelinden, ağaçları kökünden kazıyıp denize taşıyorsam bunun sorumlusu ben değilim
Sizsiniz evet siz
Eğer insanların ölümüne neden oluyorsam bunun sebebi sizsiniz.
Ne istediniz de vermedim
Ne istediniz de almadınız benden
Ne istediyseniz verdim
Neden daha benim boğazımı sıktınız
Neden canımı almaya çalıştınız.
Size hayat verenin hayatını karartırken hiç mi vicdanınız sızlamadı.
Evet, çok bunaldım, çok çektirdiniz bana, delirttiniz beni.
Bırakın da 10 yılda bir kusayım
Bırakın da kirlettiklerinizi yüzünüze vurayım.
Beni bu hale siz getirdiniz.
Böyle konuşuyor dünyada var olup akan tüm dereler, çaylar, nehirler.
Hatta denizler, okyanuslar.
Tsunami ve dev dalgalarla yüzümüze tükürüyorlar
Kusuyorlar suratımıza
Düşünsenize Trabzon’da sadece 9 bin tane dere yatağının olduğunu.
Ve biz her dere yatağını işgal ederek, ranta dönüştürerek, denizlerimizi, sahillerimizi, plajlarımızı kirleterek geleceğimizi yok ettiğimizi
Böyle yaparsak deniz de suratımıza tükürür, dereler de verdiğini alır.
Kimse kusura bakmasın.
Dünyanın dengesini maalesef bizler bozuyoruz.
İLGİNÇ BİLGİLER
-Bambu bitkisi, günde 90 cm uzuyor.
-Baykuş, mavi rengi görebilen tek kuştur.
-Gülmek için 17, surat asmak için ise 43 adaleye ihtiyaç duyarız.
-Sarışınların esmerlere göre daha fazla saçı vardır.
-Kangurular geri geri yürüyemezler.
-Arılar yarım kilo bal için iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplar
GÜZEL SÖZLER
Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin.
Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan sensin
Ömer HAYYAM
Bazı sözlerin muhatabı kulak değil, kalplerdir.
Duymuyorsa zorlamayın.
xxx
Gülmek gerekir bazen,
Fazla yormadan
Daha çok bıktırmadan
Eğer vaktiyse, ardına bile dönüp bakmadan
Can YÜCEL
Gülümseyin;
Kimine sevgiden
Kimine öfkeden, kimine yalandan, kimine inattan.
Gülümseyin işte
O gider yerini bulur
FIKRA
Kadın kocasının tabutunun arkasından gülerek yürümektedir.
Cemaatten biri kadına neden güldüğünü sorar
Kadın;
“İlk defa kocamın nereye gittiğini biliyorum” der.