Seçime sayılı günler kaldı, bitse de önümüze baksak artık. Seçimden sonrası “tufan” diyorlar. Ben demiyorum, ekonomiden anlayanlar ekonomi hakkında konuşanlar diyor. Piyasalarda da o yönde belirsizlik durgunluk hâkim şu sıralar.
Akaryakıt istasyonundaki pompacıyla konuştum. Seçimden sonra akaryakıt seksen, doksan lira olur diyor. Zaten akaryakıt zamlarının gidişatına baktığımız zaman da görülüyor. Neredeyse iki günde bir, önce mazota zam yapıyorlar, sonra benzine, peşine de LPG’ye zam geliyor.
Hepsine aynı anda zam yapsalar olmaz mı acaba? Ya da şu akaryakıtı düz yüz lira yapsalar da herkes ona göre işini bilse, daha iyi olmaz mı? Zaten zamlar da enflasyon da hep şu akaryakıt bahanesiyle yükselmiyor mu?
Akaryakıt ile hiç işi olmayanlar bile elindeki ürün ve hizmete akaryakıt arttıkça zam yapıyor. Gerçi akaryakıtın da etkilemediği sektör pek kalmadı ama enflasyonun artmasının en büyük bahanelerinden biri de hiç şüphesiz akaryakıttır.
Eskiden bu kadar değildi mesela. Arabası olan pompacıya elli liralık ya da yüz liralık koy derdi sadece onu ilgilendirirdi akaryakıt zammı. Şimdi ise öyle olmuyor, arabası olanı da olmayanı da artık ilgilendiriyor.
Akaryakıt demişken, şu Gabar’dan günlük bilmem kaç varil petrol çıkıyor haberleri ile bu gece akaryakıta şu kadar zam gelecek haberleri birbirleri ile yarışıyor farkında mısınız?
Şu ortamda bari oradan buradan “petrol çıkıyor” haberlerini servis ettirmeyin.Milletin aklıyla,bozulan psikolojisiyle dalga geçmeyin Allah aşkına!
Bu gidişatla enflasyonun ineceğini düşünüyor musunuz? Ne yalan söyleyeyim benim o yönde bir inancım kalmadı artık. Bence enflasyon gittikçe artacak. Hiperenflasyon, çok daha yüksek enflasyonlu büyüme vs. böyle gider.
Sonrası resesyona mı gidilir, farklı yapısal reformlar mı olur bilmem ama elbet bir yerde duracak. Esas o durduğu yerde durumumuz ne olur, işte önemli olan onu tahmin etmektir.
Bütün bu ortamda seçime giderken; siyasi partilerin rakibi, birbirlerinden ziyade işte bu yaşadığımız mevcut durumdur. Sandıkta millet kurtuluşu kimde görecekse ona karşı büyük bir teveccühte, sebep olanlara dadikkat çekici bir uyarıda bulunacak gibi.
Bütün bunları görmek için yüksek meblağlar ödeyerek anket firmalarına, danışmanlara, uzman kişilere sormaya gerek yok. Pazara inin, markete girin, hastanelere uğrayın, eczanelere sorun, emekliyle, asgari ücretliyle, vatandaşla birebir sohbet edin, anlarsınız!
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Kalın sağlıcakla.