Sokağa çıkıp önünüze gelene “Sizce Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” diye sorarsanız hangi cevabı alırsınız. İsterseniz şimdi veya sabah evden çıkarken ilk karşılaştığınız birkaç kişiye bu soruyu yöneltin.
Sizce nasıl bir cevap alırsınız.
“Bırak Türkiye’nin en önemli sorununu da, sen benim en önemli sorunum nedir onu sor bana” çıkışı ile karşılaşırsınız
Ve devamında şöyle der
“Tencerem kaynamıyor, mutfağımda yangın var”
Evet, Türkiye’de bugünkü durum böyle maalesef,
Vatandaş ne yaşadığı şehrin ne de ülkesinin en önemli sorunu ile ilgilenir ne de merak eder sadece yaşadığı geçim sıkıntısıyla verdiği mücadeleyi aktarır size.
Yani genel olarak sokakta yapacağınız bireysel anketlerde çıkacak sonuç hiç şüphesiz açık ara “Tencere” olur.
Pazara yolunuz düşmüştür siz bilirsiniz de iktidarın bakanları, milletvekillerinin zaten çarşı-pazarla işi olmaz.
Sorun nedir bilmezler
Domatesin 35, çileğin 75, patlıcanın 50, zeytinin 280, peynirin kilosunun 220 liradan satıldığını bilmezler.
Kim bilir, emekli bilir, çalışan bilir, asgari ücretli bilir
Başta emekliler olmak üzere ve çalışan nüfusun yüzde 40’ını oluşturan asgari ücretlilerin tamamı geçim sıkıntısı yaşıyor.
16,5 milyon emekli ve 7,5 milyona yakın asgari ücretlinin yaşadığı temel sorun bu.
Bırakın bir aracının olmasını veya çocuklarıyla ayda bir yemeğe çıkmasını, sadece aylık giderlerini bile karşılayamaz duruma gelmiş.
Zorlanıyor, güçlük çekiyor, nefes alamıyor
Kira, elektrik, su, telefon ve mutfak masrafı bile kazancının çok çok üzerinde
Vatandaş sürekli ileriye doğru borçlanıyor, geleceğini ipotek ediyor
Bir kredi kartından çekip, diğer kredi kartının asgari ödemesini yapabiliyor ki ona da kısıtlama geliyor.
İyice kapana sıkışacak.
Türkiye’nin veya yaşadığınız şehrin en büyük sorunu nedir bilseniz ne olur bilmeseniz ne olur. Oldu ya böyle bir soru yöneltirseniz alacağınız cevap kesinlikle ekonomik sorun olacaktır.
“Peki, bu sorunu kim çözer”
Gelecek cevap şudur
“Hiçbiri”
Aslında böyle bir anket yapılmış
Mayıs ayı içerisinde aralarında Trabzon’un da bulunduğu 26 şehirde yapılan ankette vatandaşa bu sorular yöneltilmiş
18 yaş üstü 2 bin kişi üzerinde yapılan anketten çıkan sonuç yüzde 65,3 ekonomik sorun, hayat pahalılığı ve enflasyon olmuş.
Yüzde 6’lık kısmı ise “Sığınmacılar sorun”dedi.
Aslında vatandaşın fakirleşmesi tam da sığınmacıların yarattığı ekonomik sorundur.
Ankette üçüncü sırada ise yüzde 4,7 oranıyla “Adalet sorun” denmiş.
Bir ülkede, en büyük sorun ekonomik sıkıntı ve adalet olarak görülüyorsa o ülkede işlerin iyi gitmediği anlamı çıkar.
“Türkiye’nin bu sorunlarını hangi siyasi parti çözer?” sorusuna da katılımcıların yüzde 30,9’u “Hiçbiri çözemez” cevabını verdi.
Yüzde 22,4’ü AK Parti, yüzde 20,8 CHP ve yüzde 4’ü de MHP demiş.
Bana göre de rakamlar doğru.
Özellikle pandemiden sonra hayat pahalılığı artarken ekonomik olarak sürekli gerileyen vatandaşın artık dermanı kalmadı.
Vatandaş pes etti artık, dere nereye sürüklüyorsa oraya gidiyor.
Hiçbir umudunun kalmaması da bundandır.
23 yıldır tek başına iktidarda bulunan AK Parti’nin hem 31 Mart seçimlerinden hem de vatandaşın içinde bulunduğu ekonomik durumdan ki sandığa da yansıyan budur iyi bir ders çıkarmalıdır.
Vatandaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güveniyor ancak çevresinde bulunanlara da fazla bir güveni kalmadı.
Herkesin eteğindeki taşları döktüğü AK Parti Kızılcahamam kampından sonra Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın artık somut adımları atmasını bekliyor.
Kaçan seçmenin geri dönmesi için Erdoğan’ın hamlesini bekliyor.
Bu beklenti gecikmemeli.