Geçen derste öğrencilere her gün kullanmış oldukları afiyet olsun cümlesindeki afiyet kelimesinin anlamını sorduğumda bu kelimenin manasını birçok kişinin bilmediğini öğrendim. Arapça olan afiyet kelimesi sağlık, esenlik manalarını içermektedir. Yani birisine afiyet olsun dediğimizde, yarasın, sana sağlık, esenlik getirsin demek istemekteyiz.
Eski Türkçede iyileşme manasında sağıltım/ sağaltım kelimesi kullanılmaktaydı. Sağ, sağlık kelimeleri de aynı kökten gelmektedir ki daha sonraları da sağlık ocakları bu manayı içerecek şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Sağıltım kelimesinde olduğu gibi dışardan alınan sözcükler nedeni ile bazı kök sözcüklerimiz zayıflamış ve kullanılmaz hâle gelmiştir.
Bir kelimenin manasını bilerek kullanmak, kelimeye muhatap olan kişiler için fazla bir anlam ifade etmese de kullanan kişilerin eylemlerini bilinçli yapma noktasında onlara büyük bir sorumluluk getirmektedir. Kişileri bilinçli kılan, düşünce ve eylemlerini oluşturan unsur, kullandıkları kelimeler olmaktadır. Kelimeler, onu kullanan kişileri tanımak için ipuçları verirken, aynı zamanda insanlar üzerinde psikolojik etki de yapmaktadırlar. Eski dönemde “hastane” kelimesi için “şifahane” “eczane” kelimesinin yerine de “devahane” denilmekteydi. Bu kelimeler zamanla kullanımdan kaldırılarak Arapça-Farsça karışımı “şifahane” kelimesinin yerine, Farsça “”hastane”; yine Arapça “deva” kelimesinin yerine, ilaçlarda kullanılan parçaların yapıldığı yer manasındaki Arapça-Farsça karışımı “eczane” kelimesi kullanılmaya başlanmıştır.
Şifahaneye gidiyorum diyen bir kişi ile hastaneye gidiyorum diyen bir kişinin zihinsel çağrışımları bir olmayacaktır.
İletişimde veri kaybının en aza indirilmesi, olası yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi, kişilerde eylem ve bilinç birlikteliğinin oluşturulması için insanların düşünme becerilerini geliştirmesi gerekir. Anlamı bilinmeyen kelimler ile düşünme; düşünme eyleminin olmadığı yerde düşünce, düşüncelerin olmadığı yerde düşünce sistemi, düşünce sisteminin olmadığı toplumda da eylem birlikteliği, bilinçli bir tavır olmaz.
Kelimeler asıl güçlerini kişilere yapmış oldukları çağrışımdan almaktadırlar. Bazı kelimeler insan zihninde “kelebek etkisine” benzer uzun diziler silsilesi oluşturmakta, bu diziler de düşünme eyleminin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Kelimeler ve onların yapmış oldukları çağrışımlar, kaliteli eğitimin temeli oluşturmaktadır. Bu durumda kişiler, taklidi bir tavırdan bilinçli bir duruşa geçmektedirler.
Kelimeler, dilin kendisini meydana getirdiği gibi, insanın zihinsel kodlarını, bilincinin kökenlerini, düşünce dünyasının temelini oluşturmaktadır. İnsan, yaşam ve düşünce tasvirini kelimeler üzerinde yapmakta, hayatına kelimelerle derinlik kazandırmaktadır.
Sağlıklı düşünmeyi, meselelerin arka planına geçmeyi, olaylara derinlemesine vakıf olmayı isteyen kişilerin önce kullanmış oldukları kelimelerin anlamına vakıf olmaları gerekir. Kullandığı kelimelerin anlamına derinlemesine vakıf olmayanların, bu anlamların neye, hangi manaya delalet ettiğini araştırma alışkanlığı kazanmayanların, karşılaştıkları olayları tam ve derinlemesine yorumlama imkânı yoktur.
Maalesef ülkemizde birçok kişi, kendi ad ve soyadının anlamını bile bilememektedir.