Bir futbol takımının en büyük gücü elbette taraftarıdır. Camiasının sahiplenme duygusudur. Bunun en güzel örneği de Trabzonspor’dur. Başkanı, yönetimi, teknik direktörü kim olursa olsun.
Sahada kimler forma giyerse giysin..
Eğer taraftarının o büyük sahiplenme duyusu olmasaydı, Trabzonspor asla buralara gelemezdi..
İstanbul’un büyükleri tarafından iki senede darmadağın edilirdi.
Bunun çok örneği de vardır.
Neredeyse bütün aslarına el atıldı..
Yıldızları alındı..
O yine yoluna devam etti.
Çünkü başlangıçtaki hatalarından arınıp mecburiyetten de olsa döndüğü kendisini büyüten, yaşatıp, yarıştıran, yücelten değerlere sıkı sıkı sahip çıktı.
Ne zaman ki bunlara ters işler yaptı..
Hep sıkıntıya düştü..
BASKIYA ALDIRMAYIN!.
Taraftar elbette çok büyük güçtür ve yaşama sebebindir lakin taraftar günlük yaşar.
İki galibiyetle havaya girip ‘Bu sene kesin şampiyonuz’ der.
Bir yenilgiyle’ Bu takımdan bişe olmaz’ diye tepki gösterir.
Bu gün göklere çıkardığı başkanı, teknik adamı, futbolcuyu iki kötü maçtan sonra ipe çeker!
Özellikle de transfer dönemlerinde çok iştahlı olup havalı ve de pahalı futbolcuların alınmasını ister..
İstanbul büyüklerinin aldığı oyuncuları Trabzonspor’un transferleriyle kıyaslar. ‘Bir onların aldığına bak, bir de bizimkilere. Bunlarla nasıl yarışacağız ‘ kaygısıyla benzerlerinin alınması için yönetimlere baskı yapar.
Ve maalesef çoğu kez yönetimler de bu büyük baskıya direnemez, teslim olur!
Ve Trabzonspor sonradan altından maddi manevi zor kalkacağı bir sürü transfer yanlışına imza atar.
Gelinen noktada olduğu gibi..
250+250 MİLYON ! (TRİLYON)
Yeni yönetim futbolcuların gecikmiş alacakları için 250 milyon TL ödeme yapmış, nisan sonu itibariyle bir 250 milyon daha yapılacakmış.
Adı geçen para 500 Milyon TL.
Milyon deyince tam anlaşılmıyor da, eski parayla 500 trilyon dersek daha iyi olur.
Bu da, futbolcuların gecikmiş alacakları ve taksitlendirilmiş bonservis ücretlerinin sadece bir, iki taksiti..
Yani devamı da var.
Bu Aysbergin görünen yüzü..
Aslında açıklanmamış iflastasın..
Peki, sorumlular kim?
Şampiyon takıma 13 pahalı ama sıradan, bazıları sadece antrenmana çıkan onca futbolcuyu getirip kadroyu sil baştan yenileyenler.
Bunu yaparken de takımın gücünü en az yarı yarıya azaltırken borcu da ikiye katlayanlardır.
Başkanından teknik direktörüne kadar her kimse..
SEPET SEPET YUMURTA!
Bütün hedeflerinden kopan Trabzonspor sezonun bitimine 9 hafta kala teknik direktör arıyor.
Ve tabi taraftarın o meşhur baskısı yine devrede.
‘Bu yönetimden bişe olmaz..’
‘Hala birini bulamadılar’
‘Bizi şampiyon yapan başkan ile teknik direktörü kaçırdınız da ne oldu?’ gibi sözlerle herkes bişe söylüyor.
Özellikle de sosyal medya yıkılıyor..
İki günlük başkanı ve yönetimi istifaya çağıran bile var.
Ben de bir ekleme yapayım;
Gidenler ‘Şampiyon’ etiketini alarak büyük bir gururla gittiler. Haklarıdır, Sağ olsunlar var olsunlar da, giderken de yumurta sepetini sırtlarından attılar.
Attılar da, o sepeti bu gün kokusu ortaya çıkan çürük yumurtalarla dolduranlar kimdi?
ACELEYE GEREK YOK
Teknik direktör konusuna gelince;
Bence Trabzonspor bu sezonu İhsan Hoca ile bitirmeli.
Antrenör arayışlarını yeni sezon için sürdürmeli..
Trabzon’un yapısına, Trabzonspor’un gerçeklerine ve hedeflerine uygun,
Ara sıra da olsa genç oyuncuları şans veren.
Genç, dirayetli, kendisinin de hedefi olan,
‘Her şeyin en iyisini ben bilirim’ havasında..
‘Ben işimi yaparım gerisine karışmam kafasında’ olmayan birini bulup getirin.
Kaldı ki tüm motivasyonunu kaybetmiş bu takıma şimdi kalkıp Morinho’yu da getrseniz, iki yenilgiden sonra teşhis hazırdır;
‘Habu miydi la..
Bu da palavra çıktı!’
Şen ola Sebat şen ola..
Eski bir futbolcusu olarak BAL Liginde grup şampiyonu olup 3. lige yükselmek için Play-Off maçı oynama hakkı kazanan Akçaabat Sebat Gençlik'i kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.