İnsanların en büyük zafiyetlerinden birisi de fikirlerinieylemlerini mantıklı bir şekilde açıklayamamalarıdır. Buna zemin problemi denilmektedir.
Bir düşünce, bir eylem, gerekçesi olan sağlam bir fikre dayandığı vakitinsanlar davalarında haklı duruma gelebilirler.
Günlük hayatta her eylemin, her fikrin insan zihninde bir gerekçesi oluşmaktadır. İnsanlar zihinlerinde gerekçelendiremedikleri bir eylemi yapmakta zorluk çekmektedirler. En azılı katil, en azılı hırsızlar bile yapacakları eylemleri zihinlerinde önce meşrulaştırmazlarsa bu eylemi gerçekleştirememektedirler. Başkasının malını çalan hırsız, bu eylemi için ayıplandığında: mal sahibini kastederek o da vergi vermeyerek tüm insanların malını çalıyor, diye kendini savunmaya geçmektedir. Burada sorun, eylemin gerekçesinin yanlış zemine oturtulmasından kaynaklanmaktadır.
Dünyada insanların % 87’si başat olarak sağ el ve ayaklarını kullanmaktadır. Askeriyede başat olan ayağın güçlü bir şekilde yere basması ve o güç üzerinden diğer ayağın hareket etmesi amaçlanır. Çünkü güçlü ayak ile sağlam bir şekilde zemine basan kişilerin yıkılma ihtimalleri daha zordur. Güçlü ayaktan alınan destek, o kişiyi daha dayanıklı kılmaktadır. Askerin sol- sağ diyerek ritmik yürümeye çalışmalarının gayesi zemine sağlam ayakla basma gayretinden kaynaklanmaktadır.
Birilerini müzmin sakat, müzmin bekâr diye tanımlarken o kişide o durumun büyük bir zemin bulduğu ve oradan bunu söküp çıkarmanın zor olacağı gerçeği vurgulanmaya çalışılmaktadır.
Yorumlar, fikirler de gücünü, temellendirilmiş düşünce sisteminden, bilgilerden alır. Sağlam bir zemine oturtulmayan, dayandırılmayan her düşünce yıkılmaya mahkûmdur. Eylemler de düşünceler de güçlerini sağlam fikirlerden alır.
Sağlıklı düşünen bir toplum oluşturmak için insanlara,fikirlerini sağlam bir zemine oturtmaalışkanlığının verilmesi gerekir. Bu gibi toplumlarda tartışmalar daha az ve de bilimsel yürütülmektedir. Bir fikri, bir zemine dayandırmak için çok geniş bir bilgi birikimine gerek vardır. Olayların sebep sonuç bağını çözen, tarihi süreçlerini irdeleyen ve mantığını kavrayan kişiler, fikirlerini dile getirirken daha fazla inandırıcı olmaktadırlar. Bu kişiler fikirlerinde tutarlı olmakta, bu durum aynı zamanda onların karakterlerinin sağlam olmasına zemin hazırlamaktadır.
Günlük hayatta köpük gibi dağılan akımların, halk nazarında itibar görmeyen siyasi partilerin, şöhret basamaklarında uzun süre kalamayan sözde sanatçıların ortak noktaları, bulundukları zeminlerin zayıfolmasından kaynaklanmaktadır.
Fikirlerin, eylemlerin sağlam bir zemine oturtulması çok zordur. Bu nedenle insanlar nedensiz fikirlerin, anlamsız eylemlerin peşindedirler. Nedeni sağlam olmayan her fikir bir toz bulutu gibi küçük bir rüzgârda aniden yok olmaktadır. Doğru bir bilgi üzerine kurulu olan mantıklı düşünceler, insanlar tarafından hemen kabul görmektedir. Yanlış, eksik bilgi üzerine kurulu olan her yorum, onlarca tartışmayı beraberinde getirmektedir. Elbette herkesin kendine göre haklı sebepleri olabilir. Kişiler fikirlerini savunurken, en azından gerekçelerine de güvenmeleri gerekmektedir.
Sorun, insanların araştırmadan, sağlam bilgiye ulaşmadan, eksik, yalan yanlış bilgiler üzerinden bir sav oluşturmaları, sonra bu savı en doğru fikirmiş gibi ileri sürmeleridir. Bu tarz eylemler günlük hayatta büyük tartışmaları beraberinde getirmektedir.