İnsanların kültürel değerlerinden hareketle fıtratlarında olan bir yapıyı reddetmesi kişileri de toplumları da zaman zaman çok zor duruma düşürmektedir. Bu durumu, insanlara ikna edici, mantık kurallarına uygun şekilde açıklamak zor olmakta, bunu izah etmeye çalışanların elinde de çevrelerinden, atalarından duymuş oldukları belirli argümanların haricinde ikna edici bir açıklama bulunmamaktadır.
Feminizm etkisinde kalan bazı kadınlar, anneliğin toplum tarafından kendilerine dayatıldığını bu nedenle bütün özgürlüklerini kaybettiklerini iddia etmekte; evlenmeye, çocuk yapmaya karşı olduklarını dile getirmektedirler. Bir neslin, bir toplumun geleceğinin ana teminatı olan kadınların anne olmaya karşı geliştirmiş oldukları bu tutum bir milletin hatta insanlığın yok olmasına bile sebep olabilir. Kadınların belirli bir kültürel ve zihinsel anlayışa dayanarak en önemli ayrıcalıkları olan annelik vasıflarına karşı gelmeleri biyolojik ve kültürel çatışmanın örneğini oluşturmaktadır.
Aynı şekilde toplumda insanların sağ ve sol yönlere kültürel bir anlam yükleyip sol el ve ayak ile yapılan eylemlere önyargılı yaklaşmaları biyoloji kültür çatışmasına zemin hazırlamaktadır.
İnsan beyninin sağ tarafı başat, baskın olursa vücudunun sol tarafı; beynin sol tarafı başat, baskın olursa vücudunun sağ tarafı daha aktif, daha becerikli olmaktadır. Bu nedenle insanın sağ ve sol elini tercih etmesi alışkanlığın ötesinde bir mecburiyeti olmaktadır.
Dünyada sağ el ve ayağını kullananların oranı yaklaşık %87 civarındadır. Bu durumda solak olanların oranı %13 olmaktadır. Azınlık olanların göze çarpması ve istenmeyen kişiler olması gayet normaldir. Çoğunluğun sağ eli ile yaptığı bir işi bazılarının sol eli ile yapması ister istemez göze çarpmakta ve insanlar o kişilerin doğru bir şey yapmadığı kanaatine varmaktadırlar. Sol elini kullananlar daha becerikli, daha estetik davranışlar sergilemelerine rağmen insanların bu kişilere yaklaşımı farklı olmaktadır.
Çapraz kelimesi Farsçada çab, çeb ters, aykırı demek, rast kelimesinin ise Farsçada sağ anlamı bulunmaktadır. İnsanlara işin rast gelsin dediğimiz zaman sağ tarafın öneminden bahsedilmiş olunmaktadır. Farsça Hint Avrupa dil ailesine mensuptur. Bu kelimeler kuvvetle muhtemelen İslamiyet’ten önceki Eski Farsçadan kalmıştır.
İnsanların kullanmış oldukları alfabe de onların düşünce ve kültürel yapılarını şekillendirmektedir. Nebat (Arap) Alfabesi sağdan sola doğru yazıldığı için insanların zihin kodları, zihinlerinin çalışması da bu yönde olmaktadır. Bu nedenle sağ taraf daha öncelenmiştir.
Hitler kendini kamufle eden Yahudileri tarla sürüş yönlerinden tanıyormuş, çünkü Yahudiler alfabelerinin sağdan sola okunup yazılması gibi, tarlalarını da sağdan sola doğru sürüyormuş.
Aynı şekilde saat yönü diye bir tabir bulunmaktadır. Saat yönü soldan sağa doğru olmaktadır. Soldan sağa doğru akan Latin Alfabesini kullanan Avrupalılar, saatlerin işleyişini, saat dilimlerini, akrep ve yelkovanın yönünü soldan sağa doğru hareket edecek tarzda yapmışlardır. Arap Alfabesini kullananlar için saat imalat eden firmalar saatlerinin daha fazla satılmasını istiyorlarsa bu saatlerin sağdan sola doğru hareket edecek tarzda üretmeleri gerekmektedir.
Fransız Devrimine öncülük eden ulusal mecliste, yenilik isteyenlerin solda, eskinin devamını isteyenler tesadüfen solda oturması, dünya literatürüne muhafazakârların sağcı, yenilikçilerin solcu olarak algılanmasına neden olmuştur. Bu anlayışın bizim sağ ve sol ellerimize yüklemiş olduğumuz anlamlarla doğrudan bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Ayrıca sol elini kullananlara solak diyoruz, sağ elini kullananlar için bir tanımlama yapmamaktayız. Bazılar sağ elini kullananlar için sa(ğ)lak denildiğini sanmaktadır. Şurası bir gerçek ki salak dediğimiz kişilerin sağ tarafları ile bir alakaları yoktur. Salak kelimesinin anlamı ise burada yazılmayacak şekildedir.
İnsan, vücudun doğal yapısına müdahale edemez, burada düzeltmemiz gereken vücudumuz değil kültürel anlayışımızdır. İnsanlar kültürlerini aşırı derecede önceledikleri için hakikatleri algılayamamaktadır. Güneşin doğuşunu, mevsimlerin oluşumunu değiştiremeyeceğimiz gibi, anneliğin rolünü, vücudumuzun aktif olan tarafını da değiştiremeyiz, onu değiştirme yerine ona saygı göstermeyi, hatta güçlü olan tarafımızı daha da güçlendirmenin yolunu aramamız gerekir.
Bugün sol ayağını kullanarak meşhur olmuş Messi, Arda, Sergen gibi futbolculara sol ayakları ile topa vurmalarına yasak getirmekle, doğuştan solak olan küçük çocuklara sol ellerini kullanmaması için baskı yapmak arasında hiçbir fark yoktur.