İran tarihi daima çalkantılı bir dönem yaşamıştır. Bu çalkantılı dönemlerde kadınlar ön planda etkin şekilde yer almış adeta yeniliklerin sembolü olmuşlardır.
1930’larda FadimaBarakani sisteme karşı olduğundan idam edilir. 1973 yılında Türk öğrencilerin Farsça öğrenim almasına karşı çıktığı için öğretmen MerziyeÜskülü (1945-1973) de aynı kaderi paylaşır. 1979 yılında İran İslam Devriminin başarıya ulaşmasındaki en büyük pay kadınlara aittir. Rza Şahın son günlerinde İran sokakları kan ile boyanırken kadınların askerlerin tüfeklerinin ucuna kırmızı karanfil takıp şiddeti önledikleri günler unutulmaz bir manzaradır.
Ahmedi Nejat döneminde kurulmuş olan GashteErshad (Rehber Devriyeleri) yani Ahlak polisleri sokaklarda ahlak kurallarının uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek amacıyla kurulmuş, kurala aykırı olanları tutuklamışlardır. İran polisi kadınlar üzerindeki baskıyı her gecen gün artırdı. Söz konusu teşkilatta çalışmış sonra emekli olmuş olan bir şahsın “sanki rehberlik için değil, avlanmaya gidiyorduk” şeklindeki ifadesi söz konusu sözde ahlak temin ekiplerinin taşıdıkları ruh halini yansıtmak konusunda düşündürücü idi.
Ancak kadınlar yeni rejim ile de bir türlü barışamadılar. Çünkü kadınlar o günden beri yaşam ile modernizm arasında sıkışmış durumda. Kadınlar üzerindeki baskı devam ettirilmekte. Neda Agah Sultan adlı kadın 2009 yılında Ahmedi Nejad döneminde katledildi. Vida Movahed 2018'de benzer bir gösteride tutuklanmış ve aylarca hapiste tutulmuştu. Reisi BM’ler dönüşünde taraftarlarını sokağa döktü. Öfkeli kalabalık Meşhed’deki Dini lider Hamaney’in heykelini ateşe verdi. Bu olaylar sırasında Mahsa Amini kurban edilmiştir. ODTÜ de mastır yapmakta olan aktivist Sara Baherirad 26. 09. 2022 tarihinde bir Tv. Röportajında “Ankara Dikmende gezerken rüzgar saçlarımı savurduğunda anlatılamayacak bir haz duydum” şeklindeki ifadesi herkesin farkında olmadığı basit şeylerin İran kadınında nasıl bir arzuya dönüştüğünün açık göstergesidir.